Film analizi: "Sonsuzluk ve Bir Gün"
Geçmişi, yarını, yaşamı ve ölümü bugünde arayan bir Theodors Angelopoulos yapıtıdır, "Sonsuzluk ve Bir Gün". Filmde seyirci, öleceğini öğrenen Alexander ile son gününü geçirir. Bu sırada karakterimiz geçmişini anımsar, yaşadığı güzel anılara geri döner ve aynı zamanda bugününü de idame ettirir. Sizin için "Sonsuzluk ve Bir Gün" filminin analizini yaptık.
🔹 Yönetmen, varlık felsefesini merkeze alarak "Varlık nedir?" ve "Varoluşumuzun anlamı nedir?" gibi soruları film boyunca ana karakterin çatışmaları üzerinden seyirciye düşündürür.
🔹 Martin Heidegger'in görüşlerini temel alan yönetmen, "her türlü varlık anlayışının olası ufku" olarak gördüğü zaman kavramını, filmde ana karakterin sonsuzluk ve bir gün arasındaki anlam arayışı bağlamında ortaya koyar.
SONSUZLUĞUN TEMSİLİ
🔹 Filmin adını öylesine seçmemiştir yönetmen ya da söylenen hiçbir diyalog boşuna kurulmamıştır. Hepsinin tek bir amacı vardır; yaşamı, varlığı sorgulamak.
🔹 Filmin dikkat çeken özelliklerinden biri de başladığı yerde bitmesidir. İlk sahne, deniz kıyısında yaşadığı evde başlar ve aynı şekilde o evde, deniz kıyısında biter. Nedir deniz? Sonsuzluk...
GEÇMİŞ VE BUGÜN ARASINDAKİ PENCERE
🔹 Alexander'ın son gününü izleyen seyirci onunla birlikte geçmişinde yolculuğa çıkar. Deyim yerindeyse karakterin hayatı, bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer.
🔹 Film boyunca flashback (geriye dönüş) sahnelerine oldukça sık yer verilir. Yönetmen, geçmiş ve şimdiki zaman arasındaki geçişlerde evin pencerelerini kullanır. Pencereler, geçmişle bugünün geçişini sağlayan bir araç hissi uyandırır ve yönetmen bunu, seyirciyi filme uzaklaştırmadan gerçekleştirir.