Yeşilçam sinemamızın neresinde?
Bir sokak ismi olmasına rağmen Türk sinema tarihinde film üretiminin oldukça fazla olduğu dönem Yeşilçam'dır. 1960'lı yıllarda, sinemanın ivme kazandığı bu dönemde Hollywood özentisi filmler çekilir. Toplumun derdinden uzak ve estetik değeri düşük olan bu tüketim eserleri ülkemizde her dönem tartışma konusu oldu. Peki, Yeşilçam Türk sinemasının neresinde?
Giriş Tarihi: 24.08.2023
09:14
Güncelleme Tarihi: 24.08.2023
10:04
TÜRKİYE SİNEMASI
🔹 Türkiye sinemasının başlangıcı , Osmanlı dönemine kadar uzanır. İlk yerli film, 1914 yılında yönetmen Fuat Uzkınay tarafından çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesi" olarak kabul edilir.
🔹 Türk sinema tarihini başlatan bu yapıtın ardından geçen süreç içerisinde sinema, özellikle 1950 ve 1960'lı yıllarda gelişim evresine geçer. Yeşilçam olarak adlandırılan dönem, film üretiminin ivme kazandığı bir zamandır.
🔹 Yeşilçam sineması, adını Beyoğlu'nda bulunan Yeşilçam isimli sokaktan alır. Özellikle 80'li yıllarda Türk sinemasının merkezi halinde olan bu mekan, film şirketlerine ev sahipliği yapar. Yeşilçam sineması da böylece bir dönem adı olarak anılmaya başlar.
VIDEO
YEŞİLÇAM SİNEMASI
🔹 Yeşilçam dönemi, sinemadaki teknik yetersizlik ve bilgi eksikliği nedeniyle estetikten yoksundur. Daha çok zamanın popüler sineması olan Hollywood'dan aktarılan kalıplarla filmler yapılır. Bu nedenle Türk sineması, kendi kültür kodlarından uzak, kısırlaşmış bir anlatı yapısı ve seri üretim üzerinden ilerler.
🔹 VAV TV'de yayınlanan Hayata Dokunmak programına konuk olan Dr. Mesut Bostan ve Eğitimci Ayşe Karaköse Yeşilçam sineması üzerine konuştu. Konu ile ilgili Ayşe Karaköse şu ifadeleri kullandı:
"1950-60'lı yıllara kadar biz aslında kendi hikayelerimizden çok Hollywood'daki hikayeleri alıp bizimkine uyarladık. Oradan hikayeyi alıp biraz bizim kodlarımıza uyarlayıp hatta bazen kamera açılarına kadar birebir taklit etmek şeklinde yapılmıştı çoğu film. Hatta Charlie Chaplin'in 1914'ten itibaren yaptığı bütün filmleri izlediğinizde aslında Yeşilçam'ın büyük çoğunlukla oralara yaslandığını görüyoruz. Bunların içinden bize uygun hikayeler de var ama genel olarak o dönemin meşhur olmuş filmleri hangisi ise onları alıp biraz bize uyarlamışız."
SİNEMA VE TOPLUM
🔹 Yeşilçam filmleri, Hollywood'un bir kopyası olması nedeni ile aslında Türk kültür yapısı ile örtüşmez. Bu yapımlarda, belli bir kesime tepeden bakan, karikatürize edilmiş karakterler yer alır. Aslında sinemada gösterilenler ile halkın yaşandıkları birbirinden oldukça farklıdır.
🔹 Yeşilçam'a dair en yetkin isimlerden olan Ayşe Şasa, "Yeşilçam Günlüğü" kitabında Türk filmlerini şöyle anlatır:
"Türk sinemasını bir süreç olarak kavramak ve incelemek çabası, insanı belirgin bir olguyla karşı karşıya getirir. Ortalama Türk filmini şekillendiren iki unsur vardır. Bir tarafta hep gizil, örtük bir yerellik, bir tarafta hep çiğ ve sözde bir modernlik. Bu iki karşıt eğimin zıt kutuplardan oluşan baskısı, Türk sinemasının veriminde karmaşık bir rol oynar."
Ayşe Şasa'nın Yeşilçam Günlüğü'nden alıntılar
🔹 Yeşilçam filmleri, belli bir kesime tepeden bakan, karikatürize edilmiş karakterler ortaya koyar. Ancak gerçek hayatta bunun bir karşılığı yoktur. Sinemada gösterilenler ile toplumda yaşananlar birbirinden oldukça farklıdır.
🔹 Konu ile ilgili Mesut Bostan şu ifadeleri kullanır:
"Kültürel birikimimizin bir parçası olarak görüyoruz. Ama Yeşilçam sineması tabiri, 1960'larda tamamen kültürel aşağılama, hatta neredeyse küfür gibi kullanılıyor."
🔹"Yeşilçam toplumu temsil ediyor mu?" sorusu hala bir tartışma konusudur. Çünkü Yeşilçam, toplumsal değerlerin çarpıtılarak aktarılması ve dönemin birlik beraberlik duygularını belki de farkında olmadan yansıtması ile kendi içerisinde çelişkileri bulunan yapımlardan oluşur.
🔹 1960'lı yıllarda ülkenin politik olarak zorlu süreçlerden geçtiği bir dönemde sinemanın nasıl bir noktada olduğunu Karaköse şöyle anlatır:
"Sinemaya baktığımızda Yeşilçam ve ağırlıklı olarak melodramları görüyoruz. Aslında o sosyal yapıyı dönemin filmlerinde neredeyse hiç görmüyoruz. Sadece sanki gerçeküstü masalsı bir dünya var, oradaki melodramlar, aşk, evlilik, intikam gibi öyküler var. Orada toplumu çok görmüyoruz ama arkadaşlığı, aileye bakışı biraz abartılı bir şekilde görüyoruz. Hollywood rüyası dediğimiz gibi bizde de herhalde bir Yeşilçam rüyası dönemi olmuş o dönemlerde."
Sinema tarihinin başlangıcı