12 maddede Osmanlı kültüründe astronomi
Osmanlı'da önemli bir meslek dalı olan müneccimlerin yıldızları inceleyip 'Ahkam Takvimi'ni hazırladığını biliyor muydunuz? Ya da fal işleriyle ilgilenmeyen bu kişilerin, dini günleri ve namaz vakitlerini belirlemek gibi mühim görevleri olduğunu? Sizler için, mazisi neredeyse insanoğlu tarihi kadar eski olan astronominin Osmanlı'daki yansımalarını derledik.
Giriş Tarihi: 28.03.2019
15:48
Güncelleme Tarihi: 20.05.2020
14:28
OSMANLI KÜLTÜRÜNDE ASTRONOMİ
İslam bilim tarihinde astronomi çalışmalarının önemli bir yeri vardır. İslam'ın ilk devirlerinden beri astronomi sahasında yapılan çalışmalar, zamanla ilerlemiş, daha önceki medeniyetlerin çalışmaları da ilave edilerek özellikle astronomi gözlemleri ile gezegen teorileri konularında büyük başarılar elde edilmiştir. Şam ve Bağdat gibi merkezlerde kurulan rasathanelerde pek çok astronom yetişmiş ve çok sayıda astronomi eseri kaleme alınmıştır. Meraga ve Semerkand gibi büyük rasathanelerde yapılan çalışmalarla İslam astronomi bilimi zirveye ulaşmış ve her iki rasathane dekendi ekolünü oluşturmuştur. Osmanlılar bir yandan bu iki ekolün sürdürücüsü olan bilim adamlarını yetiştirirken, öte yandan da kendi ekolerini oluşturacak çalışmalara başlamışlardır. XV. asrın sonlarına doğru müneccimbaşılık adlı bir kurumla ülkedeki tüm astronomi çalışmalarını idare etmeyi hedefleyen Osmanlılar, muvakkithaneler vasıtasıyla memleketin her köşesinde bir tür astronomi faaliyetinin yapılmasını sağlamışlardır.
DEVLET GELENEĞİ HALİNE GELEN BİLİM
Osmanlı'da olayları ve İnsanları ve etkilediği düşünülen ilme ''nücûm'' ve bu ilme sahip olanlara da ''müneccim'' denirdi. XV. yüzyılın sonları ile XVI. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış bir müessese olan müneccimlik, astrologların saraylarda ''danışmanlık görevi'' verilmesiyle birlikte Osmanlı'da astroloji farklı bir konuma geldi. Böylece padişahlar, sağlık konularından düşmanlarına kadar meraklarını giderirlerdi. Osmanlının yegâne başarısındaki etkenlerde biri de bu kurumları merkezileştirmek, yani günümüz tabiriyle uzmanlaştırmaktır. ''Müneccim'' olarak adlandırılan astrologlar, müneccimbaşının kontrolü altında sarayda görev yaparlar. Bu kişiler fal bakan, gelecekten haber veren kişiler değildir. Yıldızları gözlemeyerek ''Ahkâm Takvimi''ni oluşturur ve bunun yanında önemli gün ve namaz vakitlerini hesaplarlardı.
Osmanlıyı anlamak ve anlamlandırmak için sadece askeri ve siyasi yapıya bakmak yeterli olmayacaktır. Yalnız Osmanlı değil, Orta Doğu coğrafyası dahi müneccimlere oldukça önem verilirdi. İran devletindeki iktidar mensupları birçok elzem konuyu müneccimlere danışırdı.
"Gökküresi bilimi" anlamına gelen ilm-i felek terimi İslâm dünyasında aynı zamanda "felekiyyât, ilm-i nücûm, ilm-i nücûm-i ta'lîmî, sınâat-i nücûm, sınâat-i tencîm, ilm-i hey'e, ilm-i hey'eti'l-âlem" de denilen astronominin en yaygın karşılığıdır. Astronomi aritmetik, geometri ve mûsikiyle birlikte aklî ilimler tasnifindeki matematik bilimlerini (ilm-i ta'lîmî, ilm-i riyâzî, riyâziyyât) oluşturur. Latinler'in "quadrivium"una tekabül eden bu dört bilime Fârâbî'nin tasnifinde mekanik ve optik de eklendi.. Bu tasnif, astronomiyle astrolojinin (ilm-i ahkâm-ı nücûm) çok erken bir dönemde birbirinden ayırt edildiğini ortaya koyması bakımından önemlidir.
Müneccimler, ikinci Beyazıd zamanında sarayda resmi çalışan oldular. Böylece takvim, imsakiye hazırlamak, uğurlu ve hayırlı saati tespit etmek, şehzadelerin doğum haritasını incelemek gibi bazı görev ve sorumlulukları alırlar. Osmanlıda eşref saatine oldukça önemi vardır. Birçok törenin açılışından, padişahların tahta çıkıp, ordunun sefere çıkmasından, nikâh kıyımına kadar her türlü iş ve vazife için eşref saatine başvuruldu. Bu kişilere, Güneş'i cihanın sultanı diğer gezegenleri de onun hizmetinde görevli olduğunu belirten isimler verdiler. Ay sultanın veziri, Venüs çalgıcısı, Jüpiter kadısı, Merkür kâtibi, Satürn hazinedarı, Mars ise serasker olarak kabul edildi.
Hz. Muhammed eşref saatini kullanır mıydı?
Osmanlılarda bu uygulamanın İslamiyet'le alakadar bir uygulama olduğu ve bunun Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde de kullanıldığına dair bir inanış hâkimdir. Ancak Hz. Muhammed hiçbir zaman uğurlu saat kullanmamış, duaların ve ibadetlerin her şeyden üstün olduğunu ifade etmiştir.
OSMANLI'DA ZAMAN İŞÇİLİĞİ
Osmanlı astronomi kurumlarından ikincisi muvakkithanelerdir. Osmanlılardan önceki İslam devletlerinde de bulunan bu kurumun ilk olarak ne zaman açıldığı tam olarak belli değildir. Ancak İstanbul'un fethinden sonra Fatih Külliyesi içinde yer alan muvakkithane, genellikle Osmanlıları nilk muvakkithanesi olarak kabul edilir.
Kuruluşu İslam medeniyetinin ilk asırlarına kadar geri giden muvakkithane, içinde zamanın belirlenmesi işi için muvakkit adı verilen kimselerin çalıştıkları küçük odalara verilen bir isimdir. Kelime olarak "vakti belirleyenkişi" anlamına gelen muvakkit, ıstılahta "namaz vakitlerini birtakım aletler vasıtasıyla tespit eden kişi" için kullanılmaktadır. Muvakkithaneler, genellikle cami ve mescitlerin bahçesinde iki oda halinde yer alırlardı. Temel görevleri namaz vakitlerini tespit etmek ve ilgililere bildirmek olan muvakkitler, İslam'ın bu işe verdiği hassasiyetten dolayı Emevîler döneminden itibaren çalışmalarını belli bir müessese altında sürdürmeye başladılar.