500 yıl süren Osmanlı geleneği: Surre Alayı
Osmanlı'da 500 yıl süren bir gelenek olan Surre Alayı'nın, her yıl hac mevsiminde hacca gitmek isteyenlerle birlikte pek çok kıymetli eşya ile kutsal mekânlara gönderildiğini biliyor muydunuz? Ya da bu alayın, İstanbul'dan dualarla yola çıkıp, Haremeyn'e giderek ahaliye, zahitlere ve ihtiyaç sahiplerine emanetlerini ulaştırdığını? Sizler için, "infâk" emrinin en güzel örneklerinden biri olan, Surre Alayı hakkında bilinmeyenleri derledik.
Giriş Tarihi: 26.03.2019
12:21
Güncelleme Tarihi: 19.02.2020
13:24
Sözlükte "içine altın ve para gibi kıymetli eşyaların konulduğu kese" anlamına gelen 'surre' kelimesi, her yıl hac mevsiminde yola çıkan alay, Harem-i şerif ahalisine, zahidlere, mukaddes yerlerin emniyetini sağlayan Mekke emirlerine ve Hicaz bölgesinde yaşayanlara dağıtılan para ve değerli eşyalara denirdi.
Haremeyn'e surre gönderilmeye ne zaman başlandığı tam olarak belli olmamakla birlikte bu âdetin Abbasî Halifesi Mehdî-Billâh zamanında (775-785) ortaya çıktığı görüşü hâkimdir.
Aynı dönemde hac yollarının güvenliği, hac güzergâhı üzerinde bulunan su kuyularının bakımı, hacıların konaklama vb. ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bazı tedbirlerin alındığı da bilinir. Haremeyn'e her yıl düzenli biçimde surre gönderilmesi ise Abbasî Halifesi Muktedir-Billâh döneminde (908-932) başlandı. Daha sonra Fatımîler, Eyyübîler ve Memlüklüler tarafından da surre geleneği devam ettirildi.
Osmanlı Devleti'nin yıkılışına kadar devam eden güzel geleneklerden olan Surre Alayı, İslam topluluklarının arasında bir muhabbet ve hürmet bağı oluşturdu.
İLK 'SURRE'Yİ HANGİ PADİŞAH YOLLADI?
Osmanlı Devleti'nde ilk bilinen Surre Alayı Yıldırım Beyazıd tarafından Edirne'den gönderildi. Gönderilen hediyeler arasında 80.000 altın da vardı. Bu geleneği Çelebi Mehmet, İkinci Murat Han ve Fatih Sultan Mehmet artırarak devam ettirdi. Yavuz Sultan Selim döneminde halifeliğin Osmanlı'ya geçmesiyle bu daha da sistemleştirildi. Haremeyn-i Şerif'e her şeyin en güzelini layık gören Osmanlı, surre alaylarına özellikle dikkat ediyordu.
Osmanlı padişahları, 923'te Haremeyn'in Osmanlı yönetimine girmesinden itibaren surreyi düzenli biçimde gönderdiler. Bu anlamda ilk surrenin daha Yavuz Sultan Selim Kahire'de iken yollandığı bilinmektedir.
Devletin en zor zamanlarında da devam eden alaylar, Haremeyn evkafı nazırı darüsseade ağalarının sorumluluğuyla hazırlanırdı. Gönderilecek para ve eşyaların listesini gösteren surre-i hümayun defterini darüsseade ağasının yazıcısı ve Haremeyn müfettişi mühürlerdi. İmzalana deftere nişancı tuğra çekerdi. Daha sonra ise padişahın Mekke emirine hitaben yazdırdığı name-i hümayun kızlar ağası tarafından surre eminine teslim edilirdi.
Her yıl Recep ayının girmesiyle birlikte İstanbul'da surre alayı hazırlıkları başlardı. Recebin on ikinci günü padişahın da katıldığı büyük bir merasim yapılırdı.
Surrelerin kaynakları arasında en önemlisi Haremeyn vakıfları idi . Osmanlı topraklarında mevcut hânedan mensuplarına ve devlet erkânına ait büyük vakıfların birçoğunun gelirlerinin bir kısmı Haremeyn'e tahsis edilmişti. Bunların dışında devlet hazinesinden, Hazîne-i Hâssa'dan ve ferdî bağışlardan önemli miktarda maddî destek gelirdi.