Abdülhamid’in arşivine yansıyan Osmanlı köşk ve kasırları
Kasırlar, hükümdarların kullanımına ayrılmış saraya bağlı yapılardır. Çeşitli fonksiyonları bulunan bu yapılar; bazen padişahın dinlenme mekanı, bazen spor alanı, bazen ise av maksadıyla kullanılırdı. Şehzade, sultan ve hanedan mensupları istedikleri yerde yalı veya köşk yaptırabildikleri halde daha çok Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme sahillerini tercih etti. Sadrazamlar, vezirler ve divan üyeleri Bebek'te, ilmiye sınıfı Rumeli Hisarı'nda, din ve ilim adamları Beylerbeyi'nde ikamet ettiler. Sizler için Sultan II. Abdülhamid'in arşivine yansıyan Osmanlı köşk ve kasırları derledik.
Kasr-ı âlinin selâmlık ciheti
Henüz İstanbul Boğazı'nın her iki kıyısında yolların olmadığı, ulaşımın sadece sandallar ya da keçi yollarından sağlandığı dönemlerdi. Boğaz'ın her iki yakası, köşk, kasır ve saraylarla süslendi.
Kasr-ı âlinin harem ve selamlık daireleri
Şehzade, sultan ve hanedan mensupları istedikleri yerde yalı veya köşk yaptırabildikleri halde daha çok Beşiktaş, Ortaköy ve Kuruçeşme sahillerini tercih ettiler.
Kasr-ı âlinin tay ahırı
Sadrazamlar, vezirler ve divan üyeleri Bebek'te, ilmiye sınıfı Rumeli Hisarı'nda, Hristiyanlar ve Yahudiler Arnavutköy ve Kuzguncuk'ta, zengin Rumlar, Avrupalı diplomatlar ve Ermeniler Yeniköy, Tarabya ve Büyükdere'de, din adamları ve ilim adamları Beylerbeyi'nde ikamet ettiler.
Beykoz Kasrı
Beylerbeyi Sarayı'ndan da önce yaptırılan Beykoz Mecidiye Kasrı, İstanbul'un eski köşklerindendir. Boğaz'ın Asya kıyısında, Beykoz'da inşa edildi. Beykoz Mecidiye Kasrı, Boğaziçi'nin ilk kâgir ve yeni üslupta inşa edilmiş, mimarî özellikleriyle sanat değeri olan bir yapısıdır.
"Sanatkâr-ı necip" ve Abdülmecid Efendi Köşkü