Beyazıt Camii hakkında tarihi bilgiler
İstanbul'un yeniden imarında büyük bir merkez teşkil eden ve Fatih Külliyesi'nden sonra ikinci büyük külliye olan II. Bayezid Külliyesi içindeki Beyazıt Camii, kendi adıyla anılan meşhur meydanda bulunur. İstanbul'da "orijinalliğini koruyan en eski selatin camisi" olarak kabul edilir. Sizler için, Beyazıt Camii hakkında tarihi bilgileri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
16 metre çapındaki merkezi kubbe, kuzeybatı ve güneydoğu yönlerinde iki yarım kubbe ile destekli. Yarım kubbe alt kotunda ise kuzeydoğu ve güneybatı cephelerinde, dörder kubbe ile üst örtü tamamlanıyor.
Caminin güneybatı cephesindeki tabhanenin ucunda 18. yüzyılda inşa edilen Veliyüddin Efendi Kütüphanesi yer alıyor.
Caminin üç kapısı, mermer, granit ve yeşil mozaik olmak üzere 20 sütuna dayanan 25 kubbeli bir şadırvan avlusu bulunuyor. Zemini mermer döşeli avluda yer yer büyük kırmızı porfirler yer alıyor.
📌Caminin giriş kapısı ile şadırvan avlu kapıları Selçuklu devri eserlerine nazaran sade olmakla beraber, taş işçiliği yönünden çok zengin.
📌Beyazıt Camii'nin minareleri Osmanlı devri Türk mimarisinde çok değişik bir sistem uygulanarak tabhânelerin en dış köşelerine yerleştirildiğinden aradaki açıklık 79 metreyi bulur.
📌Caminin, birer şerefeli iki minaresi arasındaki mesafenin geniş olması yapının azametini artırıyor. Minareler, renkli taşlarla geometrik süslemeli. Sağ tarafta olan minare özgün süslemelerini büyük ölçüde koruyor ancak diğeri birkaç kez onarım geçirmiş ve bezemelerini yitirerek daha sade kalmış.
📌Bu nedenle sağdaki minare Selçuklu'dan Osmanlı'ya geçişin İstanbul'daki tek örneği olarak kabul ediliyor.
Doğu ve batısında beşer kubbe ile örtülü iki tabhanesi olan cami, tabhaneli yapıların son örneği kabul ediliyor. Baştan tabhane olarak tasarlanmış bu bölümler ile cami arasındaki duvar sonradan kaldırılarak, namaz alanına dahil edildi.
Caminin minareleri camiye değil, caminin iki yanındaki tabhanelere bitişik.