Boğaziçi’nden 15 Temmuz’a bir köprü hikayesi
Dünyanın iki farklı kıtadan oluşan tek şehri İstanbul'un, güzelliğine güzellik katan boğazını geçebilme fikri, yüzyıllar boyu hayal olmaktan öteye gidemedi. 1900'lü yılların ortalarında, İstanbul'un hızla gelişmesi ve iki yaka arasında geçişlerin artışı, bir köprü ihtiyacı doğurdu. 46 yıl önce bugün açılışı gerçekleştirilen Boğaziçi Köprüsü, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin sembolü oldu. O gecede köprüde hayatını kaybeden 34 şehidin anısına ismi, "15 Temmuz Şehitler Köprüsü" olarak değiştirildi.
Bir şehrin iki ayrı yakadan oluşması, elbette büyüleyici olduğu kadar zorlukları da beraberinde getiriyordu.
İki kıta arasında geliş gidişlerin artması yeni bir ihtiyacı doğurmuştu. Boğaz'ın üzerinde vapurlarla karşıdan karşıya geçmenin yanında İstanbul'a artık bir de köprü gerekiyordu.
20 Şubat 1970 tarihinde yapımına başlanan köprü, Avrupa Yakası'nda Ortaköy, Anadolu Yakası'nda ise Beylerbeyi semtlerini birbirine bağlayacaktı.
O dönem, dünyanın en uzun dördüncü asma köprüsü unvanını alan bu yapının son ünitesi 26 Mart 1973'te konuldu. Tamamlanan çalışmaların ardından köprünün açılışı 46 yıl önce bugün gerçekleşti.
İskit seferine çıkan Pers Kralı Darius'un 700 bin kişilik ordusu, gemilerin yan yana getirilmesiyle oluşturulan yüzer köprü ile Trakya'ya geçti.
Mühendisler, Boğaz'ın bir köprüyle geçilmesi konusunda zaman zaman değişik projeler üretse de bunlar tasarı halinde kaldı.