Darülmuallimat: Osmanlı’nın ilk kız öğretmen okulu
Osmanlı Devleti, 19'uncu yüzyılda birçok alanda yenileşmeye gitti; modernleşme konusunda yeni adımlar attı. İlme daima önem veren bir medeniyetin mirasçıları olarak, birçok eğitim kurumunun temeli bu dönemde oluşturuldu. En büyük yeniliklerden biri de kız çocuklarının eğitimi için kız mekteplerinin açılması ve hemen ardından bir ihtiyaç haline gelen "Darülmuallimat" adlı kız öğretmen okullarıydı. Ecdadımızın öğretmenlere ve kız çocuklarının eğitimine verdiği önemin bir tezahürü olarak Darülmuallimat'ın tarihini derledik.
Giriş Tarihi: 11.10.2019
16:00
Güncelleme Tarihi: 02.06.2020
11:25
OSMANLI’NIN İLK KIZ ÖĞRETMEN OKULU
Tanzimat döneminde, Osmanlı'da birçok alanda yeniliğe gidilmiş; modernleşme ve gelişme yolunda birçok adım atılmıştı. İdari, sosyal, mali ve askeri kurumlarındaki yeniliklerin yanı sıra, eğitim alanında da birçok yeni uygulamaya gidilmişti.
Bu dönemde kızlara ait mekteplerin faaliyete geçmesi ve sayılarının artmasıyla kadın öğretmen ihtiyacı doğmuş; bu ihtiyaç, 1870 yılından 1924 yılına dek faaliyet gösteren dârülmuallimâtlar ile karşılanmıştı.
KIZ SIBYAN VE RÜŞDİYELERİ İÇİN ÖĞRETMENLER YETİŞİYOR
Dârülmuallimâtlar, ilk olarak "İstanbul Dârülmuallimâtı" veya "Dârülmuallimât-ı Âliye" adlarıyla İstanbul'da, II. Meşrutiyet'in ardından ise, taşradaki bazı vilayetlerde açılmışlardı.
Bu okulların kuruluş amacı, Osmanlı maarifini düzene koymayı hedefleyen 1869 tarihli Maârif-i Umûmiyye Nizamnâmesi'de kız sıbyan ve rüşdiye mekteplerine kadın öğretmen yetiştirmek olarak belirtilmişti.
Nizamnâmeye göre, sıbyan ve rüşdiye bölümlerinden meydana gelen dârülmuallimâtlar, sıbyan bölümünde iki yıl, rüşdiye bölümünde üç yıl eğitim göreceklerdi ve öğrenci sayısı elli olarak belirlenmişti. Bu öğrenciler, mecburi hizmet karşılığında ayda 30-50 kuruş arasında harçlık alacaklardı.
‘ŞER'İ TESETTÜR EĞİTİME ENGEL DEĞİL’
1869 yılı sonunda okulun açılış hazırlıklarına başlayan Maarif Nezâreti, bina olarak Sultanahmet'te ahşap bir konağı kiraladı.
8 Şubat 1870'te okula imtihanla öğrenci alındı ve müdürlüğe Emin Efendi tayin edildi. Dârülmuallimât, 26 Nisan 1870 tarihinde, Maarif Nâzırı Saffet Paşa'nın İslâm'da kadınların öğretimine önem verildiğine ve şer'î tesettürün buna asla engel olmadığına işaret eden konuşmasıyla açıldı.
Nizamnâmeye göre okulun sıbyan şubesinde mebâdî-i ulûm-i dîniyye, kavâid-i lisân-ı Osmânî ve kitâbet, usûl-i ta'lîm, her cemaatin kendi dili, risâle-i ahlâk, hesap ve defter tutma, târîh-i Osmânî ve coğrafya, ma'lûmât-ı nâfia, mûsiki, dikiş ve nakış dersleri verilecekti. Rüşdiye şubesinde ise bu derslerle birlikte inşâ, Arapça ve Farsça, tedbîr-i menzil, mebâdî-i ulûm-i riyâziyye ve tabîiyye ve terzilik dersleri okutulacaktı.
93 HARBİ DÂRÜLMUALLİMÂTI OLUMSUZ ETKİLEDİ
İlk mezunlarını 1873 yılında veren İstanbul Dârülmuallimâtı, 93 Harbi ve bunun sonunda Balkanlar'dan gelen muhacir akını nedeniyle iki yıl kadar kapatıldı.
1881-1882 öğretim yılında okulun müdürlüğüne Fatma Zehrâ Hanım tayin edildiyse de, ertesi yıl okulun yönetimi biri kadın, diğeri erkek iki müdüre verildi.
1892'de okulun öğrenci ihtiyacını karşılamak maksadıyla rüşdiye seviyesinde bir "ihtiyat kısmı" açıldı. 1895'te Dârülmuallimât ve ihtiyat kısmına ait bir tâlimat yayımlandı. 1900-1901 ders yılında İstanbul Dârülmuallimâtı'nda toplam 350 öğrenci bulunuyordu.
İstanbul Dârülmuallimâtı, II. Meşrutiyet döneminde bazı değişikliklere uğradı. 1910-1911 ders yılında Fatih Çarşamba'daki Leylî Kız Sanâyi Mektebi'nde ilk yatılı dârülmuallimât açıldı. Bu okul bir yıl sonra Çapa'daki Derviş Paşa Konağı'na taşındı.
İHTİSAS ALANLARI OLUŞTURULMUŞTU
1913-1914 ders yılında öğretmen adaylarına uygulama imkânı sağlamak için bir tatbikat mektebi devreye sokuldu. 1914-1915 ders yılında yayımlanan programla İstanbul Dârülmuallimâtı, ibtidâî kısmı (tatbikat mektebi), ibtidâî dârülmuallimâtı, ana muallim mektebi ve ana mektebi olmak üzere dört kısma ayrıldı.
1331 tarihli (1915) Dârülmuallimîn ve Dârülmuallimât Nizamnâmesi'nde İstanbul Dârülmuallimâtı, Dârülmuallimât-ı Âliye adıyla ibtidâî, ihzârî ve âlî kısımlarına ayrıldı.
İbtidâî kısmın öğretim süresi beş, ihzârî kısmın iki ve âlî kısmın üç yıl olarak belirlendi. İbtidâî kısmın mezunları ibtidâîlere öğretmen; ihzârî kısmın mezunları ibtidâî dârülmuallimâtlara öğretmen ve müfettiş; edebiyat, tabiiyyât ve riyâziyyât şubelerine ayrılan âlî kısmın mezunları ise, orta ve yükseköğretim okullarına öğretmen olacaklardı.
Öğretim süresi bir yıl olan ana muallim mektebi ve bunun uygulama okulu olan ana mektebi de Dârülmuallimât-ı Âliye'ye bağlıydı.