Doğu Akdeniz’in hakimiyeti için 448 yıl önce Kıbrıs’ı fethettik
Osmanlı Devleti'nin Doğu Akdeniz'deki ana karaları ele geçirmesinin ardından Kıbrıs stratejik olarak önem kazanmıştı. II. Selim döneminde Doğu Akdeniz'deki hakimiyetin tamamlanması için 448 yıl önce Venedik'in kontrolündeki Kıbrıs bir yıl süren bir kuşatma sonucunda, binlerce şehit verilerek fethedilmişti.
Giriş Tarihi: 21.07.2019
10:31
Güncelleme Tarihi: 21.07.2019
10:35
Müslümanlar'ın Kıbrıs'ı ilk fethetme teşebbüsleri Hazreti Osman dönemindeydi. Suriye Valisi Muaviye'nin ısrarıyla yapılan sefer sonucunda, Kıbrıs vergiye bağlandı. Seferde, Hazreti Peygamber'in süt halası Ümmü Haram da şehit düştü. Türbesi bugün Kıbrıs Rum kesiminde, Larnaka şehrinin dışındadır ve Hala Sultan Tekkesi diye anılır. Osmanlı gemileri Kıbrıs önlerinden geçerken bu türbeyi top atışlarıyla selamlarlardı.
DOĞU AKDENİZ'İN HAKİMİYETİ
Osmanlılar, Yıldırım döneminde Akdeniz'e indiler. Fatih ve II. Bâyezid döneminde Akdeniz bölgesindeki hakimiyet alanı genişledi. Osmanlı donanması 1488'de Kıbrıs önlerinde göründü. Bu gelişme üzerine Venedik, 1489'da Kıbrıs'ı ele geçirdi.
Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi sırasında Çukurova bölgesine hakim olundu.
Yavuz'un Memlük Devleti'ni ortadan kaldırmasından sonra Suriye, Lübnan.
Filistin ve Mısır'a hakim olunmasıyla Doğu Akdeniz'deki ana karalar Osmanlı toprağı olmuştu.
Venedik, Kıbrıs için Memlük Devleti'ne yılda 8 bin düka altını değerinde kumaşı vergi olarak veriyordu. Osmanlı İmparatorluğu'nun, Memlük Devleti'ni ortadan kaldırmasının ardından, Venedik Kıbrıs vergisini Osmanlılar'a ödemeye başladı.
Doğu Akdeniz çevresindeki bütün ülkeler teker teker ele geçirilince Kıbrıs'ın stratejik önemi daha da arttı. Adanın fethi, Akdeniz'de Osmanlı hâkimiyetinin kesin olarak tesis edilmesi için gerekliydi.
Kıbrıs, 1489'dan beri korsanlığı destekleyen Venedik'in elindeydi. Doğu Akdeniz'de tam olarak hakimiyet tesis etmek isteyen Osmanlılar için Kıbrıs'ın Venedikliler'in elinde bulunması mahzurluydu. Mısır ile Anadolu'nun güvenli bir şekilde irtibat kurmasına engel olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kıyılarının güvenliğini de tehdit etmekteydi. Kıbrıs'ta üslenen korsanların Osmanlı gemilerine verdiği zarar sebebiyle Venedik defalarca uyarılmışsa da bir sonuç çıkmamıştı.
Kanunî döneminde Doğu ve Bata seferleri yüzünden Kıbrıs'a sıra gelmemişti. II. Selim döneminde Osmanlılar'ın Doğu Akdeniz'e hakim olma süreci çerçevesinde Kıbrıs'ı fethetmesi artık kaçınılmaz olmuştu. Lala Mustafa Paşa ve ekibi Kıbrıs'ın bir an önce fethedilmesinden yanaydı. Sokollu Mehmed Paşa ise İspanya Müslümanları'na yardım ve Don- Volga kanalı projesini ön planda tutmakta ve Kıbrıs'a yapılacak bir seferin Batı'da Osmanlı aleyhine bir ittifaka dönüşebileceğini ileri sürmekteydi.
II. Selim 1568'de Kıbrıs'ın fethi için hazırlıklara başlanması emrini verdi. 1569 yılı boyunca hazırlıklar yapıldı. Fransa'yla çok kapsamlı bir kapitülasyon anlaşması imzalanarak Kıbrıs'a sefer açıldığında Batı'da Osmanlılar aleyhine yürütülecek bir ittifakın gücü azaltıldı.
1570'te Mısır'dan şeker ve pirinç getiren bir geminin Kıbrıs'ta barınan korsanlar tarafından zaptedilmesi üzerine, Kıbrıs seferi için düğmeye basıldı. Devrin Şeyhülislamı Ebussuud Efendi, bir zamanlar İslam toprağı olan Kıbrıs'ın Hristiyanlar'ın eline geçmesiyle, buradaki mescit ve medreselerin harap olduğu ve bu beldenin tekrar Müslümanlar'ın eline geçmesinin İslam âleminin lideri olan Osmanlılara düştüğü şeklinde bir fetva verdi.