Dünya tarihine yön veren Sultan Alparslan kimdir?
Dünya tarihinin geleceğine yön veren Malazgirt Muharebesi'nin komutanı Sultan Alparslan, ordusundan 4 kat büyük Bizans ordusunu mağlup ederek kazandığı zaferle, Türklere Anadolu'nun kapılarını açtı. Kahramanlığı, öngörüsü ve başarılı devlet adamlığıyla nam salan Sultan Alparslan, kırklı yaşlarında uğradığı suikast sonucunda şehit oldu. Peki, Sultan Alparslan'ın son büyük seferini nereye düzenledi?
Giriş Tarihi: 23.11.2019
14:37
Güncelleme Tarihi: 26.08.2020
09:02
SULTAN ALPARSLAN'IN EN BÜYÜK ÖZELLİĞİ
Sultan Alparslan'ın en büyük özelliği, İslam âleminin birliği için mücadele eden , çok hızlı hareket edebilen ve hızlı karar veren bir komutan olmasıydı.
Abbasi halifesinin, Fatımilere karşı 1070'te yardım talep etmesi üzerine, Sultan Alparslan ordusuyla Fatımilerin üzerine yürüdü. Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberi üzerine Bizans ordusu, yaklaşık üç yıldır hazırlıklarını yaptığı doğu seferini başlattı.
SULTAN ALPARSLAN'IN SAVAŞ TAKTİKLERİ
Bizans ordusunun taarruzunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti.
Rey şehrinde konuşlanacağı söylentisini yayan Alparslan, Rey yerine Muş'a doğru hareket etti . Bizans ordusu Rey şehrine doğru ilerlerken, Sultan Alparslan Malazgirt Ovası'nda karargâhını kurdu.
Ordusuyla birlikte 26 Ağustos Cuma günü namaz kılıp dua eden Alparslan, namazın ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.
Sultan Alparslan'ın askerlerin tedirginliğini önlemek için eski bir Türk töresini uyguladı. Kefene benzer beyaz kıyafetler giydi ve atının kuyruğunu bağladı. Ayrıca yanındakilere, şehit olduğu takdirde vurulduğu yere gömülmesini vasiyet etti.
ALPARSLAN’IN TARİHİ KONUŞMASI
Alparslan, mahiyetindeki din âlimlerinin de tavsiyesiyle muharebeyi cuma günü yapmaya karar verdi. "Ölürsem, üzerime giydiğim bu beyaz elbise kefenim olsun" diyen Sultan, askerlerine şöyle hitap etti:
"Ben, muhtesipler gibi sabırlıyım ve kendini tehlikelere atan kimselerin yaptıkları gibi, gazilerin başında savaşacağım. Eğer Allah beni başarıya ulaştırırsa –Ondan da beklediğim budur- bu güzel bir sonuç olacaktır; eğer durum bunun tersi olursa oğlum Melikşâh'ı dinlemenizi, ona itaat etmenizi ve onu yerime geçirmenizi sizlere vasiyet ediyorum ."
"Ey askerlerim ve kumandanlarım! Daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekleyeceğiz ? Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatte düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hâsıl olacaktır, aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz.
Beni izlemek isteyenler gelsinler, geri dönmek isteyenler ise serbestçe geri dönebilirler. Bugün burada ne emreden bir sultan, ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sizlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım. Biz, Müslümanların eskiden beri yapageldikleri bir gaza yapıyoruz ."