Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde övgüyle söz ettiği Darüşşifa
Osmanlı'nın akıl hastalarının su ve müzik sesi, koku ve uğraş ile tedavi edildiği Sultan II. Beyazid Darüşşifası, şimdilerde müze olarak dönemin şefkat ve merhametini günümüze taşıyor. Peki, 50 yıl boyunca coğrafyaları aşan seyyah Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde külliye hakkında ne yazdı? Sizler için, çağının ilerisinde olan II. Bayezid Darüşşifası'nı derledik.
Giriş Tarihi: 27.08.2019
14:17
Güncelleme Tarihi: 21.09.2020
15:46
OSMANLI'NIN İNSANA VERDİĞİ DEĞER
Osmanlı döneminin sosyal devlet olma ve insana verilen değerin en iyi gözlendiği yer olarak bilinen Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, her geçen gün ziyaretçi sayısını artırıyor.
Sultan II. Bayezid Külliyesi; döneminin en önemli, sağlık, sosyal, eğitim ve dini kurumlarından biridir. Külliye; hastane, tıp medresesi, cami, misafirhane, imaret, hamam ve köprü gibi çok sayıda birimden oluşur. Çok amaçlı düşünülen bu kompleks aynı zamanda dönemin sosyal devlet anlayışını yansıtır. Hastane ve tıbbiye olarak iki bölümden oluşan bu kompleks, devrin tıp eğitimi ve tedavi yöntemlerine tanıklık ediliyor.
KÜLLİYENİN TEMELİ NE ZAMAN ATILDI?
Sultan II. Bayezid'in Akkirman seferine çıkarken 1484'te temelini attığı külliye, 1488'de tamamlandı. Osmanlı döneminde tıbbiye, şifahane ve imarethane görevleri üstlenen külliyede, 1800'lü yıllardan sonra sadece akıl ve ruh sağlığına yönelik tedaviler gerçekleştirildi.
KÜLLİYE KİMİN İÇİN YAPILDI?
Sultan II. Bayezid adına, 1485-86 yılları arasında cami, medrese, imaret, türbe, şadırvan ve çeşmeden ibaret bir külliye olarak yapıldı. Aynı zamanda 15. yüzyılın son çeyreğinde yan mekânlı cami mimarisinin gelişmiş bir geçiş dönemi örneğidir. Cami beş kubbeli bir cemaat yeri ile geniş bir kemerle birbirine bağlanan arka arkaya iki kubbeli mekân ve buraya açılan yan mekânlardan ibarettir.
EVLİYA ÇELEBİ DARÜŞŞİFA’DA
Beyazıt Camii ve Külliyesi XVII. yüzyılda Evliya Çelebi tarafından ziyaret edilmiş ve Seyahatnâme'de dârüşşifâ hakkında hayli etraflı açıklamalar yapılmıştır.
Evliya Çelebi, külliyeden, "Orada bir darüşşifa vardır ki dil ile tarif edilmez ve kalemler ile yazılmaz" diye bahseder. Ünlü seyyah, ayrıca külliye için şu ilginç tanımlamaları kullanmıştır: "Böyle dikkat ve özenle yapılmış şifa yurdunun anlatılan odalarında, çeşitli hastalıklara tutulmuş zengin ve fakir, ihtiyar ve genç doludur"... "Kimi hasta havuz ve şadırvanlara bakıp kalender hülyası kabilinden sözler eder, nicesi dâhi o kemerli kubbenin etrafında olan gülistan ve bağ ve bostan içindeki binlerce kuşların cıvıltılarını dinleyip, delilerin perdesiz ve ölçüsüz sesleriyle feryada başlarlar."
KÜLLİYE NASIL İNŞA EDİLDİ?
Külliyenin inşasının hayli ilginç bir hikâyesi olduğunu Evliya Çelebi'den öğrenmekteyiz. Çelebi, seyahatnamesinde; "Bayezid, Amasya'da şehzade iken hat hocası ve yakın dostu Hamdullah Efendi ile meşk kayasında sohbet ederken "bir gün saltanat bana nasip olursa bu diyara bir cami yaptırmak isterim" der ve Hamdullah'a burada nereye cami yaptırayım diye soru sorar. Bunun üzerine Hamdullah yayını gerip bırakır ve "okumun düştüğü yer uygundur" der. II.Bayezid bir yıl sonra tahta geçer ve okun düştüğü yere külliyeyi inşa ettirir.