Fatih Sultan Mehmet'in yadigarları
Fatih Sultan Mehmet'in bizlere bıraktığı en eşsiz yadigar şüphesiz ki İstanbul'du. Fakat bir çağ kapatıp yeni bir çağ açan Fatih'in hediyeleri yalnızca İstanbul ile sınırlı değildi. Kişisel eşyaları arasında medeniyet tarihimize ışık tutacak önemli kaynaklar da yer almaktaydı. Süheyl Ünver'in ilim dünyasına sunduğu Fatih'in çocukluk defteri bunlardan biriydi. Peki, Fatih Sultan Mehmet'in yadigar bıraktığı diğer eserler nelerdi? Günümüzde bu eserler nerelerde sergilenmektedir?
Topkapı Sarayı'nda sergilenen en önemli eserlerden biri Fatih Sultan Mehmed'in kılıcıdır.
📌Topkapı Sarayı'nda Fatih'e ait beş adet kılıç vardır. Bu kılıcın uzunluğu 126 sanimetredir. Yuvarlak ve hafif eğri balık dişi kabzalı ve yıldız biçimli demir balçaklıdır. Namlu kısmı tek ağızlı, az eğri ve kalın sırtlıdır. Bir yüzünde altın kakma kıvrım dal ve Rumi bezemeler, diğer yüzünde altın Celi Sülüs hatla besmele, hamdele ve salvele ve bir de dua bulunmaktadır. Çelik, som, demir ve altından yapılan kılıcın üzerinde bulunan bu dua sultana güç ve kuvvet vermesi için yazılmıştır.
📌Fatih'e ait kılıçlar arasında düz, geniş namlusu çift oluklu ve üçgen şeklinde sivri uçlu olanın kabzasıyla birlikte uzunluğu 104,5 santimetredir ve namlusunun kabzaya yakın kısmı simetrik bir şekilde altın ve gümüş kakma bitki motifleriyle süslenmiş, olukların içine padişahın adı, kelime-i tevhid ve bazı hadisler yazılmıştır.
Kılıç üzerinde yazan yazı ve ayetlerin manası ise şöyledir:
Bismillahirrahmanirrahim.
"Hak dinin bağlarını parıltılı ve açık harfli ayetlerle ve keskin ve parlak kılıçlarla güçlendiren yüce Allah'a hamd olsun. Salat ve selam, en güzel fasih sözlerle vasfedilen Hazret-i Muhammed ve ehli beytine olsun. Allah'ım! Dinin erkânlarını yüceltmek için mücadele eden gazi ve mücahitlerin sultanı, cihat için çekilen keskin kılıç olan Sultan Murad Han'ın oğlu Mehmed Han'a güç kuvvet ver ve kılıcının kınını şeriat düşmanlarının boynunda, kaleminin mürekkebini de âlemlerin rabbinin inayetinde eyle. O, Sultan Osman Han'ın oğlu Orhan Han'ın oğlu Murat Han'ın oğlu Bayezid Han'ın oğlu Mehmed Han'dır. Allah onların mezarlarının toprağını, gazilerin kılıçlarından akan saf su ile sulasın ve kılıçların gölgesi altında olan cenneti de mekânları eylesin! Âmin Ya Rabbel alemin."
📌Fatih'in insanlığa yadigar olarak bıraktığı en önemli hatıralardan biri de Kanunnamesi'dir. Fatih Ahidnamesi, Fatih Sultan Mehmed'in Bosna-Hersek'i fethinden sonra, 28 Mayıs 1463 tarihinde Milodraz'da yazılmıştır.
📌Fatih Sultan Mehmet Han'ın Fransisken rahiplerine verdiği 'Ahidname' olarak adlandırılan özgürlük fermanı, ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilen 4 Temmuz 1776 yılındaki ABD Anayasası'ndan 324 yıl önce yazıldı.
Günümüzde nerede korunmaktadır?
Aslı Bosna-Hersek'in Fojnica şehrindeki Fransisken Katolik Kilisesi'nde olan bu ferman, Bosnalı Fransiskenlere yüksek önemlerle korunmaktadır.
Fatih kanunnamesinde ne yazmaktadır?
"Nişan-ı hümâyûn şu ki: Ben ki Sultan Mehmet Han'ım. Cümle avâm ve havâssa ma'lûm ola ki, işbu dârendegân-ı fermân-ı hümâyûn Bosna ruhbanlarına mezîd-i inâyetim zuhura gelip buyurdum ki, mezbûrlara ve kiliselerine kimse mâni' ve müzâhim olmayıp ihtiyâtsız memleketimde duralar. Ve kaçup gidenler dahi emn ü emânda olalar. Gelüp bizim hâssa memleketimizde havfsiz sâkin olup kiliselerine mütemekkin olalar. Ve yüce hazretimden ve vezirlerimden ve kullarımdan ve reayalarımdan ve cemî-i memleketim halkından kimse mezbûrelere dahl ve ta'arruz edip incitmeyeler, kendülere ve cânlarına ve mâllarına ve kiliselerine ve dahi yabandan hâssa memleketimize âdem gelirler ise yemîn-i mugallaza ederim ki yeri, göğü yaratan Perverdigâr hakkıçün ve kuşandığım kılıç hakkıçün bu yazılanlara hiçbir ferd muhâlefet etmeye. Mâdâm ki bunlar benim emrime mutî ve münkâd olalar. Şöyle bilesiz."
Kanunname'nin günümüz Türkçesi
"Ben ki Sultan Mehmet Han'ım; sıradan ve seçkin bütün insanlar tarafından bilinsin ki, bu padişah buyruğunu ellerinde bulunduran Bosnalı [Fransisken] ruhbanlara büyük bir lütufta bulunarak şunları buyurdum: Adı geçenlere ve kiliselerine hiç kimse engel olmayacak ve sıkıntı vermeyecektir ve onlar sakınmaksızın ülkemde yaşayacaklardır. Ve kaçıp gidenler bile güven içinde olacaklardır. Gelip ülkemizde korkusuzca oturacaklar ve kiliselerine yerleşeceklerdir. Ne ben, ne vezirlerim, ne kullarım, ne uyruklarım, ne de ülkemin bütün halkından hiç kimse adı geçenlere —kendilerine ve canlarına ve mallarına ve kiliselerine ve dışarıdan ülkemize gelenlerine— dokunmayacak, saldırıp incitmeyecektir. Yeri, göğü yaratan Rızıklandırıcı adına ve Kur'an adına ve ulu Peygamberimiz adına ve yüz yirmi dört bin peygamber adına ve kuşandığım kılıç adına yemin ederim ki, bu kişiler emrime itaat ettikleri sürece, bu yazılanlara hiç kimse uymazlık etmeyecektir. Böyle biline."