Fetih’ten sonra İstanbul’da ezanın okunmadığı tek gün
İstanbul, 1453'te büyük bir zaferle fethedilmiş, asırlar boyu bu şehirde Müslüman sancağı dalgalanmıştı. O tarihten bu yana, İstanbul semalarında bir gün haricinde ezan sesi hiç eksik olmadı. Tarihe geçen o tek gün, İstanbul büyük bir isyana tanık olmuş; verilen düzmece fetvalarla şehirde ezan okunması, camilerin açılması ve namaz kılınması yasaklanmıştı. 29 gün boyunca süren bu isyan sonucunda Sultan III. Ahmed tahttan indirilmiş, sadrazam Damat İbrahim Paşa öldürülerek cesedi parçalanmıştı. Peki, tüm bu olaylara sebep olan Patrona Halil isyanını kim, neden planlamıştı?
İstanbul, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiş, o tarihten itibaren hiçbir zaman ezansız kalmamıştı.
Ancak tarihler 29 Eylül 1730'u gösterdiğinde, İstanbul'da ezan okunması yasaklandı, Cuma namazı kılınamadı ve hiçbir cami açılmadı. Fetihten sonra İstanbul'da ezanın okunmadığı tek gün olarak tarihe geçen o gün, Patrona Halil ayaklanması gerçekleşmişti.
29 Mayıs 1453'te İstanbul fethedildi ve bugünlere kadar yüzyıllar boyunca bir gün dışında ezan hiçbir zaman kesintiye uğramadı. Öyle ki işgal günlerinde bile ezan sesi İstanbul semalarından hiç eksik olmadı.
29 Eylül 1730 tarihinde başlayan ve tarihin en büyük ve kanlı yeniçeri isyanlarından biri olan Patrona Halil ayaklanması sonrası İstanbul'da ezan okunması yasaklandı.
Osmanlı Devleti'nde yeniçeriler, tarih boyunca pek çok defa isyan etmiş ve ayaklanmışlardı. Padişahların hâl' edilmesine sebep olmuş, sadrazam, şeyhülislam ve vezirlerin sonu olmuşlardı.
En büyük yeniçeri isyanlarından biri olan Patrona Halil isyanı, Osmanlı'nın "Lale Devri"ni yaşadığı zamanlarda gerçekleşti.
Dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, Avusturya karşısında uğranılan ağır yenilginin ardından, izlemeye başladığı barışçı politika yüzünden geleneksel savaş yanlısı Osmanlı ricâliyle ters düştü.
Belgrad ve Tımışvar gibi önemli mevkilerin elden çıkması, toplumun çeşitli kesimlerinde büyük bir hoşnutsuzluğa yol açmıştı.