Hayatını hayır işlerine adayan 5 sultan
Medeniyetimizde büyük önemi olan sosyal yardımlaşma, bu topraklarda her alana yayıldı. Göçmen kuşlara yardım eden vakıflardan yolda kalanlara kadar çeşitlenen bu yardımlaşma geleneği, yüzyıllarca devam etti. Hanım sultanlar da güçleri ve zenginlikleri ölçüsünde insanların yardımına koştu. Kendilerine bağlanan maaşlarla Osmanlı'nın her yerine camiler, medreseler, yollar, çeşmeler yaptırarak adeta hayırda yarıştı. Sizler için hayatını hayır işlerini adayarak ülkeyi ihya eden 5 hanım sultanı derledik.
Hatice Sultan, Sultan II. Bayezid'in kızıydı. Karagümrük Çukurbostan'da bugün mevcut olmayan cami, mektep ve çeşmeden oluşan bir külliye yaptırdı. İlk evliliğini Kara Mustafa Paşa, ikincisini ise Faik Paşa ile yaptı.
Oğlu Ahmed Çelebi'nin Bursa'da Kükürtlü Hamam'ın arkasında yaptırdığı dörtgen planlı, iki katlı, önünde üç kemerli revak bulunan türbede defnedildi.
Sultan Hatice Hatun'un vakfiyesi, 1498 tarihli ve Abdurrahman bin Ali el Mü'eyyed imzalıdır. Gebze'ye bağlı Kerdalu köyü ile İznik'e bağlı Dutluca, Narlıca ve Ebeköy vakfiyesinin gelir kaynaklarını oluşturur. Ayrıca hamam, dükkanlar, evler, fırın toplamda yıllık 36.870 akçelik bir gelire sahipti.
1600 yılında Ahmed Bey, mütevelli olarak görev yaptı. Mektep ve camide çalışan vakıf görevlilerin aldığı ücretler de yazılmıştır. Bunlar arasında vakıf kurucusunun Bursa'daki türbesinde Kur'an cüzlerini okuyan "eczahanan" sayısı 10 kişidir ve aldıkları ücret de 20 akçedir. Günümüzde vakfın hatırası Hatice Sultan Mahallesi ile devam ediyor.
Şah Sultan'ın ismi bazı kaynaklarda Şahi Hatun, Devletşahi, Şah-ı Huban Hatun olarak geçer. Yavuz Sultan Selim'in kızı ve Veziriazam Lütfi Paşa'nın eşiydir. Tarihçi Lütfi Paşa ile 1523 yılında evlendi. O sırada Lütfi Paşa, henüz mirlivaydı. Şah Sultan ile Lütfi Paşa'nın 1520 yıllarda başlayan evliliği 20 yıldan fazla devam etti.
Lütfi Paşa'nın Divan-ı Hümayun'da yargılanan kadına uyguladığı infaza çok üzülen Şah Sultan bundan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Onun bu hareketinin İslam'a da insanlığa da sığmadığını söyledi. Odasına çekilmek isterken Lütfi Paşa, ona kendisinden izin almadan odasına gidemeyeceğini söyleyince kavga başladı. Lütfi Paşa, hançer çekerek Şah Sultan'ın üzerine yürüdü. Olayı haber alan Kanuni Sultan Süleyman, durumdan çok müteessir oldu ve Lütfi Paşa'yı damatlıktan ve sadaretten azletti. Böylece Şah Sultan Padişahın emriyle boşandı.
Şah Sultan, İstanbul'da Mevlevihane Kapısı dışında tekke, Eyüp'te sahilhane yaptırdı. Sultan'ın vakfiyesinde kendi oturduğu sahilhanenin ölümünden sonra mektep olacağı yazılıydı.
1528'de Davutpaşa'da cami, tekke, medrese, mektep 1555'de Eyüp Bahariye'de cami, hangah ve türbe, sahilhane yaptırdı. Silivrikapı'da bir sıbyan mektebi de inşa ettirdi. Bu hayır eserleri için babası I. Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'ın ona temlik ettirdikleri çiftlikleri vakıf haline getirdi.
18. yüzyılda yenilenen caminin avlu kapısının üzerinde ahşap bir mektep, ayıca odalar ve şeyhler için Haliç kıyısında yaptırılmış bir ev olduğu kayıtlıdır. Bunlar haricinde Cağaloğlu'nda yer alan ve Mimar Sinan eseri olan Şah-ı Huban Medresesi'nden geriye yalnız valiliğin bahçesindeki dershane bölümü kaldı.
Kitabesinde 1563 yılında yapıldığı belirtilen medrese, 1843 ve 1850 yıllarında onarım gördü. Medresenin 1792 sayımında 12 odası vardı. 1869'da faal olduğu belirtilen medresenin 1914 yılında adı geçmez.