‘Hey onbeşli’ türküsünün acı öyküsü
Osmanlı, Çanakkale cephesinde yedi düvele karşı, kesin zafer elde ederek "Çanakkale geçilmez" destanını tarihe altın harflerle yazdırdı. Tarihin gördüğü en şiddetli savaşlardan biri olan Çanakkale harbinde memleketin dört bir yanından, henüz çocuk yaşta sayılabilecek pek çok kişi gönüllü oldu. Onların bu destansı mücadelesi şiirlere ve türkülere konu oldu. Peki 'hey onbeşli' türküsünün hikayesi nedir? Çanakkale türküsü nasıl yazıldı?
"Madde 1: Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatinin (geçici kanununun) 42. Maddesindeki fıkra atiye (geleceğe) tezyil (ertelenmiş) olunmuştur. Muayene-i intihaiye esnasında (muayene sonucunda) mekatib-i sultaniyenin (sultani mekteplerinin) onuncu sınıflarında bulunanlar da hizmet-i makzura (zikri edilen hizmet) hakkına nail olacaktır."
Sultan V. Mehmed Reşad'ın iradesinden sonra Harbiye Nezareti de bir tebliğ yayınlayarak 1896 doğumluların yani 19 yaşındakilerin henüz askerlik hizmetine çağrılmamışları ile 1897 (eski takvime göre 1315) doğumluların, bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarından müsait bulunanların da kıtalara teslim olmalarını istemişti.
Padişahın ve Harbiye Nezaretinin bu çağrısı üzerine, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya'nın, tahsilleri ve hayatlarının henüz başındaki bu yeni yetme gençleri, vatanın kendilerinden beklediği yüce vazifeyi hakkıyla ifa etmek azim ve inancıyla silah altına koştu.
Henüz 15 ila 19 yaşlarındaki bu gençlerin cepheye katılmasının hazin hikayesi Anadolu'nun meşhur türküsü "Hey Onbeşli Onbeşli" de anlatıldı. Burada sözü edilen on beşliler 1315 doğumlulardı. Bu çocuklar, 1 Haziran 1897 ile 22 Mayıs 1898 arasında doğan ve tam 18 yaşını doldurmuş olan gençlerdi.
Türküde, bu 1315'li gençlerden şöyle bahsediliyordu:
Hey on beşli on beşli
Tokat yolları taşlı
On beşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı
Aslan yârim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye
Fistan aldım endazesi on yediye
Gidiyom gidemiyom
Az doldur içemiyom
Sevdiğim pek gönüllü
Koyup da gidemiyom
Anonim
Bu türküyle ilgili bir diğer tevatür de şöyleydi:
Hicri 1315 doğumlu Tokatlı Halil evin en küçüğüydü. Yasa gereği her evde bir erkek, ailesinin güvenliğini ve geçimini sağlamak için askere alınmayabiliyordu. Ama Halil, gönüllü olarak Çanakkale'ye gitti. Geride bıraktığı annesi Rum çeteciler tarafından öldürüldü. Sözlüsü Hediye'de kaçırıldı. Hediye'nin bu andan itibaren hayatı karardı. Hediye'yi uzun bir aradan sonra serbest bıraktılar. Halil köyüne dönse de Hediye'nin başından geçenleri yanlış anladı ve kavuşmak ahirete kaldı. Türkü bir ağızdan değil Halil ve Hediye'nin karşılıklı konuşması şeklinde söylenir.