Hukukun çözümsüz kaldığı yerde devreye giren yargı usulü: Düello
Günlük hayatımızın birçok alanında kullanılan, her türlü karşılaşmada bir hesaplaşma ve meydan okuma ifadesi şeklinde karşımıza çıkan düellonun, ne olduğunu, tarihi kökenlerini ve ortaya çıkış serüvenini merak ettiniz mi? İşte hukukun çözümsüz kaldığı yerde devreye giren yargı usulü düello hakkında detaylar…
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌Düello soylular arasında onur sorunlarını çözmek için başvurulan bir yöntem oldu. Onurunun zedelendiğine inanan kişi, kendisine hakaret eden kişiyle düello teklif ederek onurunu kurtaracağına inanırdı.
📌Tanıklar düellonun yapılacağı alanın enini boyunu ölçer ve silahları denetlerdi.
📌Düellocular kılıçla dövüşüyorlarsa, bunun belirlenmiş alan içinde gerçekleşmesi gerekirdi.
📌Düello için silah saptanmışsa, düelloya tutuşan kişiler tanıkların saptamış olduğu uzaklıktaki işaretli yerlerden ateş ederlerdi.
📌Eğer çok ağır bir suçlama söz konusu değilse, karşılıklı birer el ateşle ya da hafif bir yaralanmayla düello sona ererdi. Ağır bir suçlamada ise, düello ölümle ya da ağır yaralanmayla sonuçlanacak biçimde gerçekleşirdi. Tanıkların birbiriyle dahi dövüştüğü dönemler olmuştu.
Osmanlı toplumunda düello olup olmadığı tartışmalı bir husustur. Araştırmalar Osmanlı topraklarından ikamet eden gayrimüslimlerin arasında düellolar yaşandığını göstermektedir.
📌Milaslı İsmail Hakkı Bey, Sebilürreşad dergisinin 586. sayısında düelloyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Bu yazıda İsmail Hakkı Bey, düello gerektiren konuların isnatsız olaylardan çıktığını ifade ediyordu. Ona göre namus meselesi haline getirilen uzlaşmazlıklardan kaçınılması gerekiyordu. İsmail Hakkı Bey'e göre namuslarını ve onurlarını korumak isteyen kişiler düelloyu değil bunun yerine üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeliydi.
📌Düellolar, Germen kavimlerine has bir yargılama yöntemi olarak Türklerde görülmemişti. Fakat Osmanlı'da örneklerine de rastlandı. Osmanlılar arasında da üst mevkideki kişiler tarafından uygulandı.
Nitekim bu konuda iki milletvekili arasında yaşanan bir düello olayı vardır. Sırat-ı Müstakim'in 6. sayısında Düello Meselesinin Taşradaki În'ikâsı başlığı altında yayınlanan makalede, İstanbul Milletvekili Hüseyin Cahit Bey ile Priştine Milletvekili Hasan Bey arasında gerçekleşen bir düello davetinden bahsediliyordu. Dergide bu davetle ilgili eleştirel bir mektup yer almaktaydı. Bu da düellonun Osmanlı topraklarında da yaşandığını göstermektedir.