Arama
I. Alaeddin Keykubad kimdir? I. Alaeddin Keykubad dönemi...
Alaeddin Keykubad, büyük bir siyasetçi ve asker olduğu kadar da ilim adamıydı. Saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar erişen eserleri ile dönemin pek çok önemli alimini de Anadolu'ya kazandırdı. Yaptırdığı kervansaray, kale ve sarayların kalıntıları Anadolu'nun çeşitli yerlerinde halen varlığını sürdürmektedir. Peki, I. Alaeddin Keykubad kimdir? Ölüm yıl dönümünde, Uluğ Keykubad'ın hayat hikayesini, sizler için derledik.
Alaaddin Keykubad tahta çıktığında ilk işi Asya'yı ve Doğu Avrupa'yı kasıp kavurmakta olan Moğol istilasına karşı önlemler almak oldu. Konya, Kayseri ve Sivas gibi şehirlerin surlarını ve sınır kalelerini yeniden inşa ettirdi. Bağdat'ı Moğollara karşı savunmak için asker talep eden Abbasi halifesine Bahâeddin Kutluğca kumandasında beş bin kişilik bir kuvvet gönderdi.
I. Alâeddin Keykubad, saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar erişen eserler, idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle, Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Selçuklu sultanıydı. Âlimleri sarayında toplar, onları korurdu. Necmeddîn Dâye, Ahmed bin Mahmudi Tûsî el-Kâniî, Ahi Evren gibi dönemin pek çok önemli siması onun saltanatının ve kişiliğinin özellikleri nedeniyle yaşamak için Anadolu'yu tercih etmişlerdi.
Bahaeddin Veled ve sultanın döneminde ve çevresinde yetişen oğlu Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ve yine onun döneminde yetişen Sadreddin Konevî Anadolu kültür hayatında büyük öneme kavuşmuşlardır.
I. Alâeddin Keykubad, 1190 yılında Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğlu olarak dünyaya geldi. 1221 ile 1237 tarihleri arasında Türkiye Selçuklu Devleti'nin hükümdarlığını yaptı. Hükümdarlığı boyunca birçok önemli işe imza atan Keykubat, birden çok mimari eser inşa ettirdi. Alaaddin Keykubat'ın özellikle Konya, Niğde, Antalya ve Beyşehir'de yaptırdığı eserler günümüze kadar ulaşan yapılardır.
Babası 1196'da tahtı kardeşi Rükneddin Süleyman'a bıraktığında Alaaddin Keykubat, ağabeyi I. İzzeddin Keykavus'la birlikte babasının yanında bulundu. Dördüncü Haçlı Seferi öncesine kadar İstanbul'da Bizans İmparatorluğu'nda kaldı.
Sultan II. Süleyman Şah'ın ölümü üzerine tekrar sultan olmak üzere Konya'ya doğru harekete geçen babası Gıyaseddin Keyhüsrev, geçişine izin vermesi için İznik Rum İmparatoru I. Teodor Laskaris ile anlaşma yaparak Ladik, Honas ve bazı kaleleri bırakmayı kabul ettiğinde kaleler teslim edilene kadar onu ağabeyi İzzeddin Keykâvus ile İznik'te rehin bıraktı. İki kardeş, bir süre İznik'te tutsak olarak kalsa da daha sonra Hacib Zekeriya'nın yardımı ile kaçarak Anadolu'ya geçtiler.