II. Abdülhamid’in gözde semti: Kağıthane
Kadim şehir İstanbul'un her ilçesinde tarihin bizlere miras bıraktığı izlere rastlanır. Ancak bazıları çok daha önemli bir yere sahiptir. Beş asır boyunca şehrin istirahat ve piknik bölgesi olan Kağıthane, doğal güzellikleriyle Osmanlının vazgeçilmez mekanları arasında kendine ayrı bir yer edinir. Bu semt, zor dönemin güçlü padişahı II. Abdülhamid için de özel bir yere sahiptir. Henüz şehzade iken sık sık gittiği Kağıthane'ye birlikte bakalım…
Giriş Tarihi: 30.11.2022
11:27
Güncelleme Tarihi: 30.11.2023
13:17
Semtin tarihi
🔷 Terkos gölünün güneydoğusundaki Karatepe mevkiinden çıkan, Belgrad ormanlarından geçerek Haliç'e dökülen derenin ve bu derenin kıyısında kurulan yerleşme yerinin adı Kağıthane'dir.
🔷 Burada bulunan kağıt imalathanelerinden ötürü, adı Kağıthane oldu. Osmanlı, henüz İstanbul'un fethinden önce, Yıldırım Bayezid zamanında bu semtle tanıştı. Padişah, İstanbul'u kuşattığında Kağıthane civarına bazı kuvvetlerini yerleştirdi. Daha sonra Fatih'in İstanbul'u fethettiği kuşatmada da Kağıthane kullanıldı.
İstanbul'un 5 tarihi semti
Çeşitli etkinlikler ve büyük proje
🔷 Kağıthane, esnaf ve sanatkarların zaman zaman toplanıp elleriyle imal ettikleri malları sergiledikleri bir yer olarak da ünlüdür. Özellikle kuyumcular ve müzehhipler burada toplanırdı.
🔷 Osmanlı'nın en ihtişamlı dönemi olan Kanuni Sultan Süleyman zamanında, şehzadelerin sünnet törenlerindeki eğlenceler Kağıthane'de yapılırdı. Dönemin usta mimarı Sinan, Kanuni'nin emriyle Osmanlı'nın en pahalı su sistemi inşaatını başlatır. Bu tesis, Kağıthane Deresi'nin Belgrad Ormanları içindeki iki kolunun sularını toplar ve oradan semtlere dağıtır. Kırkçeşme olarak adlandırılan bu su yolu, 50 km uzunluğundaydı. 33 kemerin geçtiği ve günde 17 bin metreküp su taşırdı.
Müzehhip nedir? Tezhip sanatını icra edenlere verilen addır. Hattatların yazıları ile berat ve menşurların tuğra ve yazılarını süsleyen müzehhepler Osmanlı Devleti'nde özellikle XV. yüzyıldan itibaren en saygın sanatkarlar arasında yer aldı.
İstanbul'u anlamak için görülmesi gereken 10 mekan
İlçenin en parlak dönemi
🔷 Osmanlı'nın "Lale Devri" olarak adlandırılan 1718-1730 arasındaki döneminde, İstanbul'un imarına büyük önem verildi. Saraylar, kasırlar, bahçeler, çeşmeler, camiler, mescidler ve medreseler inşa edildi. Kağıthane bu yapılardan en çok nasibini alan ilçe oldu.
🔷 III. Ahmed'in özel ilgi gösterdiği bu semte çok sayıda köşk ve bahçeler de yapıldı. III. Ahmed'in damadı Nevşehirli İbrahim Paşa'nın hakim olduğu bu dönemde, Kağıthane'ye yeni inşa edilen yapılar Yirmisekiz Çelebi Mehmed'in Paris sefaretinden getirdiği saray ve bahçe resimlerine göre inşa ettirildi.
*Bir bilgi: Devrin şairi ve tarihçisi Raşid Mehmed Efendi, Kağıthane'ye Hüsrevabad adını verdi.
İstanbul'da mutlaka görülmesi gereken yerler
Sultan Abdülaziz'in favori ilçesi
🔷 Abdülaziz henüz şehzade iken 1835 yılında burada yapılan bir törenle Kur'an-ı Kerim'e başladı . Yine büyük kardeşi Abdülmecid'in sünnet düğünü de burada yapıldı.
🔷 Sultan Abdülaziz, tahta geçtikten sonra burada bulunan Sadabad Camii'ni yıktırarak yenisini inşa ettirdi. Padişah, ziyafet vereceği zaman Kağıthane'yi tercih ederdi. 1864 yılında kendisi için özel bir kasır yaptırdı ve çeşitli etkinlikler düzenledi.
Kağıthane Sadabat Aziziye Camii
Şiirlerde Kağıthane
🔷 Hiciv ve kasideleriyle ünlü 17. yüzyıl şairi Nef'i, bir dizesinde Kağıthane'den şöyle bahseder: "Mahşer olmuş sahn-ı Kâğıthâne dünyâ bundadur / Cennete dönmüş güzellerle temâşâ bundadır."
🔷 Kağıthane denince akla gelen şair, Nedim'dir. İlçenin güzelliğini şöyle ifade eder; " Bir sefa bahşedelim gel şi dil-i naşade/ Gidelim serv-i revanım yürü Sa'dabad'a/ İşte üç çifte kayık iskelede amade/ Gidelim serv-i revanım yürü Sa'dabad'a..."
🔷 1836 yılında İstanbul'a gelen İngiliz yazar Julia Pardoe şöyle der: "Yeryüzünde bir yaz gününü geçirmek için Kâğıthane'den daha iyi, daha hoş, daha parıltılı bir yer yoktur..."
Lale Devri'nin müstesna şairi Nedim hakkında az bilinenler