İlim ve kitap aşıklarının güzergâhı Vezir Hanı
İstanbul ili Fatih ilçesine bağlı Çemberlitaş semtinde bulunan ve bulunduğu sokağa adını veren Vezir Han, Sadrazam Fazıl Ahmed Paşa tarafından inşa ettirilerek, Köprülü Külliyesi'ne dahil edildi. Külliyenin en dikkat çekici unsurlarından biri ise kütüphanesiydi. Sizler için Vezir Hanı'nın ve külliyenin geçmişine dair önemli bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 05.04.2019
15:29
Güncelleme Tarihi: 05.04.2019
17:52
Vezir Hanı'nda, 1821 yılı esnaf defterlerine göre yirmi sarraf, sekiz tülbentçi, bir çizmeci, bir saatçi, dört terzi, yedi kürkçü, iki perdahtçı, iki bohçacı, yedi cakcı, iki babuşçu, bir külünkçü, bir aşçı, dört tütüncü, üç kuyumcu, bir eskici, bir kapakçı, bir basmacı, bir sabuncu, bir berber, bir hamal, bir astarcı, iki çubukçu, iki tönbekici, bir poliçeci, esnafını barındırırken on beş esnaf da muhtelif olarak kaydedilmiştir.
İstanbul'daki birçok hanın planında etkili olan yol ve arsa durumu, Vezir Hanı'nın tasarımında da etkili olmuş ve han bu nedenle muntazam bir plan üzere inşa edilmemiştir. İki avlulu olarak tasarlanmış olan Vezir Hanı'nın bu küçük avlusu zamanla yapıdan bağımsız bir biçimde algılanmıştır. Han'ın büyük avlusu ise 70x47x65x45 metre ölçülerindedir ve yamuk bir dikdörtgen görüntüsü arz etmektedir. İki katlı ve avlulu bir han olan yapı, giriş cephesinde arazinin meyilli olmasında dolayı üç katlı olarak düzenlenmiştir. Taç kapı, büyük sivri kemer altında yuvarlak kemer açıklığına sahiptir.
Cephede biri kapının solunda, yedisinde sağında olmak üzere sekiz dükkân vardır. Dükkânlar dışa hafif sivri kemerlerle açılmaktadır. Dükkânların üzerinde iki sıra halinde yedi odanın dışa açılan pencereleri vardır. Üst kattaki birimler kubbe ile örtülü olup yer yer değişikliğe uğramıştır. Taç kapıdan beşik tonozlu bir geçitle içeri geçilmektedir. Revaklı avluda zemin kattaki mekânlar yalnızca bir kapıyla dışarı açılmakla beraber, birer kapı ve pencereyle de revaklara açılmaktadır. Bugün avlu ortasında özgün biçimini kaybetmiş fevkani mescit bulunmaktadır. Beşik tonoz üzerinde oturtulan yapı, kubbeyle örtülü olup harap durumdadır. Zemin kat mekânlarında dışa bakan pencereleri bulunmayan hanın üst katlarında ise hem avluya hem de dışa açılan pencereleri mevcuttur ve üst katlar tamamen ikamet amacıyla tasarlanmıştır.
1754 yılı depreminde hasar gören Vezir Hanı, en büyük hasarı ise 1766 yılındaki depremde almıştır. Bu depremde hanın bazı bölümleri yıkılmış ve can kayıpları yaşanmıştır.
Köprülü Mehmed Paşa tarafından 1072'de (1662) yaptırılan külliye dershane-mescid (dârülkurrâ), medrese odaları (dârülhadis), dükkânlar, çeşme, türbe ve sebilden oluşmaktaydı. Daha sonra bunlara, oğlu Sadrazam Fâzıl Ahmed Paşa tarafından 1087 (1676) yılından önce inşa edilen kütüphane ve Vezir Hanı ilâve edilmiştir. Ayrıca türbenin etrafına zamanla eklenen mezarlarla bir de hazîre oluşmuştur. Külliye yapılarından sebil günümüze ulaşmamıştır. Divanyolu caddesinin genişletilmesi esnasında değişikliğe uğrayan külliyenin eski düzeni hakkında tek belge Köprülü Su Yolları Haritası'ndaki görünüştür. Minyatür tekniğine has bir bakış açısı ile çizilmiş olan bu haritadan yapıların durumu ve külliyenin düzeni kısmen anlaşılabilmektedir.
Çemberlitaş'ta Vezirhanı caddesi üzerinde yer alan han Sadrazam Fâzıl Ahmed Paşa tarafından yaptırılarak külliyeye dahil edilmiştir. İhtilâflı olmasına rağmen kapı üzerindeki ta'lik hatla yazılmış beş satırlık tamir kitâbesinden 1312 (1894) depreminde harap olan yapının 1332 (1914) yılında Odabaşı Mustafa Efendi tarafından tamir edildiği anlaşılmaktadır.
Yapı taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiş, iki katlı ve iki avlulu olarak düzenlenmiş olup zaman içinde değişikliğe uğramıştır. Öndeki birinci avlu üçgen bir alana, ikinci avlu ise yaklaşık 70 × 47 ve 65 m. ölçülerinde yamuk dikdörtgen plana sahiptir. İç avlu ile ön cephe arasında arazinin hafif meyilli olması sebebiyle bu cephenin alt sırasına tonozlu bir sıra dükkân yerleştirilmiştir. Son yıllarda yeniden tamir görmüş olan taçkapı büyük sivri kemer altında yuvarlak kemerli bir açıklığa sahiptir.
Ön cephede taçkapının üstü ve kuzeyindeki kol yıkıldığından burada önemli değişiklikler olmuş, dolayısıyla eski durumu hakkında kesin bir şey söylemek zorlaşmıştır. Küçük olan ön avluda odalar yalnızca batı yönündeki cephede yer almıştır. Büyük olan iç avlu iki katlı ve revaklı olarak düzenlenmiştir. Kare kesitli taş pâyelere oturan tuğladan sivri kemerli revakların etrafında odalar bulunmaktadır. Bugün alt kattaki revaklar yanlardan ve cepheden kapatılarak arkalarındaki odalarla birleştirilmiş olarak kullanılmaktadır. Bu kattaki odaların dışarıya açılan pencereleri yoktur. Üst kattaki odalar ise birer pencere ile dışa açılmakla beraber birer kapı ve pencere ile de revaklara açılmaktadır. Odalarda iki yanı nişli birer ocak yer almaktadır. Üst kat revakları da yer yer kapatılmıştır. Odalar ve revaklarda birimlerin üzerleri kubbelerle örtülüdür. Yıkılan bölümler ahşap tavanlı ve kiremit örtülü olarak yapılmış olup değişikliğe uğramıştır. Üst kata, iç avluya çıkmadan önce revakların altında yer alan karşılıklı iki yöndeki merdivenlerle çıkılır. Son yıllara kadar kesme taştan yüksek basamaklara sahip olan bu merdivenler bugün beton dökülerek yeniden yapılmıştır. Hanın kuzeydoğu ve güneybatı köşelerinde birer kule bulunmaktadır. Ayrıca kuzeydoğu köşesine ayrı bir birim olarak bitiştirilen ahır, kalın ayaklarla taşınan çapraz tonoz örtülü olup vaktiyle avluya bir rampa ile bağlanmaktaydı. Günümüzde bu rampa kapatılmış, ahıra Gazi Sinan Paşa sokağı üzerinden yeni bir giriş açılmıştır. Hanın avlusunda yer alan ve yakın zamana kadar harap durumda olduğu bilinen mescid ise günümüze ulaşmamıştır. Köprülü Su Yolları Haritası'ndaki basit çizime göre fevkanî olduğu anlaşılan yapının altında bir şadırvan bulunmaktaydı.