İlk İslam Üniversitesi'ne ev sahipliği yapan Harran
Yağmur yağdığında evlerinden ve sokaklarından etrafa gül kokuları yayıldığı bilinen Harran, köklü geçmişe sahip bölgelerimizden biri. Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürü ise bu medeniyetlerin sentezi ile harmanlanmış. Aynı zamanda ilk İslam Üniversitesi'ne ev sahipliği yapmasıyla da ön planda. İlim başkenti Harran hakkındaki bilgileri maddeler halinde derledik.
Giriş Tarihi: 13.06.2020
09:21
Güncelleme Tarihi: 13.06.2021
09:50
MADDELERLE İLİM MERKEZİ HARRAN
Şanlıurfa'nın 44 kilometre güneydoğusundaki Harran, İslâm tarihçilerinin el-Cezîre adını verdikleri, yukarı Mezopotamya'nın "Diyârımudar" denilen kısmına, kendi adıyla anılan bereket yüklü bir ovanın merkezine kurulmuş.
Harran'da, yerleşimin M.Ö. 5 binden 13. yüzyıla kadar kesintisiz olarak sürdüğü biliniyor. Çivi yazılı tabletlerde "kervan" veya "göklerin şehri" anlamına gelen "Harranu" olarak anılmış. Tevrat'ta ise Haran biçiminde geçmekte.
Tarihin akışını değiştiren keşif; Göbeklitepe
Kalesini Hititler, surlarını Asurlar yaptırmış, Dahası Hz. İbrahim'de (a.s.) burada yaşamış. Ur şehrinde doğan İbrâhim peygamber Filistin'e gitmeden önce bu şehirde oturmuş ve burada adını taşıyan bir mescidle onun otururken yaslandığı söylenen bir taş varmış. Bazı kaynaklara göre, "Ben Rabbime hicret ediyorum" (el-Ankebût 29/26) ve "Biz onu ve Lût'u kurtararak âlemler için mübarek kıldığımız yere ulaştırdık" (el-Enbiyâ 21/71) meâlindeki âyetlerle kastedilen yer Harran'dır.
Şehrin manevi havası bir hayli yüksek nitekim burada yaşayan tek peygamber Hz. İbrahim değil. Bir rivayete göre tûfandan sonra yeryüzünde tesis edilen ilk şehir olan Harran, Nûh peygamberin torunlarından Kaynan tarafından kurulmuş.
Anadolu'nun devlet ve ilim adamı yetiştiren şehzade şehirleri
Harran'ın tarihi çok eskilere dayanmakta. Harran'da ilk defa milâttan önce II. bin yılın başlarına ait Kültepe, Mâri ve Ebla tabletlerinde bahsedilir. Bu tabletler arasında, Harran'daki Sin Mâbedi'nde bir antlaşma imza edildiğine dair bir belge bulunuyor.
Bâbil, Hitit, Asur tabletlerinde de Harran'dan sık sık bahsedildiği görülmekte. II. Bin yılın sonlarına doğru bölgeye Arap yarımadası kökenli Ârâmîler gelerek kendi kültürlerini hâkim kılmış ve bir ara Bit-Adini adıyla bilinen bir krallık kurmuşlar.
Anadolu'nun Oxford'u Amasya
İskender devrinden İslâm döneminin başlarına kadar buraya Helenizm kültürü hâkim olmuş.
Urfa'nın başlıca Hristiyan merkezlerinden biri haline gelmesine karşılık Mezopotamya putperest Helenizm kültürünün en önemli temsilcisi olma vasfı değişmemiş.
Helenizm: Eski Yunan kültürünün doğu kültürleriyle teması sonucu ortaya çıkan fikir, sanat ve felsefe akımına Helenizm denir.
Anadolu'yu İslam yurdu yapan 7 beylik
İslam'ın ortaya çıkışı sırasında ise Harran Sâsânîler'in elindeymiş ancak 627 yılında Herakleios Sâsânîler'i yenerek bölgeyi Bizans'a bağlayınca Müslüman fâtihler bölgeye geldiklerinde şehir Bizans hâkimiyetinde bulunuyormuş.
Harran, 640 yılında Hz. Ömer devrinde İyâz b. Ganm tarafından fethedilmiş ve şehrin putperestlere ait Sin Mâbedi hemen camiye çevrilmiş. Harran idarî bakımdan el-Cezîre valiliğine bağlanmış ve Emevî Halifesi I. Velîd kardeşi Mesleme'yi Kınnesrîn - el-Cezîre valiliğine getirmiş. Daha sonra ise bölgeye Mervan tayin edilmiş.