Ammar bin Yasir kimdir? Ammar bin Yasir 'in hayatı...
Ammar bin Yasir, Müslümanlığını ilan eden ilk yedi kişiden biriydi. Müslüman oldukları için ailece bir dizi işkenceden geçmişler; annesi Sümeyye, İslam tarihindeki ilk şehit olmuş, babası Yasir ise aynı gün şehadet şerbetini içmişti. Ammar bin Yasir, Peygamber Efendimizin bulunduğu bütün savaşlara katılma şerefine nail olmuş, ömrü boyunca hiçbir namazını kazaya bırakmamıştı. İlk Müslümanlardan ve ilk şehit çocuğu olan Ammar bin Yasir'in hayatını derledik.
Annesi Sümeyye bu işkenceler sonunda Ebu Cehil tarafından öldürülerek İslâm tarihindeki ilk şehit oldu. Babası Yâsir de aynı gün işkence edilerek öldürüldü.
Müşriklerin dayanılmaz baskılarına artık tahammülü kalmadığı bir gün sırf bu işkencelerden kurtulmak maksadıyla onların arzusuna uyarak Lât ve Uzzâ lehinde ve Hz. Peygamber'in aleyhinde konuşmak zorunda kaldı.
Müşriklerin elinden kurtulur kurtulmaz doğruca Resul-i Ekrem'in yanına giderek başına gelenleri anlattı. Hz. Peygamber ona bu sözleri söylerken kalbinde neler hissettiğini sordu. Ammâr da iman ile dolu olan kalbinde en ufak bir değişiklik olmadığını söyleyince, Hz. Peygamber yine işkenceye uğrarsa aynı sözleri söylemesinin bir mahzuru bulunmadığını ifade etti.
Nitekim bu konuyla ilgili olarak nâzil olan ayet-i kerimede kalbi imanla dolu olduğu halde dininden dönmeye zorlananların söyledikleri sözlerden sorumlu olmadıkları belirtildi.
Hicret'ten sonra Hz. Peygamber onunla Huzeyfe bin Yemân arasında kardeşlik bağı (muâhât*) kurdu. Mescid-i Nebevî'nin inşası sırasında büyük gayret sarf etti.
Herkes bir kerpiç taşırken onun iki kerpiç getirdiğini gören Resulullah üzerindeki tozları silkeleyerek, "Vah Ammâr! Kendisini âsi (bâgı) bir topluluk öldürecek. Ammâr onları cennete, onlar ise onu cehenneme davet ederler" dedi.
Hz. Peygamber'in bulunduğu bütün savaşlara katıldı. Hz. Ebû Bekir devrinde ise Müseylimetülkezzâb ile yapılan Yemâme Savaşı'nda bir kulağını kaybettiği halde yiğitçe savaştı ve dağılmak üzere olan İslâm ordusunu yeniden toparladı.
Hz. Ömer devrinde Kûfe'ye vali olarak gönderildi ve bu sırada vuku bulan Nihâvend Savaşı'na ve Hûzistan'ın fethine iştirak etti.
Hz. Osman'ın Ümeyye oğullarını iş başına getirdiğini ve Ebû Zer el-Gıfârî'yi Rebeze'ye sürdüğünü söyleyerek onun icraatına karşı çıktı. Buna rağmen halife onu, aleyhindeki birtakım faaliyetleri araştırmak üzere Mısır'a gönderdi.
Abdullah bin Mes'ûd'un cenazesini kendisine haber vermeden defnettiği için Hz. Osman, Ammâr'ı Medine'den sürmeyi düşündü ise de Hz. Ali araya girerek buna engel oldu.