İngiltere ve Fransa’nın büyük mücadelesi: Süveyş Kanalı
Sokullu Mehmet Paşa, Kanuni Sultan Süleyman'ın son sadrazamıydı. Yaşadığı dönem için çağının çok ötesinde sayılan ve kendinden sonra gelenlere ışık tutan projeler geliştirmişti. Bundan tam 150 yıl önce hayata geçen Süveyş Kanalı da, aslında Sokullu Mehmet Paşa'ya ait bir projeydi. O dönemde Mısır'a hayat katan, bugün ise turizmden sonra ülke ekonomisinin en önemli kalemini oluşturan Süveyş Kanalı, İngiltere ve Fransa arasında büyük bir mücadelenin sebebi haline gelmiş; uğruna Özgürlük Anıtı dikilmişti…
Giriş Tarihi: 25.04.2019
10:12
Güncelleme Tarihi: 17.02.2020
11:29
ÇAĞININ ÖTESİNDE BİR DEVLET ADAMI
16'ıncı yüzyılda yaşayan Sokullu Mehmet Paşa'nın büyük bir devlet adamı olduğunu gösteren olayların ilki, Don ile Volga ırmakları arasında bir kanal açarak, Orta Asya'ya denizden donanma ve asker gönderme konusundaki girişimiydi. Bu kanalı inşa ederek, Osmanlı donanmasına Hazar Denizi yolunu açmak istiyordu.
Don-Volga Kanalı için gerekli işgücü seferber edilmiş; ancak hava koşulları ve kimi devlet adamlarının karşı çıkmaları nedeniyle çalışmalar sürdürülememişti. Sokullu Mehmet Paşa'nın çağının ötesinde olduğunu gösteren proje ise, başka bir kanal projesiydi: Süveyş Kanalı.
Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayacak olan Süveyş Kanalını açmak, o dönemde imkânsız olarak görülüyordu. Ön adım olarak Sudan alındı; fakat bu girişim de sonuca ulaşamadı.
Projenin hayata geçmesi Sokullu Mehmet Paşa'ya nasip olmamıştı; ancak ondan tam 3 asır sonra proje nihayete erecek ve Mısır'a hayat katacak bu kanal, diğer ülkeler arasında da büyük bir mücadele yaratacaktı.
İNGİLTERE VE FRANSA'YI HAREKETE GEÇİREN PROJE
19'uncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Mısır, yüzyılın ilk yıllarından itibaren Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın soyundan gelen "Hıdiv" unvanlı valiler tarafından idare ediliyordu ve içişlerinde neredeyse bağımsız hale gelmişlerdi.
Mısır valileri, sadece yabancı memleketlerle imzaladıkları anlaşmalarla mali protokolleri padişaha tasdik ettirmekle yükümlüydüler ve İstanbul, bu gibi talepleri genellikle her zaman yerine getiriyordu.
Mısır Valisi Said Paşa'nın Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps'e 1854'te hazırlattığı ve Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayacak olan Süveyş Kanalı projesi, onaylaması için dönemin Osmanlı Sultanı Abdülaziz'e sunulmuştu.
ABDÜLAZİZ 12 YIL BOYUNCA PROJEYİ ONAYLAMADI
Bu projenin arkasında Fransa vardı ancak İngiltere, Akdeniz'deki ve Hindistan'daki hâkimiyetini sona erdirebilecek olan böyle bir hazırlığa karşı çıkıyor ve dönemin hükümdarı Sultan Abdülaziz'i, projeyi reddetmesi için devamlı bir baskı altında tutuyordu.
Said Paşa, İstanbul'un tasdikini beklemeden, 1854'ün 30 Kasım'ında Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin kurulması iznini verdi.
Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Sultan Abdülaziz'e daha fazla baskı yapmaya başladı ve hükümdar, bu projeyi 12 yıl boyunca onaylamadı.
MISIR'A HAYAT KATACAK KANAL
Mısır tarafı, İstanbul'un tasdiki gelmeden işe başladı; ancak Said Paşa, 1863'te vefat etti. Yerine geçen İsmail Paşa ise Fransız değil, İngiliz taraftarıydı. Bu yüzden iktidarının ilk yıllarında projeye gereken önemi vermedi ama daha sonraki senelerde kanalın Mısır'a nasıl bir hayati değişiklik getireceğini fark edince o da işe dört elle sarıldı.
Kazılar neredeyse tamamlanmak üzereyken Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz'e İngilizlerden daha fazla baskı yapmaya başladı.
Sultan Abdülaziz, 1866'nın 19 Mart'ında yayınladığı fermanla kanala izin verdi. Kanal Şirketi ile Said ve İsmail Paşalar arasında varılan anlaşmaları onayladı. Üstelik Mısır'ın kanal inşaatı için yaptığı dış borçları da devlet garantisi altına aldı ve kendisi de Kanal Şirketi'nin hisselerine oldukça yüksek bir meblağ yatırdı.
"ASYA'NIN IŞIĞI MISIR'DAN GELİR"
Said Paşa ile kanalın mühendisi olan Ferdinand de Lesseps arasında 1854'te varılan anlaşmanın ilginç bir maddesi vardı: Kanal'ın Akdeniz'e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti.
Heykel, firavunlar zamanının giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde "Asya'nın ışığının Mısır'dan geldiğini" sembolize eden bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz'in ödediği paralar arasında, yapılacak olan heykelin masraflarının bir bölümü de vardı.
Paşa ve mühendis, eseri Fransa'nın tanınmış heykeltıraşlarından olan Frederic Auguste Bartholdi'ye sipariş ettiler, hatta bir hayli avans da ödendi ve Bartholdi işe başladı.