İslam uygarlığında mimari eserlerin ağırlığını taşıyan kemerler
İslam uygarlığı, çok sayıda yeni mimari fikir ve stilin yükselmesinde öncü oldu. Müslüman mimar ve mühendisler, önceki medeniyetlerin mimari becerilerini geliştirip yepyeni formlar keşfettiler. Hem büyük açıklıkları birbirine bağlayan, hem de ağır yükler taşıyan kemerler, zamanla mimarinin olmazsa olmazları haline geldiler. Teknik anlamda yapıya sağladığı desteğin yanında eserlere eşsiz bir estetik katması nedeniyle de sık sık tercih edilen mimari unsurlardan oldular. Bugün pek çok yapıda gördüğümüz kemerlerin bin yıl öncesine uzanan geçmişine dair bilinmeyenleri derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔸 Kemere "esneklik" özelliği kazandıran bu durum, asılı bir yük zincirine benzetebilir: "yük zinciri asılı durduğu müddetçe kemer ayakta kalır".
🔸 Kemerin bu sessiz dinamizmi İslam dünyasında "kemer asla uyumaz" sözüyle ifade edilir.
🔸 Kemer yapımında usta olan Müslümanlar bu motifi de en az palmiye kadar sevip palmiye ağacının zarif eğrilerini inşa ettikleri yapılara uyguladılar.
🔸 İslam mimarisinin gelişiminde önemli rol oynayan diğer bir ilham kaynağı da evrenin küre şeklindeki yapısıydı.
🔸 Geometri ve statik bilgisi sayesinde Müslümanlar çok çeşitli türde kemerler tahayyül edebildiler. Müslümanların yaptığı yapısal müdahale, kemerin bir iki noktaya, üste ve yanlara uyguladığı itkiyi azaltmak şeklinde izah edilebilir.
🔸 Böylece bu noktaların takviyesi kolaylaşmış, diğer alanları destekleme ihtiyacı ortadan kalkmış ve daha hafif duvar ve tonozların inşa edilmesi mümkün hale geldiğinden inşaat malzemesinden tasarruf edilmişti.
🔸 Mısırlılar ve Yunanlılar pervaz kullanırken, Romalılar ve Bizanslılar yarı dairesel kemerler inşa ettiler. Romalılar tek sayılı kemer tuğlası kullanıyor, kemerdeki tuğlaların üzerine bir harpuşta taşı ya da kilit taşı koyuyordu.
🔸 Bu kemer şekli kolay inşa edilmesine rağmen yeterince kuvvetli değildi. Kenarlar dışa doğru bir itki uyguladığından bu bölümlerin iki kenara duvar örülerek içeriye doğru itilmesi gerekiyordu.
🔸 Çok büyük cami ve saraylar yapmak için büyük açıklıkları destekleyen kuvvetli ve aynı zamanda estetik görünümlü kemerlere ihtiyaç duyuyorlardı.
🔸 Bu ihtiyaçtan yola çıkan Müslümanlar, hepsi mimarinin gelişmesi için zaruri olan at nalı kemer, kesişen kemer, sivri kemer dilimli kemer ve kaş kemer gibi yeni formlar geliştirdiler.
🔸 At nalı kemer, yarım dairesel yaylara dayanıyordu ama hafifçe genişletilmek suretiyle yarım daireden biraz daha açık olması sağlanmıştı.
🔸 Çok güçlü olmamakla beraber son derece etkileyici görünen bu kemer, Müslümanlar tarafından yapılan ilk kemer uyarlamasıydı ve 706 ve 715 yılları arasında inşa edilen Şam Emeviye Ulu Camii'nde kullanılmıştı.
🔸 İslam kültüründe at nalı, veliliği ve kutsallığı simgelemekteydi. Yapısal açıdan bakıldığındaysa, at nalı kemer klasik yarım dairesel kemerden daha fazla yükseklik sağlıyordu.
🔍 İslam uygarlığında mimarlık hakkında bilinmesi gereken gerçekler