İslam'ın Avrupa'daki mührü Endülüs’ün Batı'ya 10 hediyesi
8'inci yüzyılda İslam'ın Avrupa'daki mührü olan Endülüs, parlak bir medeniyete ev sahipliği yaparken Batı, dine aykırı kabul edildiği için aklî faaliyetlerin yasaklandığı "karanlık çağ" denilen bir dönemin içerisindeydi. Endülüs, yanmayan kâğıttan gece okunan mürekkebe, günümüzde hala kullanılan tıbbı aletlerden eğitim sistemine dünya tarihine damga vuran büyük bir miras bıraktı. İşte İslam'ın Avrupa'daki mührü Endülüs'ün Batı'ya 10 hediyesi...
Giriş Tarihi: 22.01.2019
11:25
Güncelleme Tarihi: 22.01.2019
12:54
Endülüs, 711 yılından itibaren Müslümanların ve gayrimüslim tebaanın çeşitli sahalardaki faaliyetleriyle yüksek ve parlak bir medeniyetin doğuşuna beşiklik ederken Batı, dine aykırı kabul edildiği için aklî faaliyetlerin yasaklandığı "karanlık çağ" denilen bir dönemin içerisindeydi. Batı bu karanlık çağ içerisindeyken, Kur'an-ı Kerim tarafından düşünmeye teşvik edilen Müslümanlar, İslam dünyasının dört bir yanına cami, mektep, hastane ve rasathanelerde ileri düzey dersler okuttu. Eğitim için özel binalar tahsis edildi ve medreseler açıldı.
ENDÜLÜS'TEN AVRUPA'YA YAYILAN BİLİM
Endülüs Müslümanları İspanya'nın dört bir tarafına yayılan bir eğitim sistemi geliştirdi, bu sistem daha sonra Avrupa'ya da geçti. Temel eğitim dışına yükseköğretim kurumlarının da bulunduğu Endüslüs'e Avrupa'nın çeşitli yerlerinden gelen öğrenciler burada eğitim aldıktan sonra Avrupa şehirlerinden üniversitelerin açılmasına öncülük etti.İbn Rüşd gibi âlimlerden felsefeyi öğrenen Avrupalılar, Aristo ile de tanışmış oldu.
MEVSİME GÖRE KIYAFET AYRIMINI ZİRYAB YAPTI
Düzenli banyo yapma fikrini de ona aitti. Modanın öncüsü olarak aynı zamanda erkek tıraşında yeni stiller geliştirip farklı saç şekilleri tasarladı. Doğunun lüks kıyafetlerinin de onun aracılığıyla Avrupa'ya intikal etti.
10. yüzyılda Endülüs'te sokakların lambalarla aydınlatılırdı. Şehirde bulunan kütüphaneler, camiler dışında umumî hamamlar ve içinde musluktan suların aktığı hastanelerin vardı. Endülüs Müslümanları hidrolik mühendisliğinde uzmanlaşmaları sayesinde kemerli su yolları yapıp dağların eteklerinden başkent Kurtuba'ya su getiriyordu. Kanalizasyon sistemi de mevcut olan Endülüs'te aynı zamanda bu sayede yağmur suları sokaklardan kolayca çekilip gidiyordu. Aynı dönemde Avrupa'nın Paris, Londra gibi şehirleri geceleri zifiri karanlıkta batak ve çamur içindeyken Endülüs şehirleri ışıl ışıl ve tertemizdi.