İstanbul Lale Festivali ne zaman? İstanbul Lale Festivali nerede? İstanbul korularını süsleyen laleye dair 32 ilginç bilgi
Lale figürünün tasavvufta neyi sembolize ettiğini biliyor musunuz? Peki ya, Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" olarak tanımladığı Edirne'deki Selimiye Camii'nde bulunan ters lale motifinin gizemini? Veya İstanbul'un lalelerinin ünü nedeniyle Avrupa'da "lale çılgınlığı" adı verilen bir dönem yaşandığını ve o dönemde bir lale soğanının fiyatına Hollanda'da bir ev satın alındığını? Bu yıl, 13'ncüsü düzenlenen İstanbul Lale Festivali ne zaman gerçekleştirilecek? Festival kapsamında hangi korular eşsiz lale bahçeleri ile İstanbullularla buluşacak, sizler için derledik.
Harflerin rakamsal karşılığı olan ebced hesabında Allah, lale ve hilal kelimelerini oluşturan harflerin aynı olması ve ebced hesabında rakamsal toplamın 66'ya denk gelmesi, bu üç kelimenin tasavvuf literatüründeki ilişkisini ve önemini anlatır.
Hatta Anadolu coğrafyasında kullanılan "işi altmışaltıya bağlamış" deyimindeki 66 rakamının bağlandığı nokta da ebced hesabıdır.
Orta Asya'dan coğrafyamıza gelen lale mitolojisinde, yaprağın üzerindeki çiğ tanesine yıldırım düşmüş ve alev alan yaprak laleye dönüşmüştür.
Lalenin iç bünyesinde kalan siyahlık da yanık izleri olarak yorumlanmıştır. Yine tasavvuf anlayışımızda Allah, lale ve hilal kelimelerini oluşturan harflerde noktalama işareti olmadığı için bizde de lalenin lekesizi makbuldür.
Kökeni Tiyenşan Dağlarına dayanan bu çiçek, çiçekler arasında hak ettiği yeri Selçuklu sonrasında Osmanlı sanatıyla bulmuştur.
16'ncı yüzyıla kadar doğada serbest olarak yetişen lale bu yüzyılda bahçelere girmiş ve hatta "lalezâr" ismi de buradan çıkmıştır. Hasbahçenin vazgeçilmezi olan laleler sanatımızın her alanında kullanılmıştır.
"Muhibbi" mahlası ile şiirler yazan Kanuni Sultan Süleyman'ın "lale" isimli redifinde, sevgilinin yanağı ile laleyi karşılaştırdığı görülür:
"Yanağı rengi mi yeğ, yoksa lâle"
Lale sevgisi ile bilinen ilk sultan, Kanuni değildir. "Avnî" mahlası ile şiirler yazan Fatih Sultan Mehmet de lale temasını şiirlerinde işlemiştir:
"Sâkiyâ mey sun ki lâlezâr elden gider
Erişür fazl-ı hazân vakt-i bahâr elden gider"
Necati Bey ise şiirinde lalenin hala taşralı oluşu nedeniyle sohbetlere dâhil olmadığını belirtir:
"Lâle-hadler yine gülşende neler etmediler
Servi yürütmediler, goncayı söyletmediler
Taşradan geldi çemen sahnına biçare durur
Devr-i sohbetine lâleyi iletmediler"
Mevlana Celalettin Rumi ise laleye şu beyitinde yer vermiştir:
"Lâlenin yanakları yalım yalım,
Nergisin gözünden kaçıp gizlenmede"