John Kennedy’yi kim, neden öldürdü?
John F. Kennedy'nin keskin nişancılar tarafından başından vurularak öldürülmesi, ABD tarihinin en karanlık ve üzerinde en çok komplo teorisi üretilen olaylarından biri. ABD Başkanı Kennedy, eşiyle birlikte üstü açık bir arabadayken açılan ateş sonucunda yaşamını yitirmiş, bu suikastın kim tarafından neden gerçekleştiği daima soru işareti olarak kalmıştı. Katil zanlısının mahkemeye çıkarılmadan öldürülmesi olaydaki şaibeyi daha da arttırdı. Peki, ABD'nin ilk Katolik Başkanı John Kennedy'yi kim, neden öldürdü? Sırtını döndüğü Yahudi lobisinin bu suikastla ilgisi var mıydı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
John F. Kennedy, bundan 56 yıl önce 22 Kasım 1963 tarihinde, Texas'taki liberal ve muhafazakâr kesim arasındaki sürtüşmeyi ve tartışmaları sonlandırmak için geldiği Dallas şehrinde, eşiyle birlikte üstü açık bir arabadayken açılan ateş sonucunda başından ve boğazından vurularak yaşamını yitirdi.
John F. Kennedy'nin ölümü sonrasında Lee Harvey Oswald tutuklandı ancak mahkemeye çıkarılmadan önce Jack Ruby tarafından vurularak öldürüldü.
John F. Kennedy'nin bu suikast sonucu yaşamını yitirmesi ve ardından katil zanlısının da öldürülmesi, kafalarda daima soru işareti bırakmıştır. Bu konuda en sık ortaya atılan komplo teorilerinden biri, John F. Kennedy'nin İsrail'in nükleer programına ters düştüğü için İsrail tarafından öldürüldüğü yönündedir.
ABD'nin Katolik olan ve Siyonistlere karşı çıkan tek Başkanı John F. Kennedy, İsrail Başbakanı Ben Gurion'a, İsrail'de yapılmakta olan Dimona Nükleer Santrali'ne, İsrail'in Ortadoğu politikasına, Siyonist silah tüccarlarına, mason danışmanlarına, ABD'deki Yahudi lobisine, lobinin en güçlü ismi Rockefeller'a ve masonik örgütlere ters düşmüştü.
Bir diğer iddiaya göre bu suikast, Pentagon, FBI, CIA ve Gizli Operasyonlar birimlerinin ortak bir suikastıydı. Bölge savcısı Jim Garrison'ın ortaya attığı iddiaya göre, suikast ile birlikte başkan yardımcısı Lyndon B. Johnson, ABD Başkanlığı görevine atanacaktı ve bu sebeple hükümete gizli bir darbe yapılmıştı.
Suikastta üç nişancının olduğu iddia etmiş ve Clay Shaw adlı işadamının suikastta parmağı olduğu gerekçesiyle sanık olarak göstermişti. Fakat gerek delillerin kaybolması, gerek olay gününde görgü tanıklarının çoğunun ifadelerinin kayıt altına alınmaması ve ulusal arşivdeki delillerin ulusal güvenlik sebebi ile gösterilmemesi yüzünden Clay Shaw suçsuz bulunmuştu.
ABD'nin temellerini atan görüşün evanjelizm olduğunu belirten Prof. Dr. Teoman Duralı, katıldığı bir televizyon programında Yahudiliğe sırt çeviren görüşün ABD'de kabul görmeyeceğinin altını çizmiş; Kennedy suikastının İngilizleri önceleyip Yahudiliği ikinci plana atan politikalar nedeniyle gerçekleştirildiğini ifade ederek, bu konuda şunları söylemişti:
"ABD'nin son önemli güçlü itibarlı başkanı John F. Kennedy'ydi. Rosevelt'ten sonra onu görüyoruz. Peki, neden öldürüldü? Büyük ihtimalle İngiliz kanadını önceledi ve Yahudi tarafına sırt çevirdi. Kendisi de zaten Katolik'ti. Çünkü ABD'ye ayak basan İngilizler Anglikan kilisesinin en yobaz kesimini temsil ediyorlardı. Dolayısıyla Katolik'e tahammül edemiyorlardı. Anglikan kilisesi, Ahdi Atik'le yakın bir irtibat halindedir. Katolikler, Ahdi Atik'in yanından geçerler. Yahudilik Ahdi Atik üzerine kuruludur. Örneğin Amerika'ya ilk giden İngilizlerin adları, Yahudi adlarıdır; Abraham, David, Salomon, Benjamin vesaire."
Teoman Duralı'nın "İngiliz-Yahudi medeniyetinin dünyaya etkileri" konulu konuşmasına dair detayları okumak ve programı izlemek için tıklayın.
Suikastı araştıran komisyon, cinayetin Lee Harvey Oswald tarafından tek başına işlendiği yönünde karar almış ancak bu olay uzun süre gizemini korumaya devam etmişti.
Ancak hem cinayetin sorumlusu olarak gösterilen Oswald'ın hem de henüz mahkeme önüne çıkmadan onu öldüren Jack Ruby'nin ve olaya adı karışan bazı kişilerin şüpheli biçimde öldürülmeleri, öte yandan soruşturmanın yürütülmesindeki bazı kuşkulu noktalar, ABD kamuoyunda birçok spekülasyona yol açmıştı.