Mağrib mimarisine özgü İslami eserler
Müslümanların yönetimindeki İspanya ve Sicilya'da başlayan mimari gelişmeler, bin yıl sonra Avrupa'nın geri kalan kısmına da yayıldı. Bu yayılmayı Müslüman topraklarından geçen gezginler ve bilim insanları sağladı. İspanya, Kuzey Afrika ve Portekiz'in bazı bölgelerinde gelişen İslami üsluba Mağrip mimarisi denildi. Özenli taş işçiliği, arabesk tarzdaki mozaik ve tasarımların göze çarptığı bu üslupta önemli eserler inşa edildi. İşte Mağrib mimarisine özgü gelişen İslami eserler...
Sidi Ukba Camisi, büyük kale duvarları, kare minare ve süslü mimari ayrıntılara sahip, 600'lerden kalma ikonik camidir. Yapımını Mağrib'in ilk valisi Ukba bin Nafi'nin başlattığı (670), Hişam bin Abdülmelik'in desteğiyle tamamlanan (726) ve 800-900 arasındaki kimi eklemelerle son biçimini alan camidir. Kuzeybatı revakının ortasında, Batı İslam üslubunu en iyi yansıtan örneklerden olan üç katlı, görkemli minare yükselir. Minare, Kuzey Afrika'ya özgü kare planlı minarelerin tipik bir örneğidir.
Tunus'un Sefâkus şehrinde inşa edilen camidir. Kadı Ali b. Sâlim el-Cibinyânî tarafından 235 (849) yılında yaptırılmıştır. Tunus'taki Osmanlı idaresi zamanında önemli ölçüde tamir ve tadilat geçirmiştir. Örtü sistemi değiştirilmiş olmasına rağmen bu örtü sistemini taşıyan at nalı kemerleri ve özellikle mihrap ekseninde yer alan minaresi Kayrevan Ulucamii'ni hatırlatır.
Tunus'taki ünlü Zeytune Camisi, okunan siyer ve hadis kitaplarıyla yüzyıllara dayanan ilim halkaları geleneğini sürdürüyor. Kuzey Afrika'daki en önemli İslami ilim merkezlerinden biri olan Tunus'taki Zeytune Camisi, Buhari, Müslim ve Kadı İyaz'ın Şifa eserinin okutulduğu derslerle, Hazreti Muhammed'in hayatına dair bilgileri aktarma geleneğini yüzyıllardır sürdürüyor.
Üç Kapılı Cami
Kayrevan şehrinde bulunan ve Muhammed b. Hayrûn el-Meâfirî adlı bir Endülüslü tarafından inşa ettirilen caminin iç teşkilâtı 15. yüzyıldaki tamirat esnasında değiştirilmişse de binanın giriş cephesi tertip ve tezyinatıyla esas şeklini önemli ölçüde korumuştur.