Hicaz Demir Yolu'nun son durağı: Medine Tren İstasyonu
Resulullah'a (SAV) gösterilen hürmetin somut eşyalara dökülen türlü yolları vardı. Kimi bu uğurda hikayeler kaleme alır, kimi şiirler söyler kimi de Sultan II. Abdülhamid Han gibi Peygamberimizin (SAV) mübarek türbesinin süpürülmesi için kendi elleriyle süpürge yapar. Osmanlı'nın Peygamber (SAV) aşkı işte böyle ulviydi. Medine'de bulunan nişane yapılardan biri olan Medine Tren İstasyonu da bu anlayışın taşa dökülmüş haliydi.
◾ Medine Tren İstasyonu'nda Osmanlı Devleti'nden kalan lokomotif ve vagonlarda yalnızca Müslüman çalışanların olmasına özen gösterildiği rivayet edilir. Yaygın başka bir rivayete göre de yalnızca 9 yıl hizmet verdiği ve istasyonda halen Osmanlı armaları bulunduğu bilgileri verilir.
◾ Osmanlı sanatıyla inşa edilen Medine İstasyonu, Türk-Osmanlı mimarisinin Medine'de kalan son örneklerindendir.
◾ Osmanlı'nın tipik mimari örneklerinden olan Medine Tren İstasyonu ve Amberiye Mescid'i yıkım ve işgallere rağmen günümüze kadar korunarak gelmiş, 2020 yılında Türkiye'nin önderliğinde müzeye dönüştürülmüştür. Şu an müzede Peygamberimiz (sav) döneminden kalan eşyalar yer alır. Sergilenen eserler içinde Sad Bin Ebi Vakkas (RA)'ın yayınında bulunduğu bilinir.
Sad Bin Ebi Vakkas kimdir?
Kendisi küçük yaşta İslamı kabul etmiş, annesi Müslüman olmasından dolayı onunla küsmüştür.
Peygamber Efendimiz'den (SAV) önce Medine'ye hicret eden Sad Bİn Ebi Vakkas,
Aşere-i Mübeşşere'dendir. Sahabiler içinde en iyi ok atan sahabi ünvanıyla meşhurdur.
Aşere-i Mübeşşere:
Arapça "cennetle müjdelenen 10 kişi" demektir.