Milli destanımız İstiklal Marşı nasıl kabul edildi? Mehmet Akif İstiklal Marşı'nı nasıl yazdı?
İstiklal aşkı defalarca sınanan bu kahraman millet, her seferinde tarihin sayfalarına unutulmaz ve silinmez destanlar nakşetti. O destanlardan biri de Anadolu'nun dört bir yanına şehadet kanıyla yazılan İstiklal Marşı'ydı. Akif, üzerinde paltosu yokken müsabakadaki ödülü kabul etmeyerek 'kahraman ordumuza' bu destansı şiiri yazdı. Peki, Mehmet Akif İstiklal Marşı'nı nasıl yazdı? Milli destanımız İstiklal Marşı nasıl kabul edildi? İstiklal Marşı nerede yazıldı?
Giriş Tarihi: 11.03.2019
17:00
Güncelleme Tarihi: 12.03.2021
09:13
HER KITASI AYAKTA KARŞILANDI
Bu ilk görüşmeden üç gün sonra 1 Mart 1921'de konu yeniden meclise geldi. O günün oturumunda İstiklal Marşı çeşitli yönleriyle tartışıldı. En son Hamdullah Suphi Bey'in marşı kürsüde okunmasına karar verildi. Hamdullah Suphi tarafından okunduğu zaman her kıtası sürekli alkışlarla karşılandı.
Marşın resmen kabul edilmesi ise TBMM'nin 12 Mart 1921'deki ikinci oturumunda ele alındı. Bazı mebusların marşla ilgili görüşlerini açıklamalından sonra yapılan oylamada Mehmet Akif'in şiiri "ekseriyet-i azîme ile" İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Maarif vekilinin tekrar okuduğu İstiklal Marşı'nı ayakta dinlediler.
İstiklal Marşı, kabulünün ardından İngilizce, Almanca, Fransızca, Macarca ve Farsça'ya çevirilerek, yurtiçinde ve yurtdışında dağıtıldı, mitinglerde ve törenlerde halkın manevi ve milli duygularını güçlendirmek amacıyla okunmaya başlandı.
İSTİKLAL MARŞI ÖDÜLÜ NEREYE BAĞIŞLANDI?
İstiklal Marşı'nı para için yazdığının düşünülmesinden endişe eden Mehmet Akif, aynı dönemlerde ciddi maddi sıkıntı içerisinde olmasına rağmen, kazandığı 500 liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğreten Darülmesai'ye bağışladı.
Bu durum, 17 Mart 1921 tarihli "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinde şöyle ifade edildi:
"Teberru: Burdur mebusu, şairi muhterem Mehmet Akif Beyefendi'nin Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen İstiklal Marşı için mahsus beş yüzlira mükafatı nakdiyeyi, müşarünileyh fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek emeliyle teşekkül eden Darülmesai menfaatine hediye eylemiştir. "
İSTİKLAL MARŞI NEREDE YAZILDI?
İstiklal Marşı nerede yazıldı?
Eşref Edip anlatıyor:
Ankara'ya gelince doğru Tâceddin Dergâhı'na indik. O zaman Ankara'da mesken buhranı olduğu için herkes bir tarafa sığınmıştı. Tâceddin Şeyhi bir hürmet-i mahsusa olmak üzere dergâhı Üstad'a tahsis etmişti. Dergâh deyince dervişler, ayinler hatıra gelmesin… Eşraftan birinin adeta selamlık dairesi. Ufak bir köşk gibi muntazam yapılmış. İçi dışı boyalı... Döşenip dayanmış, güzel ve geniş bir bahçesi var. Türlü türlü meyveler. Önünde bir şadırvan, şarıl şarıl sular akıyor.
Üstad Ankara'daki bütün şiirlerin, İstiklal Marşı'nı hep bu dergâhta yazmıştır. Yüzlerce asır Türk milletiyle beraber yaşayacak olan bu marşı ne vaki okusam, Tâceddin Dergâhı'nda Üstad'ın bu şiiri yazarken düşündüğü zamanları hatırlarım: Odanın bir tarafına çekilmiş, elinde ufak bir kâğıt… Tefekküre dalmış…
Ara sıra bir kelime yazıyor… Bazen yazdığını çiziyor… Sonra tekrar yazıyor… Bazen saatlerce düşünüyor… Üstad şiirini yazmak için çok zaman sarf ederdi. O sehl-i mümteni dediğimiz şiirler öyle kolay kolay olmuyordu. Bazen bir beyit üzerinde günlerce uğraştığı olurdu. Şiir tamam olup da tebyiz edildiği zaman çaylar demlenir, hep arkadaşlar toplanır, bilhassa pek sevdiği Hasan Basri Çantay'a haber gönderir. O da elinde uzun çubuğu, sallana sallana gelir, Üstad'ın yanında oturur, Üstad tamam olan şiirini kendisine mahsus ahenkle okurdu, çaylar da tevali ederdi.