Müslümanlar medeniyetin temellerini nasıl attılar?
İslam uygarlığının "altın çağı" olarak adlandırılan 7 ila 17'inci yüzyıllar arası, farklı kültürden birçok insanın yeni buluşlara imza attığı ve dünyayı değiştirdiği yıllardı. Müslümanlar, adeta o dönemde gerçekleştirdikleri yeniliklerle medeniyetin temellerini attılar. İspanya'dan Kuzey Afrika'ya, Orta Doğu'dan Endonezya ve Çin'e kadar üç kıtaya yayılmış olan İslam uygarlığı, tıp, eczacılık, astronomi, robotik teknoloji ve mimarlık gibi daha birçok dalın ilerlemesini sağladı. Bu dönemdeki buluşların en ilginçleri…
10'uncu yüzyılda İslam Uygarlığındaki doktorlar, günümüzdeki bazı cerrahi aletlere benzeyen ve hala kullanılan malzemelerin temelini oluşturdular.
Endülüs'ün en büyük tıp doktoru olan Zehrâvî, 30 ciltten oluşan "Kitab el-Tasrif" adlı tıp kitabı ile dünya cerrahi tarihine en büyük katkılar yaptı.
Zehravî'nin eserindeki "Cerrahi Üzerine" başlıklı bölümde cerrahi aletlere ilişkin detaylı açıklamalar, görenleri hayrete düşürecek türde.
Zehravî, yeni uygulamalarla birlikte 200'ü aşkın cerrahi alet geliştirerek cerrahide büyük bir gelişmeye imza atmış, dönemin dişçilik, eczacılık ve cerrahi uygulamalarına ilişkin ayrıntılı bilgiler vermişti. Onun çizdiği bu aletler ve önerdiği tedaviler bin yılı aşkın süredir halen kullanılıyor.
"Müslüman âlimlerden miras cerrahi aletler" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
Dünya üzerindeki ilk eczane bundan 12 asır önce, Bağdat'ta kuruldu. 9'uncu yüzyılın başında kendi eczanelerini işleten eczacılar karmaşık ilaçları hazırlama ve saklama gibi babadan oğula aktarılan birtakım bilgi ve becerilere sahipti.
O dönemde, "muhtesib" adlı memurlar vardı. Görevleri ise sadece ilaçların ağırlığını, saflığını ve bozulup bozulmadığını denetlemekti.
Müslüman âlimler, 9'uncu yüzyılda temelini attıkları eczacılığı geliştirmiş, bu alanda birçok yazılı eseri literatüre kazandırmışlardı.
Modern hastane ve kliniklerde olduğu gibi, bundan bin yıl önceki hastanelerde de basit laboratuvarı andıran ilaç hazırlama ve dağıtma birimleri bulunurdu. Bu birimler, hastaların ihtiyaç duyduğu şurup, macun, merhem ve diğer ecza müstahzarlarını preparatları üretirdi.
Bunun yanı sıra ilaçları kolayca bulabilmek amacıyla alfabetik listeler hazırlamışlardı.
"İlaçlar hakkında 15 ilginç bilgi" adlı haberimizi okumak için tıklayın.
İbn-i Sina, modern tıbbın kurallarını belirleyen bir İslam âlimiydi. Ortaya koyduğu eserlerle Doğu'da "İbn-i Sina", Batı'da "Avicenna" olarak nam salmıştı.
Neredeyse tamamı Arapça 276 esere imza atmış, birçok farklı alanda kaleme aldığı bu eserler, yüzyıllar sonra dahi birincil kaynak olarak okutulmuştu.