Osmanlı padişahlarının mahlasları
Osmanlı edebiyatı; ifade güzelliği ve yoğun sanat gücü ile beş yüzyılı aşkın bir süre toplumun söz gücünün en önemli bölümünü temsil etti. Osmanlı sultanları, İslam kültür ve edebiyatını üst seviyelere taşıdı. Padişahlar duygularını kağıda aktarırken çeşitli mahlaslar kullandı. Sizler için devletin kuruluşundan itibaren bilim, sanat ve edebiyat gibi alanlarda önemli adımlar atan Osmanlı padişahlarının kullandığı mahlasları listeledik.
Giriş Tarihi: 29.01.2020
16:46
Güncelleme Tarihi: 29.01.2022
14:45
Fatih Sultan Mehmed, Avni
Fatih Sultan Mehmed, Avni Anlamı: Yardıma ait, yardıma dair.
Fatih Sultan Mehmet, yedinci Osmanlı padişahıdır . Sultan II. Murat'ın, Hüma Hatun'dan 29 Mart 1432 yılında doğdu. Ömrü seferle geçen Fatih Sultan Mehmet Han, yine bir sefer hazırlığındayken 3 Mayıs 1481 tarihinde Gebze'de vefat ettiğinde, Osmanlı devleti ordusu, teşkilatı ve sanatı ile dünyanın önde gelen güçleri arasına girdi. Şeyh Vefa Hazretleri'nin kıldırdığı cenaze namazı ile Fatih'teki caminin haziresine gömülen Fatih Sultan Mehmet Han , bir asker ve devlet adamı olarak dünya tarihine geçti. Yerine, oğlu Sultan II. Beyazıt Veli tahta geçti.
Sultan Mehmed "Avnî " mahlasıyla şiirler yazdı. Akıcı üslûbu, henüz sanatlara boğulmamış bir Türk şiirinin güzel örnekleri arasında sayıldı. Tasvirlerindeki başarı ve mazmunlarındaki zenginlik ilk anda anlaşılabilecek kadar açık ve yalındı. Arapça-Farsça tamlamalar yerine Türkçe ifadeler kullanmayı tercih etti. Beyitlerine ustalıkla yerleştirdiği zekâ oyunları ve hayaller kadar belli kalıp ve fikirler de onun çağdaşları ile aynı klasik üslûp içinde eser verdiğini gösterir.
II. Bayezid, Adli Anlamı: Adalete mensup, adaletle alâkalı, ilgili.
Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı olan II. Bayezid, Edirne, Amasya ve İstanbul'da yaptırdığı külliyeler ile bu kentlerin Osmanlı kimliği kazanmasına önemli bir katkı sağladı. Öyle ki Amasya'daki ilk külliyesi, şehzadeler şehrine vurulan en esaslı Osmanlı mührüdür. Uzun boylu, yağız çehreli, elâ gözlü, geniş göğüslü olan Bayezid yumuşak, hatta melankolik bir tabiata sahipti. Padişahlığında ibadete ve hayır işlerine yöneldi. Bu sebeple de Bâyezîd-i Velî diye anılır olmuştu. Etrafına ünlü bilginleri toplamış ve kendisini yetiştirmeye çalışmıştı. Orta derecede bir şair olan padişah hat sanatında oldukça yetenekliydi. Şiirlerinde Adlî mahlasını kullandı. Osmanlı tarihçiliği onun zamanında ilk büyük eserlerini verdi.
Şehzade Korkut, Harimi Anlamı: Kayıtsız kimse.
Şehzade Korkut 1467'de Amasya Sarayı'nda doğdu. İstanbul'da Fatih Sultan Mehmed'in sarayında iyi bir eğitim gördü. Arapça, Farsça öğrendi. 1491'de merkezi Manisa olan Saruhan Sancakbeyliği'ne tâyin olundu. 1502'de, Amasya Sancakbeyi Şehzade Ahmed'in itirazıyla, merkezi Antalya olan Teke Sancakbeyliği'ne gönderildi. Hâmid Sancağı da kendisine bağlandı. Osmanlı denizciliğinin gelişmesinde katkısı oldu. Dönemin kaynaklarında siyasî kimliği yanında ilme, edebiyata, şiire düşkünlüğü ve yazdığı eserlerle takdir edilen, şiirlerinde hac niyetiyle Mısır'a gittiğinde ihram bağladığı için "Harîmî " mahlasını kullanan Korkut'u Kahire'de gören İbn İyâs onu orta boylu, kumral, zayıf cüsseli olarak tarif eder.
Kanuni Sultan Süleyman, Muhibbi
Kanuni Sultan Süleyman, Muhibbi Anlamı: Seven, sevgi besleyen anlamında muhible ilgili.
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı tarihinin en uzun süre padişahlık yapan hükümdarıydı. 46 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nde hüküm süren Kanuni, yaşadığı devirde yabancılar tarafından "Muhteşem Süleyman" ve "Büyük Türk" unvanlarıyla anılmıştı. Osmanlı padişahlarının çoğu gibi şair olan Kanuni Sultan Süleyman "Muhibbi"den başka "Muhib" ve "Meftûnî" mahlaslarını da kullanmıştır. Kaynaklar onun şiirden iyi anladığı, âlim ve şairlere itibar gösterdiği ve onları himaye ettiği hususunda birleşir. Kanuni Sultan Süleyman, yorulmak bilmez bir fütuhat azmi ve gayreti içinde bulunmakla beraber ruhundaki sanatkâr taraf onun aynı zamanda ince duygu ve düşünceler şairi olmasını sağlamıştır. Yazdığı aşk, kahramanlık ve düşünce şiirleriyle büyük bir divan meydana getirmiştir. "Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" beytinde olduğu gibi dillerden düşmeyen ve atasözü niteliği kazanan hikemî beyitler de söylemiştir.
Sultan III. Mehmed, Adlî Anlamı: Vatan tutmak, cennette bir makam adı.
26 Mayıs 1566'da Manisa'da Sart ovasında doğan Sultan III. Mehmed'in entelektüel bir kimliği olduğu, kendisine sunulan edebî eserleri ilgiyle karşıladığı, iyi şiir yazdığı ve Adlî mahlasını kullandığı bilinir. Medine'de yüksek pâyeli bir medresenin onun tarafından yaptırıldığı belirtilir.