Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah; Ottaviano Bon kimdir?
Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah Ottaviano Bon, bir elçilik ziyareti sırasında İstanbul'a geldi. Ziyaret ettiği Topkapı Sarayı'nda birçok yeri görebilen Bon'un kaleme aldığı eser, Avrupa'da büyük yankı uyandırdı. Peki, Batılı seyyahın gözünden Osmanlı divan teşkilatında bir gün nasıl geçerdi? Divan üyelerinin oturma düzeni nasıldı?
Giriş Tarihi: 10.03.2020
15:53
Güncelleme Tarihi: 10.03.2020
16:14
Venedik'te dünyaya gelen Ottaviano Bon, başlangıçta yazı hayatına atılmak istese de kendini ailenin ticaret işlerine vermek zorunda kaldı. 1576 yılında Padova Üniversitesi'nde felsefe ve hukuk derslerine devam etti.
Ottaviano Bon, 1577'de Venedik senatosuna seçildi. Daha sonra Giovanni Mocenigo ile birlikte Venedik elçisi (balyos) olarak İstanbul'a gönderildi. Elçilik görevleri arasında Avusturya'nın rekabetini ve isteklerini önlemek, bunun yanında da Venedik hükumetinin Adriyatik sularındaki hak iddialarını duyurmak vardı.
Osmanlı sarayı hakkında bilgi veren ilk Batılı seyyah
Ottaviano Bon, elçilik görevinden sonra dönüşünde sarayı hakkında Serraglio del Gransignore başlıklı iki rûznâme kaleme aldı. Bon, Osmanlı sarayı hakkında nispeten doğru bilgi veren ilk yabancıdır. Onun bu çalışması Avrupa'da büyük yankı uyandırdı.
Kaleme aldığı ruznamelerin birincisinde saray hakkında ayrıntılı tarifler içerir. İkincisinde ise devletin idare ve teşkilâtı üzerine kısa açıklamalar yapar. Topkapı Sarayı'nın gördüğü bölümleri hakkında ayrıntılı bilgi verir. Burada içinde küçük bir kayıkla dolaşılan bir havuzdan da bahseder. Onun kaleme aldığı ruzname eksik de olsa sarayın Sultan I. Ahmed devrindeki durumu hakkında bilgi verir.
İşte Ottaviano Bon'un gözünden sarayda bir divan günü...
Osmanlı sarayında bir divan günü nasıl geçerdi?
"Divan günleri haftada dörttür : Cumartesi, Pazar, Pazartesi ve Salı. Bugünlerde veziriazam ve öteki vezirlerin hepsi, Rumeli ve Anadolu'nun iki Kazaskeri (ki iki eyaletteki bütün kadıların başıdır), üç defterdar (ki görevleri padişahın bütün gelirlerini toplamak, askerlerin ve diğer aylıklı kişilerin ücretlerini ödemektir) reis'ül küttab (padişahın mabeyincisidir), nişancı (emirleri, mektupları padişahın büyük mührü ile mühürler), bütün paşaların katipleri, önemli kişiler, çok sayıda görevliler daima divanın kapısında beklerler.
Çavuşbaşı (ki sarayda her zaman elinde gümüş bir asa taşır) ve birçok çavuş ki vezirin istediği kişi ya da yer ile ilgili olarak vereceği emirleri yerine getirmeye amededirler. Çünkü bunlar elçiliklere ya da sırada yerlere mesajlar gönderilmesinde kullanılırlar; mahkemeye getirilecek olanlarla ilgilenmekle, mahpusları yakından izlemekle nihayet bu nitelikte her türlü işlerle görevlidirler.
Divan üyelerinin oturma düzeni nasıldı?
En üst dereceden en alt dereceye kadar bütün yargıç heyetinin ve görevlilerin gün doğarken divanda bulunmaları gerekir. Vezirler divana gelince en uç köşede, yüzleri kapıya dönük olarak duvara yapılık bir sedir üstüne ve mevkilerine göre otururlar. Baş vezirin sağ tarafında (din adamları sağ ve sol tarafta dururlar) yer alırlar; sedirin sol tarafından ise iki kazasker otururlar.
Önce, daha soylu ve önemli eyalet Rumeli, sonra Anadolu kazaskerleri sıralanır. Ve sağ tarafta kapının giriş yerinde üç defterdar oturur ki bunlardan ardında (yukarıda sözü edilen ve ahşap bir parmaklıkla ayrılı olan odada) bütün kâtipler, yere serili minderler üstüne, kâğıtları ve kalemleri ellerinde olarak, kendilerine ne emir verilirse yazmak üzere otururlar.
Ve öteki tarafta, defterdarlara karşı nişancı, elinde kalemi ve yöresinde yardımcıları ile oturur. Reis'ül küttab, genellikle vezirin yakınında bulunur, çünkü vezir birçok halde onun düşüncesine başvurur. Odanın ortasında oturumla ilgili olanlar ayakta dururular.
Sonra hepsi bir araya gelirler ve herkes yerine otururlar; davalılar (ki avukata gereksinmezler anacak birçok hallerde çavuşlardan yardım görürler, çünkü herkes kendisi için konuşabilir) ileri çıkar ve birbirlerine davalarını anlatmaya başlarlar.