Arama

Osmanlı'da kadının toplumdaki ve sosyal hayattaki yeri

Osmanlı'da kadının toplumdaki yerinin kollanıp gözetildiğine, sosyal haklarının sağlandığına ilişkin bilgiler, tarihi belgelerde yer alıyor. Örneğin; II. Mahmut'un, üçüzü olan bir kadına maaş bağlattığını veya eşinden maaş kalmayan veya az maaş kalan kadınlara babalarından maaş tahsis edilmesine ilişkin düzenlemeler yapıldığını biliyor muydunuz? Osmanlı'da kadının toplumdaki ve sosyal hayattaki yerine dair bilgileri sizler için derledik.

Osmanlı’da kadının toplumdaki ve sosyal hayattaki yeri

Her yıl 8 Mart'ta kutlanan kadınlar gününün öyküsü aslında o kadar iç açıcı değil. Amerika Birleşik Devletleri'nin New York kentinde, bir fabrikada 8 Mart 1857'de çıkan yangında, 129 kadın işçi hayatını kaybediyor. Bu elim hadiseden sonra her 8 Mart günü, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde 'Kadınlar Günü' olarak kutlanıyor.

Bugün insanlık her konuda olduğu gibi, kadın hakları konusunda da çetin bir imtihandan geçiyor. Dünyanın birçok yerinde savaş, şiddet ve zorbalık herkesten çok kadınları vuruyor. İnsan, akıllı, sorumluluk sahibi ve en şerefli varlık olmakla Allah katında özel bir değere sahiptir. Elbette insanoğlunun erkek ve kadın olarak farklı niteliklerle yaratılmasında sayısız hikmetler vardır. Ancak şu bir hakikattir ki, kadın ve erkek, insan olma itibariyle aynı şerefi paylaşır; kul olma itibariyle de aynı sorumluluğu üstlenir.

Yakın zamanlara kadar, bazı istisnalar dışında erkeklerle kadınlar medenî ve siyasi haklarda eşit değildi. Kimi bilim adamlarına göre, kadının köle seviyesinde bulunuşu, köklenmiş nüfus şartlarının sonucuydu. Çocuk ölüm oranı çok yüksek olunca insanların yeryüzünden silinme tehlikesi belirmiş ve kadınlardan sadece çocuk vermeleri beklenmişti. İtalya'da Mussolini kadınlara yükseköğrenimi yasaklarken, Hitler 1914 yıllarının II. Guillaume'unu hatırlayarak kadınların "üç k"dan başka şeylerle uğraşmamasını istemiştir (kinder=çocuk, kuche= mutfak, kirche=kilise).

İslam'dan önceki Araplarda kadının durumu çok kötüydü. Her şeyden önce dinmek bilmeyen kabile savaşları kadınlar için büyük bir tehlike oluşturuyordu. İslam dini, bütün Müslümanların kardeş olduğunu, her Müslümanın malının, kanının ve namusunun "Mekke kadar, Kâbe kadar" mukaddes ve dokunulmaz olduğunu ilân etmek suretiyle kabileler arası savaşı ortadan kaldırdı. Artık kadın iffetsizliğe zorlanamayacak, hatta iffetine gölge düşürücü sözler söylenemeyecekti.

HADİSLER IŞIĞINDA İSLAM'DA KADININ YERİ VE ÖNEMİ

  • 4
  • 12
Osmanlı arşivlerindeki belgeler
Osmanlı arşivlerindeki belgeler

Osmanlı kadını hakkında yapılan çalışmaların çoğunda kadın, evine kapatılan, birçok haktan mahrum bırakılan ve sosyal hayattan tecrit edilen bir varlık gibi gösterilir. Fakat Osmanlı arşiv belgelerine göre durumun böyle olmadığı görülür.

Kadınlara sağlanan haklar, 95 milyonu aşan belge ve 400 bine yakın defter koleksiyonuyla Osmanlı tarihine ilişkin büyük bir arşiv hazinesini bünyesinde bulunduran Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına bağlı Osmanlı arşivlerindeki belgelerde yer alıyor. Bu belgelerde, kadınların evliliğe zorlanmaması, evlilik hayatında haklarının korunması, şiddetin önlenmesi, doğum ve ölüm yardımlarına ilişkin bilgiler mevcut.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN