Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Osmanlı'da ticaretin belkemiği Balkapanı Hanı'nın ismi nereden geliyor?

Osmanlı'da ticaretin belkemiği Balkapanı Hanı'nın ismi nereden geliyor?

İstanbul'un değişmeyen en önemli özelliği ticari ve sosyal hayatın her dönemde hareketli olmasıydı. Bu hareketli hayatın en büyük tanığı da İstanbul'un mucizelerinden biri olan Eminönü'ndeki Balkapanı Hanı olmuştur. Han, yapıldığı dönemlerde İstanbul'a deniz yoluyla gelen ticaret eşyalarının depolandığı yer olarak kullanılmaktaydı. Evliya Çelebi Seyahatname adlı kitabında da bu tarihi yapıdan bahsetti. Osmanlı'da ticaretin belkemiği olan Han, Fatih Sultan Mehmet devrinde tadilat gördü ve binaya eklemeler yapıldı. Sizler için Balkapanı Hanı'nın tarihini ve isminin nereden geldiğini araştırdık.

  • 1
  • 10
BALKAPANI HANI’NIN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
BALKAPANI HANI’NIN İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Balkapanı, Bizans devrinden beri şehrin alışveriş ve toptancı tüccarlarının bulundukları hanlar bölgesinde yer alır. Bazı bilgilere göre Bizans devrinde Venediklilerin ticaret merkezi olduğu ileri sürülür ancak bunu doğrulayacak bir belirti yoktur. Sadece bugünkü hanın bodrumu ve zemin katının bir kısmının Bizans devri inşaatı olduğu bilinir.

Hanın adı, Türk devrinde buranın şehre getirilen balların toptancılık merkezi olduğunu gösterir gibidir. Fakat ihtifalci Mehmed Ziyâ Bey'in ifadesine göre hanın adı "bal"dan değil, Venedik Cumhuriyeti'nin Osmanlı Devleti'ndeki "balyos" denilen temsilcisinden gelmekte, böylece hanın Venedik balyosunun makamı olduğu iddia edilmektedir.

Venediklilerin Bizans İmparatorluğu'nun son devrinde, şehrin içinde ve bu çevrede Eminönü-Tahtakale arasında bir mahalleleri veya imtiyaz bölgeleri olmakla beraber, Balkapanı Hanı'nın onlara tahsis edilerek buranın balyosun makamı olduğunu ispat edecek bir bilgi yoktur. Ancak Topkapı Sarayı Arşivi'ndeki belgelerden, "Balıkpazarı kurbundaki Balıkpazarı kapısı ile Odun kapısı arasında Edirne yahudileri mahallesinde balyosların ikamet etmekte oldukları evleri, kiliseleri ve odalarıyla ve altındaki ahır ile bunun civarında Venedik kilisesi demekle mâruf olan kilisenin ve altındaki bodrumun..."un Sinan Paşa'ya verildiği bildirilir. Böylece Balkapanı Hanı çevresinin 16. yüzyıl başlarına kadar Venedik balyoslarının mahallesi olarak bilindiği kesinlik kazanır.

  • 3
  • 10
EVLİYA ÇELEBİ: “KALE GİBİ BÜYÜK BİR HAN”
EVLİYA ÇELEBİ: KALE GİBİ BÜYÜK BİR HAN

Fetihten bir süre sonra Balkapanı Hanı Türk mimari üslûbuna göre tamamlanarak önemli bir ticaret merkezi olmuştur. Ancak bu değişiklik ve inşaatın ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Fâtih Sultan Mehmed'in vakfiyelerinde, Balkapanı Hanı'nın onun Ayasofya evkafından olduğuna dair bir kayıt bulunmayışına karşılık, Osman Nuri Ergin tarafından ileri sürüldüğüne göre İstanbul kadısına yazılan 1007 (1598-99) tarihli Sultan III. Mehmed'in bir fermanında bazı malların, "...Fâtih Sultan Mehmed'in Ayasofya Cami-i Şerifi'ne vakfeylediği Balkapanı denmekle mâruf handa hıfzolunduğu..." bildirilmektedir.

Evliya Çelebi 17. yüzyılda Balkapanı Hanı'nı "kale gibi büyük bir han" olarak tarif ederek Mısır tüccarlarının burada "eğleştiklerini" bildirir. Böylece handa baldan başka malların da depolandığı anlaşılmaktadır.

  • 4
  • 10
BALKAPANI HANI’NDA BULUNANLAR
BALKAPANI HANI’NDA BULUNANLAR

Balkapanı Hanı'nda baldan başka yağ, donyağı, zeytinyağı, pamuk, keten, şeker, kahve, sabun, pastırma, peynir, tuz vb. malların depolandığı, bunlar dışarıdan geldikçe bir kısmının Sarây-ı Âmire ihtiyacı için alındığı, geri kalanının handa perakendeci esnafa dağıtıldığı bazı fermanlardan anlaşılmaktadır. 1138 (1725-26) tarihli bir fermanda, o vakte kadar Balkapanı Hanı'nda toplanarak buradan satıldığı öğrenilen pamuğun başka yerlerde de satılması üzerine fiyatların kontrolden çıktığı bildirilerek bundan böyle yine bu handan dağıtılması emredilmiştir.

Bu fermanlardan, handa toplanan mallardan Ayasofya vakfına pay düştüğü de öğrenilmektedir. 1200 (1786) tarihli bir ferman da Balkapanı Hanı'nda toplanan malların esnafa eşit şartlarla dağıtılmasını öngörür.

  • 5
  • 10
BAKIMSIZLIKTAN MİMARİSİ DE DEĞİŞİR
BAKIMSIZLIKTAN MİMARİSİ DE DEĞİŞİR

Balkapanı Hanı 1180 (1766) zelzelesinde zarar gördüğünden derhal tamir edilmiştir. Daha sonraları hanın büyük bir tamir görerek girişin karşısındaki üst kat odalarının yenilendiği, üzerlerinde yazılı 1278 (1861-62) tarihinden anlaşılmaktadır. Ancak han sonraları çok bakımsız kalmış ve mimarisini değiştiren inşaatlarla görünümü bozulmuştur. Bu arada kemerlerin araları kapatılmış, hatta ortadaki avlunun etrafı kiremit kaplı ahşap çatılı sundurmalarla örtülmüştür. 23 Temmuz 1952'de çıkan bir yangında on dokuz oda ile birlikte bu sundurmalar da yanmış ve avlunun etrafı tekrar açılmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN