Arama

Osmanlı'dan günümüze gelen kültür mirasları

Bir toplumun tarihi belleği olan kültür, o toplumun gelecekteki yaşamını da şekillendirir. Hayatının her alanı inceliklerle örülü olan Osmanlı'da toplum hayatı, her bir ferdine verdiği anlam-değer ilişkisi üzerinden inşa edilmiş huzur temelli bir yapıydı. Osmanlı ekonomisinin can damarı olan Ahilik'ten tüccarların vazgeçilmez güzergahları olan kervansaraylara Osmanlı'daki yardımlaşmanın en zarif örneklerinden sadaka taşından 'alan el' ile 'veren el'i buluşturan vakıflara o zamanlardan günümüze kalan pek çok miras bugünkü hayatımızı bu inceliklerle bezedi. Peki, Osmanlı'dan günümüze gelen kültür mirasları nelerdi? Sizler için Osmanlı'dan günümüze gelen kültür miraslarını derledik.

  • 2
  • 36
OSMANLI'DA GÜNDELİK HAYATIN VAZGEÇİLMEZİ
OSMANLI’DA GÜNDELİK HAYATIN VAZGEÇİLMEZİ

Osmanlı döneminde kurulan vakıfların çok zengin bir içerik ile kamusal faydayı gözeten hizmet ve faaliyetlerde bulunurdu. Zaman, zemin, yer ve toplumsal eğilimlere göre farklı türlerde gerçekleştirilen hizmetler sistemin durağan değil, tam aksine hareketli bir yapıya sahip olduğunun açık bir göstergesiydi.

1874 yılında İstanbul seyahati sırasında bir İtalyan gezgin tarafından söylenen sözler vakıfların etkilerini anlamamız açısından dikkate değerdir: "Sultanların ve şahısların hayratıyla beslenen sayılamayacak kadar çok güvercin sürüsü var. Türkler, kuşları himaye edip beslerler. Kuşlar da onların evlerinin etrafında, denizin üstünde ve mezarların arasında şenlik eder. İstanbul'da her yerde, başı üzerinde dört bir tarafında kuşlar vardır. Şehre, köy neşesi dağıtan ve ruhunuzdaki tabiat durmadan yenileyerek içinizi serinleten cıvıl cıvıl sürüler, size şöyle dokunup geçer…"

Osmanlı Devleti'nde vakıflar ekonomik hayattaki rolüyle de önemli bir yere sahipti. Hayırseverlerin mal varlıklarından, "Allah'ın rızasını kazanmak" niyetiyle yaptıkları fedakârlıklar sayesinde günümüzde sosyal devlete yüklenen görevler, devletin üzerinden alınarak "vatandaşın vatandaşa hizmet etmesi" şeklinde gerçekleştirilirdi. Kişilerin kendi rızalarıyla vakıf kurmaları ve din ayrımı yapmaksızın bütün canlılara hizmeti hedeflemesi, Osmanlı toplumunun kültürel değerlerinin ne kadar yüksek nitelikte olduğunun göstergesidir aslında. Fransız Comte de Bonneval'ın Osmanlı topraklarında geçirdiği sürede gördüğü bir örneği şöyle ifade eder:

"Osmanlı ülkesinde verimsiz ağaçların sıcaktan kurumasına meydan vermemek üzere her gün sulanmaları için işçilere para vakfedecek kadar çılgın Türkler bile görmek mümkündür"

  • 4
  • 36
ÖNCELİKLİ AMAÇLARI NEYDİ?
ÖNCELİKLİ AMAÇLARI NEYDİ?

Osmanlı Devleti'nde hastanelerden, eğitim kurumlarına, yolcuların ağırlanması hatta kuşların doyurulmasına kadar hemen hemen her alanda hizmet için kurulmuş vakıflar toplumsal düzenin önemli bir parçası oldu. Öncelikli hedefi muhtaçların eksikliklerinin giderilmesi olan vakıf kurumlarında vakıf hizmetinde kullanılmak üzere ücret karşılığı hizmetler de verildi.

Osmanlı'nın bu zengin ve renkli vakıflarından bazıları şunlar:

  • 5
  • 36
OSMANLI'DAKİ VAKIFLARDAN BAZILARI
OSMANLI’DAKİ VAKIFLARDAN BAZILARI

SICAKTA SEBİLLERE KAR SUYU KOYAN VAKIF

Yaz günlerinde her gün bir katır yükü kar satın alıp kasaba camiinin sebilhanesine döktürerek müminlerin soğuk su içmesine vesile olan Hüseyin oğlu Ali Ağa Vakfı'nın vakfiyesinden: "Her yevm bir yük kar iştira olunup bir dengi cami-i mezkûr kapusunda vaki... sebilhaneye... verilip eyyam-ı sayfda doksan gün tebridima olunarak iska-i cemaat-i müslimin-i âbirin oluna… (Aydın, 1860)

KIŞIN ABDEST ALANLARA SICAK SU TEMİN EDEN VAKIF

"... Cami-i mezkûrun ittisalinde müceddeden bina ve ihya ettiğim abdesthanede vaz ettiğim kazanda eyyam-ı şitada kifayet mikdarı hatab ile sab olunan suyu kaynadıp iznimle âmme-i müslimîn abdest almalılar" (Kocabeyzade Abdülhadi Efendi Vakfı, Ankara, 1721)

MEYVE YEDİREN VAKFI

"Ve Harmanyeri dairesinde zeytün ağaçlarından ma'ada armud ve elma ağaçlarının meyvesini hâzır olan fukara, rızaen lillâh ma'an ekledeler... ve birer dest-i mal mikdarı dahi götüreler. Ziyadesine ta'arruz etmeyeler... Ve bir ferd mani olmaya..." (Bıyıklızade Mehmed Ağa, İznik, 1594)

KADIN SIĞINMA EVİ VAKFI

"... ve mezkûr odalarda meydân-ı harb ve ğâzada fedâ-yı can etmiş şühedâ-yı müsliminin afife olan dul hatunları... Sakine olalar ve mezkûr ebniyenin (binaların) çatı altı salonu sükkânın (oturanların) ictima ve ibâdetine ve bağçesi teneffüsülerine ve dükkân ittisalindeki (bitişiğindeki) salonu icrâ-yı san'atlarına mahsûs ola... (Mehmet Bey oğlu Safvet Bey, Bursa 1916)

YETİM ÖĞRENCİLERİ GİYDİREN VAKIF

"...Ve dahî... Zikrolunan mektebde yirmi nefer yetimlere yirmi kapama ve yirmi pabuc alına ve Kurban bayramında dahî yirmi adet kumaş kavuk ve muallimlerine ve halifelerine birer mücter kaftan ve düğme bahâ onar akçe ve nalça bahâ beşer akçe it'a oluna..." (Canfeda Hatun, İstanbul, 1773)

MÜSLÜMAN ESİRLERİ KURTARAN VAKIF

"Merkûm vâkıfe, üserâ-i müslimînin mahzûl frenklerin ellerinden kurtarılmasına... ve kurtardığı kimseler bilâd-ı müslimîne vâsıl oluncaya kadar onların nafaka ve kisvelerini de i'tâ edilecek." (Saliha Hatun Vakfı, Şam, 1308)

SAVAŞA GİDEN GAZİLERE AT VEREN VAKIF

"Fî sebîlillah vakf olunan yundlardan hâsıl olan atları, ... guzâtı müslimîn ve kihat-ı alâ simat-ı mücâhidînden herhangi gazinin atı olmayub küffar-ı bed-tebâra gaza etmek için at isteye, ... ol gaziye bir yarar at verile..." (Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa, İstanbul, 1574)

LEYLEK VAKFI

Bu vakıf İzmir Yeni Cami civarındaki leyleklerin beslenmesi için kurulan bir vakıftır. Leyleklerin beslenmesi için senelik yüz kuruş ödenek ayrılması amaçlanmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN