Osmanlı'nın zırhsız birliği: Azaplar
Osmanlı askeri sınıfının önemli gruplarından biri olan Azaplar, fetihlerde hem savaşır hem de lağımcı ocağına destek olurlardı. Hızlı hareket edebilmek için zırh kullanmayan bu sınıf, manevra kabiliyeti ile düşman karşısında devlete büyük avantaj sağlardı. Osmanlı'nın zırh kullanmayan askerleri olan azapları araştırdık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
➡ Savaş sırasında ordunun ön saflarında bulunan azaplar, yeniçeri askerlerinin önünde büyük bir şevkle savaşır, düşmanın direncini kırardı.
➡ Azaplar aynı zamanda ihtiyaç duyulduğu takdirde ordunun iaşe ve lojistik ihtiyaçları için hizmet bölüklerine yardım ederek akışı hızlandırırlardı.
➡ 29 Mayıs 1453'de gerçekleşen İstanbul'un fethinde de 15.000 kadar azap hazır bulunmuştu. Bazı kaynaklarda fetih sırasında azapların büyük cesaret gösterdiği zikredilir.
➡ Fetih sırasında lağımcılara destek olan azaplar böylece hem fetih esnasında hem de arka planda önemli başarılara imza atarak yararlılık gösterdiler.
Azap çağırmak deyimi
➡ Osmanlı Devleti bu çok yararlı birliğin eksiklerini gidermek için zaman zaman bu teşkilata ilavelerde bulunurdu. Bu da ortaya "azap çağırmak" deyimini çıkardı.
➡ Bu yöntem ile Anadolu'dan fiziken elverişli, zeki, akıllı gençler bir kefil vesilesiyle azap askeri olarak yetiştirilmek üzere birliklere dahil edilirlerdi.
➡ Azap seçiminde otuz evden bir erkek alınmasına dikkat edilirdi. Böylece toplumsal katkı ve birliktelik gözetilirdi. Azapların ücretlerini sancaklardaki görevliler temin ederdi.
➡ Savaş boyunca vergi ödemeyen azaplar, barış zamanlarında maaşlarından Osmanlı Devleti'ne vergi öderlerdi. Bu askeri birlik zırhsız olması ve başına giydiği kırmızı börk ile tanınırdı.
➡ Savaş alanında farkları hızları olan bu birlik bu sebepten dolayı kılıç, ok, kalkan gibi hafif malzemelerle cenk ederdi. Ağır teçhizat onları yavaşlatırdı.
➡ Zırh kuşanmadıkları için savaşta düşmanla Osmanlı arasında ciddi bir fark oluşturan azaplar, Ordu-i Hümayun için büyük fedakarlıklar yapmışlardı.