Otomobilde yeni 'Devrim' hedefi
Eskişehir'de dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in talimatıyla 1961'de üretilen ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda tanıtılan ilk milli ve yerli otomobil Devrim arabalarının üretiminin üzerinden 57 yıl geçti. Yerli otomobil projesini yıllar sonra yeniden hayata geçirmek isteyen Türkiye, fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamıyla kendisinde olacak yerli otomobili 2021'de yola çıkarmayı planlıyor.
Giriş Tarihi: 28.10.2018
14:40
Güncelleme Tarihi: 28.10.2018
15:22
TÜRKİYE'NİN İLK YERLİ OTOMOBİLİ
Türkiye'nin ilk yerli otomobili "Devrim " için çalışmalar 1961 yılında başladı. O yılın haziran ayında, dönemin yöneticilerinin talimatıyla Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Fabrikaları, Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden oluşan yaklaşık 20 kişilik ekibi Ankara'da toplantıya çağrıldı. Toplantıya başkanlık eden TCDD Genel Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Emin Bozoğlu, "ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayacak otomobil tipinin geliştirilmesi " görevinin 29 Ekim 1961'e kadar yani 4,5 ayda bitirilmesi için TCDD'ye verildiğini bildirdi.
Toplantıda, "Devrim Arabası" çalışmaları için en uygun yerin bugünkü Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ (TÜLOMSAŞ) Eskişehir Demiryolu Fabrikaları olduğuna karar verildi. Otomobili tasarlamak ve geliştirmek için çeşitli tiplerdeki araç yapılarının incelenmesi kararına varılan toplantıda, elde edilecek sonuçlara göre üretilecek arabanın tip, boyut, motor, şanzıman ve diğer parçalarının imal yönteminin tespit edilmesi benimsendi.
TÜLOMSAŞ'ta yapılan ilk toplantıda, Devrim'i geliştirecek ekiptekilerden bazıları, böyle bir projede seve seve görev almaya hazır olduklarını fakat bu kadar kısa bir sürede sonuç alınabileceğini sanmadıklarını söyleseler de çalışmalar hızla başladı.
İlk toplantının sonunda, yönetim ile dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyon-fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları gibi çalışma grupları belirlendi. Önce otomobilin ana hatları kararlaştırıldı. 4 zamanlı ve 4 silindirli motor, 50-60 beygir gücü ve bin-bin 100 kilogram ağırlığında orta boy denilebilecek bir tip üzerinde mutabık kalındı. Devrim Arabası'nın motorunun gövde ve başlığı, Sivas Demiryolu Fabrikası'nda dökülerek, Ankara Demiryolu Fabrikası'nda işlendi ve monte edildi. Piston, segman ve kolları Eskişehir'de, şanzımanlar tümü ise Ankara Fabrikası tarafından yerli olarak yapıldı. Montaja geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorun, gövde-motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Yapılan çalışmalar sonucu, ekim ayı ortalarında Devrim otomobillerinden ilki test sürüşüne hazır hale getirildi.
İNANILMAYAN RÜYAYI GERÇEKLEŞTİRDİLER
Ülke genelinde üniversitesinden sanayicisine ve politikacısına kadar çeşitli kesimlerin "Türkiye'de otomobil ve motor üretilebileceğine inanmadığı" yönündeki değerlendirmeleri özel sohbetlere, konferanslara ve basına yansıyordu. Bütün bu değerlendirmelere karşın "inanılmaz" rüya gerçekleşmiş v e 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye'de yapılan bir otomobil, ülkede geliştirilen kendi motorunun gücüyle TBMM'ye getirilerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Anıtkabir'e götürmüş ve Hipodrom'daki resmi geçite katılmıştı.
Ne var ki arabanın "yetersiz benzin konulması " nedeniyle yolda kalması, yerli otomobil hedefine en büyük darbeyi vurmuştu.
O dönem "Siyah", "Beyaz", "Mavi Boncuk" ve "Gecekondu " isimleri verilerek 4 adet üretilen Devrim'den sadece biri çalışır durumda günümüze ulaştı. Halen TÜLOMSAŞ'ın bahçesinde müzeye dönüştürülen camlı mekânda muhafaza edilen Devrim, ziyaretçilerden yoğun ilgi görmeye devam ediyor.
DEVRİM ARABALARININ DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİĞİ
Uzun ve kısa farları ayakla kumanda edilen, kontak anahtarıyla ve manuel olarak da çalıştırılabilen Devrim, bu özellikleriyle de dikkati çekiyor. Bin 250 kilogram ağırlığında ve saatte maksimum 140 kilometre hız göstergesine sahip Devrim'e güvenlik gerekçesiyle benzin konulmuyor, aküsü sökülüyor.
YARIM ASIR SONRA "YENİ DEVRİM" HEDEFİ
Yıllarca rüya olarak kalan yerli otomobil serüveninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla yarım asır sonra tekrar "gaza basıldı ."
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) koordinasyonunda geçen yıl kasım ayında yerli marka otomobil üretimi için çalışmalar hızlandı. "Türkiye'nin Otomobili Projesi" kapsamında, Anadolu Grubu, BMC, Kıraça Holding, Turkcell Grubu ve Zorlu Holding tarafından "Ortak Girişim Grubu İşbirliği Protokolü" imzalandı. Protokolün imzalanmasının ardından, şirketleşme süreci başladı ve gerekli teknik ve finansal analizlerin yapıldığı bir döneme girildi. Projedeki 5 "babayiğide " ilaveten, TOBB da yüzde 5 hisseyle şirkete ortak oldu. Böylece proje 6 ortaklı hale geldi.
TÜRKİYE SANAYİSİNDE DÖNÜM NOKTASI
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret AŞ'nin kuruluş ve ortaklık sözleşmelerine imzalar 31 Mayıs 2018'de atıldı. Uzun ve titiz çalışmalar sonucu seçilen Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret AŞ'nin Üst Yöneticisi Mehmet Gürcan Karakaş da projenin ülke için makroekonomik gerekliliğin yanında, ileri teknoloji alanında yapılacak olmasından dolayı stratejik önem teşkil ettiğini vurguladı. Ülke sanayisi ve teknolojisi açısından "dönüm noktası" olarak nitelendirilen "Türkiye'nin Otomobili Projesi " için teknoloji ve tüketici trendleri izlenerek kapsamlı bir strateji oluşturulması hedeflendi ve projenin üst yöneticisinin de belirlenmesiyle çalışmalar hızlandı.
YARIM ASIRLIK HAYAL GERÇEĞE DÖNÜŞECEK!
Gerçekleştirilen toplantılarda, vizyon projesi niteliğindeki "Türkiye'nin Otomobili "nin, B ve C segmentlerindeki 5 modelle piyasaya girmesi, 2021 yılında seri üretiminin gerçekleştirilmesi ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi açısından 3 modelin aynı şasi üzerinde olması hedefi konuldu. Projede, 3 fazdan oluşan yaklaşık 15 yıllık bir yatırım hamlesine yönelik planlar hazırlandı. Fikri ve sınai mülkiyet haklarının tamamıyla Türkiye'ye ait olduğu ve 15 yıllık sürede 3,2 milyar avroluk yatırımın hedeflendiği projenin, Türk ekonomisine 50 milyar avro, cari açığa 7 milyar avro katkı sağlaması ve doğrudan 4 bin, dolaylı 20 bin kişiye istihdam yaratması öngörülüyor.
Böylece, Türkiye'nin yarım asrı aşan yerli otomobil üreterek pazarlama rüyasının gerçeğe dönüştürülmesi hedefleniyor.