Padişah huzurunda tefsir ilmi: Huzur dersleri
Ramazan-ı şerifte padişahın huzurunda yapılan tefsir derslerine "Huzur Dersleri" denirdi. Ramazan ayına has olan ve 1759'dan itibaren mütemadiyen gerçekleştirilen bu dersler, pazartesiden perşembeye, öğle namazından ikindi namazına kadar yapılırdı. İşte Osmanlı Ramazanlarının ilgi çekici adetlerinden birisi olan huzur dersleri hakkında merak edilenler...
Giriş Tarihi: 25.04.2020
23:23
Güncelleme Tarihi: 26.04.2021
09:45
Hüseyin Avni Lifij'in huzur dersi konulu yağlı boya tablosu
Fâtih Sultan Mehmed döneminden itibaren bizzat padişahın da katıldığı ilmî sohbetler ve tartışmalar büyük bir yoğunluk kazanmıştır. Bu tür toplantılar hakkında dönemin kronikleri yanında ulemâ biyografilerini toplayan eserlerde ve daha geç dönemler için sır kâtipleri tarafından tutulan rûznâmelerde bilgiler vardır. Ancak bunun düzenli bir şekilde tertip edilmesi 17. yüzyılın ikinci yarısından sonra gerçekleşmiştir.
Ruznâme: Genel olarak günlük tarzında yazılmış, özel olarak padişahların günlük faaliyetlerinin kaydedildiği tarihi eserlere verilen ad.
Osmanlı'nın yardım eli: Zimem Defteri geleneği
Huzur derslerinde Kur'an âyetlerini tefsîr edip dersi takrîr eden âlime "Mukarrir" , müzâkereci durumunda olan âlimlere de, önceleri "Tâlip", sonraki zamanlarda da "Muhâtap" denirdi. 1 mukarrir ve 5 muhâtapla başlayan derslerde, zamanla muhâtapların sayısı arttı. 15 e kadar yükseldi.
Evvelâ Ramazan'ın ilk 10 gününde 8 günde yapılan huzur dersleri, sonraki yıllarda pazartesi-perşembe günleri yapılmaya başlandı. Böylece bir Ramazan boyunca yine 8 gün ders yapılmış oluyordu.
Osmanlı'da Ramazan ayının huzur belgesi: Tenbihnameler
DERSLER HANGİ SIKLIKLA YAPILIRDI?
Padişah yüksekçe bir mindere oturur, karşısında önlerinde rahlelerle mukarrir ve muhataplar yerlerini alırlardı. Ramazan ayı boyunca haftada iki gün devam eden ve iki saat süren bu derslerde mâbeyn dairesinin büyükleriyle davet üzerine bazı vükelâ ve devlet adamları da bulunabilirdi. Her dersin mukarrir ve muhatapları farklı olurdu.
Unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek: Ramazan ilahileri
(Huzur Dersleri'ne yapılacak hoca tayiniyle ilgili bir belge)
Huzur derslerine örnek olabilecek ilk sistemli uygulamanın III. Ahmed zamanında Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa tarafından 1136'da (1724) yapıldığı bilinmektedir. İbrâhim Paşa, devrinin tanınmış âlimlerini bazı ramazanlarda kendi sarayında toplayarak onlara Kur'an'dan bazı âyetlerin tartışmalı tefsirini yaptırmış, 1140 Ramazanında bu derslerden birine III. Ahmed de katılarak başından sonuna kadar takip etmiştir.
III. Mustafa'nın, babası III. Ahmed'in yanında genç bir şehzade olarak bu derslere katılması ve bundan etkilenerek huzur derslerini ihdas etmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Daha sonraki padişahlar da bu geleneği sürdürmüşlerdir. Nitekim 1168 Ramazanında (Haziran 1755) III. Osman'ın, Şerefâbâd'da kütüphane hocası Hamîdî Efendi'yi huzuruna davet ederek tefsir dersi yaptırdığı ve dersin sonunda ona ihsanlarda bulunduğu görülmektedir.
Başlangıç ve esas teşkil etmesi bakımından önemli olan ilk huzur derslerinin zamanı, mekânı, iştirakçileri ve bunlara yapılan ihsanlar hakkında III. Mustafa Rûznâmesi'nde önemli bilgiler bulunmaktadır. İlk derste Fetva Emini Ebûbekir Efendi mukarrir, Nebih Mehmed, Konevî İsmâil, Müzellef ve İdris efendiler de tâlip (muhatap) olmuşlardır. Kādî Beyzâvî'nin tefsirinden, "Ey iman edenler! Kendiniz, anne babanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa Allah için şahitler olarak adaleti gözetin" meâlindeki âyet (en-Nisâ 4/135) takrir edilmiştir.
Bu ders, başlangıcından itibaren tartışmalı geçmiş ve Sultan Mustafa tarafından ders sonunda her âlime yüz altın ihsanda bulunulmuştur. 1 8-29 Ramazan 1172 tarihleri arasında cuma dışında her gün padişahın huzurunda yapılan bu dersler Sepetçiler Kasrı, Sarık Odası, Ağa Bahçesi, Sofa ve Divanhâne gibi Topkapı Sarayı'nın çeşitli mekânlarında gerçekleştirilmiş, toplantılara müzakereci olarak beş altı kadar âlim katılmıştır. Dersler öğle ile ikindi arasında icra edilir, ikindi namazından sonra padişah Harem'e çekilirdi.