Prof. Dr. Halil İnalcık'ın Batı ile ilgili uyarıları
Sosyal bilimler açısından dünyada ilim âlemine yön veren hocaların hocası merhum Prof. Dr. Halil İnalcık, Batı'nın gizlediği yüzü ve amaçları hakkında Türkiye'yi şu sözlerle uyarmıştı: "İstanbul'u bugün hala Batı benimsemeye devam ediyor. Sizi uyarıyorum bir tarihçi olarak. Bütün bunlar bir oyundur. Batı hiçbir zaman vazgeçmedi." Halil İnalcık'ı vefat yıl dönümünde saygı, rahmet ve özlemle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 16.03.2019
13:56
Güncelleme Tarihi: 25.07.2021
08:19
BATI'YA OSMANLI'YI TANITTI
1916'da İstanbul'da doğan Halil İnalcık , yükseköğrenimine 1935'te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (AÜDTCF) başladı. 1940'ta mezun olan İnalcık, Timur üzerinde hazırladığı bir seminerle Fuad Köprülü'nün dikkatini çekti, onun takdir ve tavsiyesiyle, AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne ilmî yardımcı tayin edildi.
1942'de Türkiye'de sosyo-ekonomik tarih yazıcılığının ilk örneklerinden biri olan Tanzimat ve Bulgar Meselesi adlı teziyle doktor unvanını aldı. Aynı yıl, AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne asistan olarak atanan İnalcık, 1943'te Viyana'dan 'Büyük Ricat'e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı unvanlı teziyle doçentliğe atandı.
1945'te AÜDTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Şevkiye Işıl hanımla evlendi. Araştırma sahasını doktora tezinden itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun sosyal ve ekonomik meselelerine yoğunlaştıran, İstanbul'da Osmanlı arşivlerinde ve Bursa şer'iyye sicilleri üzerinde araştırmalar yapan İnalcık, 1947'de Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi.
1952'de, Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği teziyle profesörlük pâyesi alan İnalcık, yaptığı çalışmalarla 1950'lerden itibaren, başta Amerika olmak üzere adını tüm dünyaya duyurmaya başladı.
Hayatı boyunca 25 kitap ve 310'dan fazla makale yazan Halil İnalcık, Osmanlı siyasi tarihi, iktisadi tarihi, edebi tarihi, Balkan tarihi, Kırım tarihi, teşkilat tarihi, tekstil tarihi, Fatih dönemi, Kanunî dönemi, Osmanlı sosyal tarihi, Osmanlı hukuk tarihi, Osmanlı diplomasisi, Osmanlı tarih yazıcılığı, Osmanlı ticaret ve vergi tarihi, İstanbul tarihi, Bursa tarihi, Tanzimat dönemi, Osmanlı'nın Avrupa'ya etkisi gibi birçok alanda eser yazdı. Osmanlı tarihçileri tarafından "Şeyhü'l Müverrihin" ve "Tarihçilerin Kutbu" olarak isimlendirildi.
Halil İnalcık , 25 Temmuz 2016'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Ankara'daki Güven Hastanesi'nde saat 19.10'da hayatını kaybetti. İstanbul'da, Osmanlı İmparatorluğu döneminde protokol mezarlığı olan Fatih Camii haziresinde, uzun araştırmalar sonucu hayatını aydınlattığı Fatih Sultan Mehmet'in yanına defnedildi.
Sosyal bilimler açısından dünyada ilim âlemine yön veren Prof. Dr. Halil İnalcık, 1986'da 70 yaşındayken verdiği röportajda Allah'tan yarım eserlerini bitirmek için 10 yıl daha yaşamak istediğini söylemişti . İnalcık, 1941'de yazdığı ilk makalesinin ardından ömrünün son anına kadar 65 yıl boyunca araştırmayı ve yazmayı bırakmadı. 25 Temmuz 2016'da, 100 yaşında iken hayata veda ettiğinde ardında sayısız kaynak bıraktı.
PROF. DR. HALİL İNALCIK: "BATI HİÇBİR ZAMAN VAZGEÇMEDİ!"
"70 yıllık akademik hayatımda gece gündüz bir misyoner gibi çalıştım. Batı, tarihimizi, devletimizi imha etmek için nasıl Çanakkale Boğazı'na geldiyse, ilim hayatında da Osmanlı'yı aşağılamak, kötü göstermek için seferber oldu." diyen İnalcık'ın bütün maksadı bunu göstermekti. Daha o zaman, mektep sıralarında, Türk tarihinin gerçeklerini en sıkı bilimsel metodlara göre araştırıyor ve Batı'nın hata yaptığını göstermek heyecanı ile çalışıyordu. "Bizim misyonumuz Türk tarihinin gerçeklerini Batı'nın iftiralarına karşı ispat etmekti." diyordu.
Batı'nın çarpıtılmış tarihini düzeltmek için itiraz edilemez belgeleri kullanmak lazımdı. Onun için doktora tezini yazarken arşivde Bulgar meselesine ait binlerce vesika buldu. 93 Harbi'nden sonra, bir Bulgaristan prensliği Balkanların kuzeyinde ortaya çıkmıştı. Güneyinde de Rumeli Şarki diye sözde Osmanlı'nın parçası olan bir vilayet belirdi. Prens Batenberg Bulgaristan'ın ilk prensi 5 sene sonra geldi. Türklerle meskûn olan Rumeli Şarki vilayetini istila etti. Osmanlı'da büyük bir buhran başladı. Gazi Osman Paşa ''Savaş açalım yurdumuz istilaya uğradı.'' Derken, Abdülhamid: ''Bu Bulgar meselesini arşivde araştırın bana getirin bütün vesikaları toplayın.'' dedi. Bunun üzerine beş cilt topladılar, Dolmabahçe Sarayı'na koydular. Faik Reşit Unat doktora konusu alırken, ''Böyle bir vesika külliyatı var. Onun üzerinde çalış'' diyerek İnalcık'ı görevlendirdi.