Arama

Savaş esiri olan İspanyol Mihrimah Sultan'ı nasıl tedavi etti?

Kanuni Sultan Süleyman döneminde, içinde bulunduğu geminin Osmanlı donanması tarafından ele geçirilmesiyle savaş esiri olmuş bir isim Pedro de Urdemalas. Ailesinde bitkilerle hastaları tedavi eden pek çok kişi bulunduğu için bu konuda bilgili olan Pedro, mesleği sorulduğunda "doktor" olduğunu söylemiş, eline geçen bir tıp kitabı sayesinde gemideki hastaların çoğunu iyileştirmişti. Mihrimah Sultan'ın bir süredir devam eden hastalığı nedeniyle de Pedro çağrılmış ve gerçekleştirdiği tedavi sayesinde mükâfat olarak esareti sona ermişti.

  • 6
  • 13
MİHRİMAH SULTANI DA TEDAVİ ETTİ
MİHRİMAH SULTANI DA TEDAVİ ETTİ

Dahası Sinan Paşa onu yanına hekim olarak alır. O kadar ki Sinan Paşa'nın abisi Rüstem Paşa'nın hanımı, Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultanı da tedavi eder.

Pedro'nun kitabı 350 yıl boyunca Madrid Üniversitesi arşivinde kalmış, ancak 20'nci yüzyılın başında bir İspanyol bilim insanı tarafından şans eseri keşfedilerek gün ışığına çıkarılmıştır.

  • 7
  • 13
‘RÜSTEM PAŞA SULTANIN TEDAVİSİ İÇİN PEDRO’YU ÇAĞIRTTI’
‘RÜSTEM PAŞA SULTANIN TEDAVİSİ İÇİN PEDRO’YU ÇAĞIRTTI’

Orijinal adı Viaje de Turquia olan seyahatname Türkçede Pedro'nun Zorunlu İstanbul Seyahati ismiyle yayınlanır. Pedro, Mihrimah Sultan'ın tedavisi ve gördüğü muamele ile ilgili olarak şu satırları kaleme almıştır:

"Hastanın kocası Rüstem Paşa hekimlerin tavsiyesinden memnun kalmadığı için, dört ay görmediğim Sinan Paşa beni çağırttı. Yanına vardığımda, makamında bayağı kral gibi oturan paşa, şu ve bu rahatsızlıkları geçiren bir kadın için beni çağırttığını söyledi.

  • 8
  • 13
‘BENİ AZAD EDECEĞİNİ DE SÖYLEDİLER’
‘BENİ AZAD EDECEĞİNİ DE SÖYLEDİLER’

Bir kere görelim, gereğini yaparız, dedim. Görmek olmaz deyince ben de idrar ve nabız yoklamasına girişmeksizin hiçbir şey yapamayacağımı, kesin olarak anlattım.

Hazır bulunan kimselerin sözlerimi tasvip ettiklerini sezen paşa, diller döküldükten sonra, hatta başı üzerinde yerim olduğunu söyledikten sonra, kendisinin ve kardeşinin varlıklarının, hep hastaya bağlı olduğunu, o ölürse mahvolacaklarını açıklayarak, elimden geleni esirgemememi istedi ve beni azad edeceğini ilave etmeyi unutmadı.

  • 9
  • 13
‘MUAYENE OLMAYA MÜSAADE EDER Mİ DİYE SORDURDU’
‘MUAYENE OLMAYA MÜSAADE EDER Mİ DİYE SORDURDU’

Anlayışlı bir kimse, bütün Türkleri gibi kıskanç bir koca olan Rüstem Paşa, bilgilerimi denemek için benimle konuşmada bulunduktan sonra, o da hasta ile görmeden meşgul olup olmayacağımı öğrenmek istedi.

Ben diretince, sultana haber salarak, kardeşinin kölesi tarafından muayene olunmaya müsaade eder mi diye sordurdu. İleride, Türklerin adetlerinden bahsederken de anlatacağım gibi orada kocalarla karılar ayrı ayrı yerlerde oturduklarından, cevabı biraz beklemek gerekiyordu.

  • 10
  • 13
‘ELİNDEN BAŞKA HER TARAFI BİR ÇARŞAFLA ÖRTÜLÜYDÜ’
‘ELİNDEN BAŞKA HER TARAFI BİR ÇARŞAFLA ÖRTÜLÜYDÜ’

Sultandan muvafakat izni cevabı gelince, birlikte yanına gittik. Hastanın döşeğine yaklaştığım vakit, bir elinden başka her tarafının sırma sırma işlemeli bir çarşafla örtülü bulunduğunu gördüm. Uzatılan havluya ellerimi sildikten sonra nabzını yokladım.

Becerebildiğim kadar Türkçe "öbür elini de ver sultan" dedim. Kocası, "Yeter artık, tek bir el bile yeterli" dedi. Ben bir yandan sultanı görmek arzusuna kapılarak bir yandan da giriştiğim işin icabı olarak, soğukkanlılıkla, hastaya, gene Türkçe "Dilini çıkar Sultan" dedim.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN