Savunma sanayinin unutulmaz isimleri
Milli Savunma Sanayimizin temellerini atan isimler, sayısız badireler atlatıp mücadelelerden geçerek hafızalarımızda yer edindi. Mücadeleyi elden bırakmayan bu isimler, bütün olumsuzluklara rağmen, ilk Türk yolcu uçağı, demir yolları, ilk füze atışı gibi birçok ilklere imza attı. Sizler için savunma sanayinin unutulmaz isimlerini araştırdık.
🔸 Türk Hava Kuvvetlerini güçlendirmek için halkın bağış kampanyasına para vererek birkaç uçak almakla sorunun çözülemeyeceğini değerlendirildi. 1936 yılında Beşiktaş'ta Uçak Fabrikasını açtı, bugünkü Yeşilköy Havaalanı'nın yerinde pilot yetiştirmek üzere okul açtı. Türk Hava Kurumu kendisine 65 planör ve 10 uçak siparişi verdi. Planörler teslim edildi ama uçaklar anlaşılmayan gerekçeler ile alınmaz ve Demirağ bundan büyük zarar etti.
🔸 Yeni geliştirdiği uçak projelerine Devlet Hava Yolları da ilgi göstermez. "Zafer uçakların kanatlarındadır" diye yola çıktı ama büyük idealleri maalesef anlaşılamadı. Demirağ'ın girişimine yetkililer destek vermediği gibi malları haciz edildi. Bütün girişimleri sonuçsuz kaldı.
🔸 Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı Devleti tarihe intikal etmiş, Türk milleti İstiklal Savaşı vererek, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma iradesini göstermişti.
🔸 Bir devrin hüzünlü batışına ve yeni bir devrin başlamasına tanık olan vatanperver insanlar, Türk milletinin bir daha geçmişte yaşanan talihsizlikleri yaşamaması için gayret etmişlerdi. Bu insanlardan biri de pek çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ'dı.
🔸 1930'lu yıllarda yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle ordunun uçak ihtiyacı halktan ve zengin iş adamlarından toplanan bağışlar ile karşılanmaktaydı. Bu amaçla bağış kampanyaları düzenleniyordu.
🔸 Türk Hava Kurumu yetkilileri iş adamlarından yardım topluyordu. Türk Tayyare Cemiyeti'nin kurulmasına öncü olan Atatürk, 1935 tarihinde Türk Hava Kurumu'na 10.000 lira bağışta bulunarak, bu kurumun önemine dikkat çekti. Bu dönemde bir uçağın bedeli yaklaşık 35.000-40.000 lira civarındadır.
🔸 Nuri Demirağ'a bağış kampanyasına destek olup olmayacağı sorulduğunda cevabı: "Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim" oldu. Türkiye'nin acilen ihtiyaç duyduğu bir alan olan havacılığa katkıda bulunmak için çalışmaya başladı. Havacılık tarihinde önemli bir yeri olan Nuri Bey, Türkiye'de özel sektörde ilk uçak fabrikasını kurdu, uçak ve planör üretti.
🔸 Nuri Demirağ, Hava Harp Sanayinde; uçakları dışarıdan satın almak ve dışarının bağımlısı olmak yerine Türk tasarımı uçakların Türk semalarına hâkim olmasını isteyen bir girişimciydi. Yabancı lisanslarla uçak üretmenin taklitçilikten öte bir şey olmadığına inanıyordu. Çünkü uçak üretim lisansını satan ülke, demode olmuş, kendisi için tehdit olmayacak ve ekonomik ömrü olmayan sistemlerin satışına müsaade etmesi, öncelikle kendi güveliği ve ülke çıkarları gereğidir. Nuri Demirağ bunun farkında olduğu için Türk tasarımı uçağın imalinin gereğine inanıyordu
🔸 Yeşilköy'de 1500 dönümlük arazi üzerinde "Gök Stadyumu" adında ilk sivil hava meydanını faaliyete geçirmek için Elmas Paşa Çiftliğini satın aldı. O sıralar Avrupa'nın en modern havaalanı olan Amsterdam'daki havaalanı benzeri, 1000x1300 metre boyutlarında düz bir tayyare alanı yaptırdı.
🔸 10 yıllık devreyi kapsayan bir plan program hazırlattı. Bu program gereği, bugün Deniz Müzesi olan Beşiktaş Barbaros Hayrettin İskelesi'nin yanında Tayyare Etüt Atölyesi kurdu. Asıl fabrika ise Sivas Divriği'de kurulacaktı. Burada kurduğu tayyare atölyesini kısa sürede büyük bir uçak fabrikası haline getirdi. Beşiktaş'taki etüt atölyesini kurduğu yıl Divriği'de; 'Büyük Gök Okulu'nun temelini attı.
🔸 Nuri Demirağ Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden olan Selahattin Alan ile beraber hareket ediyordu. Çalışmalar kısa sürede netice vermeye başladı. Beşiktaş'taki fabrikada Selahattin Alan'ın projesini çizdiği ND-36 adı verilen tek motorlu Türkiye'nin ilk uçağı üretildi. Aynı günlerde Türk Hava Kurumu da 10 tane eğitim uçağı siparişi vermişti. Bu siparişler yapılırken aynı zamanda bir de yolcu uçağı yapım çalışması sürmekteydi. 1938 yılına gelindiğinde NuD38 adında çift motorlu altı kişilik bir yolcu uçağı yapımı başarıyla tamamlandı. Bu Türkiye'nin kendi uçağını artık yapabildiği anlamına gelmekteydi.
🔸 Alman Sivil Hava Federasyonu aracılığı ile beş Alman tayyare mühendisini atölyesinde istihdam etti. Uçak sanayii alanında uluslararası alanda önemli bir isim olan Prof. Gasner ile de bir anlaşma yapıldı. II. Dünya Savaşı öncesi gerginlik döneminde Avrupa'yı iyi tahlil etti, Türkiye'de böyle bir uçak tesisin olma zorunluluğuna inanıyordu.
🔸 Üretilen uçaklar İstanbul'daki test uçuşlarından başarı ile geçti. Bu uçaklarla binlerce saat uçuş gerçekleştirildi ve herhangi bir aksaklık yaşanmadı. Uluslararası havacılık kuruluşlarından A sınıfı yolcu uçağı belgesi alınmıştı. Yani her şey yolunda gidiyordu.
🔸 Fakat Türk Hava Kurumu İstanbul'daki uçuşları yeterli görmedi, test uçuşlarının Eskişehir'de tekrar gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Tekrar yapılacak test uçuşunu uçağın planını projesini hazırlayan Mühendis Selahattin Alan kendisi yapmak istemişti. Ancak bu isteği hem kendisinin hem de Türk uçağının sonunu getirdi. Test uçuşu başarılı bir şekilde sona eriyordu ki iniş sırasında bir kaza gerçekleşti. Selahattin Alan piste inerken geride açılmış olan hendekleri göremeyince hendeğe çarpmış böylece hem uçak düşmüş hem de kendisi hayatını kaybetti. Uçak pilot hatasından kaynaklanan bir sebeple düşmesine karşın Türk Hava Kurumu daha önceden verdiği siparişleri iptal etti. Nuri Demirağ Türk Hava Kurumunu mahkemeye verdi. Ancak oradan çıkan karar da Demirağ'ın aleyhine oldu.