Selçuklu döneminde yetişen alimler
Selçuklu, inşa ettiği medreseler ve himaye ettiği bilim insanları ile döneminde dünyanın en önemli ilim merkezlerinden biriydi. Nizamiye gibi İslam uygarlığının en önemli medreseleriyle çok sayıda ilim ve devlet adamının yetişmesini sağladı. Gazali'den Mevlana'ya, Cezeri'den Ömer Hayyam'a kadar ilim hayatına yön veren isimler bu dönemde yetişti. Sizler için Selçuklu döneminde yetişen alimleri derledik.
Giriş Tarihi: 21.09.2020
09:22
Güncelleme Tarihi: 03.07.2023
10:38
📌 Mevlana, 30 Eylül 1207'de, günümüzde Afganistan'ın kuzeyinde bulunan Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl ismi Celaleddin Muhammed olan büyük düşünürün annesi Mümine Hatun, babası "Sultanü'l-ulema " yani "alimler sultanı" diye tanınan Bahaeddin Veled, ağabeyi Alaaddin Muhammed ve kız kardeşi Fatıma Hatun'du.
➡ Hazreti Mevlana, Horasan'ın büyük âlimlerinden olan Bahaeddin Veled ve ailesiyle, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrıldı.
➡ Yolculuk sırasında Nişabur şehrinde görüştükleri büyük sufi Ferüdüddin-i Attar, Mevlana'ya bir kitabını hediye etti ve Bahaeddin Veled'e "Bu çocuğu aziz tut. Çok geçmeyecek, dünyadaki âşıkların gönüllerine ateş salacak." dedi.
📌 Mevlana Celaleddin; Konya'ya gelene dek Mekke, Medine, Şam, Erzincan, Anadolu'nun muhtelif şehirleri bir süre yaşadı.
➡ Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın daveti üzerine 1229 yılında Konya'ya göç etti. 1231 yılında Bahaeddin Veled vefat edince, kendisinin halifelerinden Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizi Konya'ya gelerek Mevlana'nın manevi eğitimini üstlendi.
➡ Belhi'ten Konya'ya uzanan yolculuk boyunca konakladıkları yerlerde çeşitli âlimlerden dersler alan Mevlana, Seyyid Burhaneddin'in isteği üzerine Halep ve Şam'da tahsil gördü.
➡ 1240 yılından itibaren Konya'da dini ilimleri öğretmeye ve halkı irşad etmeye başladı.
📌 Mevlana'nın ünü her tarafa yayılmaya başlamıştı. 1244 yılında Şems-i Tebrizi adında bir derviş Konya'ya gelip kendisiyle görüşünce, üzerinde şiddetli bir etki bıraktı. Mevlana Şems'i görünce aradığını bulmuş gibi birden değişti. Manevi alanda ilerlemeyi arzulayan ve bunun için mana adamlarının peşinde olan Mevlana, aradığını bu büyük arifte buldu.
➡ Mevlana'nın Şems'den bu kadar etkilenmesi, aylarca baş başa kalması, vaazı terk etmesi çevresindekilerin Şems'e düşmanca tavır almasına yol açtı. Duruma kırılan Şems bir gün ansızın ortadan kayboldu. Şems'in gidişi Mevlana'nın derin bir üzüntü haline bürünmesine neden oldu.
➡ Şam'da olduğunu haber alınca oğlu Sultan Veled'i özür dilemek ve davet etmek üzere Şems'in yanına gönderdi. Şems davete icabet edince, Konya'da sema meclisleri tertip edilmeye başlandı.
📌 Mevlana'ya büyük sevgiyle bağlı sırdaşı Çelebi Hüsamettin, tasavvufu dervişlere anlatacak bir eser ortaya çıkarmasını tavsiye etti. Mevlana da Mesnevi'nin ilk 18 beyitinin yazılı olduğu kağıdını sarığından çıkarıp Çelebi'ye uzattı. Mevlana, ömrünün son 10-15 yıllık devresinde Mesnevi'yi ortaya çıkardı. O söylüyor, Çelebi Hüsameddin yazıyordu.
➡ Mevlana, dini bilgilerden siyasete, sağlıktan insan ilişkilerine ve hayata dair birçok konuya yer verdiği, 26 bin beyite yaklaşan 6 ciltlik bu önemli eseri için şu ifadeyi kullandı: "Bizden sonra Mesnevi şeyhlik edecek, arayanlara doğru yolu gösterecek, onları yönetecek ve önderlik yapacaktır."
Mevlana'nın Mesnevi-i Şerif'inin ilk 18 beyiti
📌 Yunus Emre, Anadolu Selçuklu Devleti'nin son seneleri ile Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarına denk düşen önemli bir dönemde yaşadı.
➡ Tapduk Emre'nin dergahında onun dervişi olarak yetişen Yunus Emre'nin 1307-1308'de yazdığı "Risaletü'n-Nushiyye" ve ölümünün ardından sevenlerinin derlediği şiirlerinden oluşan "Divan" isimli iki önemli eseri bulunur.
➡ Bütün insanlığa hitap eden büyük şairlerden olan, şiirleriyle Türkçeyi bir aşk ve mana dili haline getiren Yunus Emre, tasavvuf ve mana dilinin kurucusu olarak bilinir.
➡ Şiirleriyle sadece Türkçenin gelişimine önemli katkıda bulunmakla kalmayıp evrensel insani değerler üzerine inşa edilmiş düşünce anlayışıyla din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanoğlunun barış ve ortak değerler etrafında, birlikte yaşamasını gerektiğini söyler.