Sürgünde geçen bir ömür: Ahıska Türkleri
Ahıska Türkleri 1944 sürgününden beri ata yurtları olan Ahıska'dan başka yerlerde hayatlarını sürdürüyor. Stalin liderliğindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944'te Gürcistan'ın Ahıska bölgesinde yaşayan on binlerce Ahıskalı Türk'ü "sınır güvenliğini tehdit ettikleri " gerekçesiyle sürgün etti. Trenlere bindirilen ve günlerce yolculuk eden Ahıskalı Türkler Sovyet topraklarında dört bir tarafa dağıtıldı.
Giriş Tarihi: 23.04.2019
16:20
Güncelleme Tarihi: 20.12.2019
11:30
AZERİ KİMLİĞİ İÇERİSİNDE ERİTİLMEYE ÇALIŞILDI
Sovyet milliyetler politikası, 1917 Devrimi'ne taraftar toplamak amacıyla, ilk dönemlerde halkların kendi kaderini tayin hakkını benimseyip tüm milliyetlerin özgürlüğünü savundu. Ancak daha sonra Sovyet rejimi, milliyetler politikasından saparak, özellikle rejim için tehlikeli gördüğü bazı halkların kimliklerini resmî olarak tanımamaya başladı. Bu çerçevede, rejim, Sovyetler Birliği sınırları içinde hiç Türk yaşamadığı tezini benimsedi. Dinî, kültürel ve siyasi baskılara hedef olan Ahıska Türkleri, 'Azerbaycanlı' olarak adlandırılarak 'Azerbaycanlı' kimliği içinde eritilmeye çalışılmış, 'Türk' milliyeti Sovyet milliyetler politikası çerçevesinde resmen tanınan milliyetlerden sayılmadı.
Gürcistan, Ahıska Türklerinin 'Türk' değil, 'Müslümanlaştırılmış Gürcüler' oldukları tezini öne sürmeye başlamıştır. Kimliklerine yönelik yapılan tüm müdahalelere rağmen Ahıska Türkleri kendilerini 'Türk' olarak tanımlamaktan vazgeçmedi.
İkinci Dünya Savaşı'na kadar askere alınmayan Ahıska Türkleri, savaş başlayınca askere alınmış, yaklaşık 40 bin Ahıska Türkü silah altına alınarak cepheye gönderilmiş, kalanlar ise demir yolu inşaatında çalıştırıldılar.
AHISKA SÜRGÜNÜNE İLİŞKİN İPUCU
İkinci Dünya Savaşı'nın son dönemlerinin en önemli özelliği, Stalin dönemi Sovyet Rusyası'nın Rus olmayan, özellikle de coğrafi olarak stratejik diye nitelendirilebilecek yerlerde yaşayan halklara duyduğu güvensizliktir. Ahıska ve çevresine on binlerce Sovyet askeri yerleştirerek, hem Ahıska Türklerinin 'güvenilmez halk' olduğu mesajı hem de savaş bitiminde uygulamayı planladığı Ahıska Türklerinin sürgününe ilişkin ipucu verdi.
HİÇBİR RESMİ DAYANAĞI OLMAYAN SÜRGÜN
Ahıska Türklerinin sürgün kararı, resmî belgelere göre, 'sınır güvenliği'ni sağlamak için alındı. Sovyet otoriteleri Ahıska Türklerine; sürgünün geçici olduğunu, kısa zaman sonra evlerine dönebileceklerini, Alman ordusuna karşı kendi can güvenliklerinin sağlanması için bunun yapıldığını duyurdular. Ahıska Türklerinin bir kısmı buna inanırken diğer bir kısmı sürgün yolculuğu sırasında kendilerinin öldürülmelerinin planlandığını düşündüler. Oysa sürgünün gerçekleştirildiği tarihte Alman orduları geri çekilmekteydi. Aslında Ahıska bölgesi hiçbir zaman Alman işgaline uğramamıştı.
SÜRGÜNÜN GERÇEK NEDENİ NEYDİ?
Ahıska Türkleri, II. Dünya savaşı sonlarında 1944 yılının soğuk bir Kasım gecesinde silahlı askerler tarafından kapıları çalınarak evden çıkarılan, yük kamyonlarına doluşturulup tren istasyonuna taşınan ve orada hayvan taşıyan vagonlara bindirilip haftalar sürecek ölüm yolculuğuna çıkarılan, kısaca vatanlarından koparılıp sürgüne gönderilen, 70 yıldan fazladır sürgün çilesi bitmeyen masum bir Türk topluluğudur.
Ahıska Türklerinin sürgün edilmelerinin tek nedeni Türk olmaları, Türkiye'ye yakın olmaları, kadimden beri yaşadıkları Ahıska bölgesinin de Türkiye'ye yakın olmasıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasının son yıllarında cephede savaşan Ahıskalı erkekler, eve dönemedi. Vatan yolundayken sürgün haberini alıp Orta Asya yollarına koyuldular, ailelerini aradılar.
Hiçbir resmî suçlamaya dayanmayan sürgünün gerçek nedeniyle ilgili çok çeşitli görüşler ileri sürüldü. Bunlardan biri, Stalin'in, Türkiye'nin Almanya'nın yanında savaşa girebileceği ve Türkiye sınırındaki bölgelerde yaşayan Ahıska Türklerinin, Türkiye ile iş birliği yapabileceği endişesiydi.
Bir diğer gerekçe, Rusya'nın sıcak denizlere inme genel stratejisi çerçevesinde engel olarak görülen Batı ve Güney Kafkasya'daki Türk ve Müslüman halkları mümkün olduğu kadar uzağa taşıma düşüncesinin hayata geçirilmesiydi.
Diğer gerekçe ise, Stalin'in Türkiye üzerindeki Sovyet etkisini artırarak Boğazları kontrol altında tutma hedefinin yanı sıra Ardahan ve civarını işgal etme planları yapmasıydı. Stalin döneminin en dikkat çekici uygulamalarından biri, Türkiye sınırlarındaki bütün Slav ve Ermeni olmayan halkların sürülerek yerlerine Rusların, Ermenilerin veya Ukrainlerin yerleştirilmiş olmasıydı.
AHISKA SÜRGÜNÜ NE ZAMAN GERÇEKLEŞTİ?
Sürgün, 14 Kasım'ı 15 Kasım'a bağlayan gece yarısı gerçekleştirildi. Daha önce bölgeye yerleştirilen Sovyet askerleri, halka iki saat içinde eşyalarıyla birlikte köy meydanında toplanmalarını söyledi. Halka, güvenlik gerekçesiyle kısa bir süreliğine başka yerlere nakledilecekleri, bunun kendilerini Alman tehlikesinden korumak için yapıldığı ve bu durumun geçici olduğu söylenmiş, dolayısıyla birçok insan savaştan sonra ana vatanlarına döneceğine inanmıştır. Bu nedenle, insanlar yanlarına fazla bir şey almadan, zaten buna çok da fazla izin verilmemiştir, evlerinden çıkmışlardır