Tarih boyunca sırrı çözülemeyen gizemli olaylar
Dünya tarihinde yaşanılan bazı olaylar var ki, teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, bu olayların gizemi akıllarda daima soru işareti bırakacak gibi görünüyor. Geçmişten günümüze sırrı çözülemeyen o olayları sizler için derledik…
Giriş Tarihi: 07.07.2018
18:51
Güncelleme Tarihi: 28.01.2020
17:00
DYATLOV GEÇİDİ’NDE DAĞCILAR NEDEN ÖLDÜ?
Dyatlov Geçidi Vakası, Rus dağcıların Ural dağları eteklerindeki sır dolu ölümüdür. 2 Şubat 1959 yılında, Rus dağcı on arkadaş, Ural dağlarının eteklerinde bulunan ve bölgenin yerli kabilesi Mansiler tarafından "Ölüm Dağı" olarak adlandırılan bölgede, bir gece sır dolu şekilde öldüler.
Rus dağcılardan geriye, soğuktan kaskatı kesilmiş bedenleri, birinin koparılmış dili ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış bir dağcı kaldı. Olay yerine, ekibin lideri olan Alekseievich Dyatlov'un anısına "Dyatlov Geçidi" adı verildi.
Dokuz gencin ölümünden geriye kocaman bir sır perdesi kalmıştı. Olayın hemen ardından yapılan bir araştırma, dağcıların telefon ve kameraları çadırda bırakarak ve çadırı içeriden yırtarak, farklı yönlere botlarını dahi almadan çadırdan kaçtıklarını gösterdi. Olay yerinde, dağcılardan başka hiçbir insan türü canlının ayak izlerine rastlanmadı. Gece -30 derecelerde dağcıları o denli korkutan ve botsuz karda koşmalarına neden olacak ne yaşandı?
Arama kurtarma ekiplerinin ilk ulaştıkları cesetler olan Yuri Krivonişenko, Yuri Doroşenko, Igor Dyatlov, Zina Kolmogorova ve Rüstem Slobodin'e yapılan ilk incelemenin ardından ölüm nedenleri olarak Hipotermi teşhisi konulmuştu. Dağcılar soğuktan etkilenmiş ve gecenin karanlığında tek tek ölmeye başlamışlardı. Hatta Slobodin'in kafatasında bir kırık tespit edilmiş; fakat incelemelerde kırığın genel durumunun ölüm sebebi olmayacağı kanısına varılmıştı. Ancak, şu da belirtilmiştir ki; Slobodin, o gece sebebi bilinmeyen darbeyi aldıktan sonra bayılarak soğuktan donmuştu.
Olayın en ilginç yönü ise, Brinollel'in kafatasındaki, Dubinina ve Zolotarev'in kaburgalarındaki kırıklardı. Daha da fazlası Dubinina'nın dili, gözleri ve dudağı yoktu. Kaburgalarında kırıklar tespit edilen iki cesette de dışarıdan bir darbe izine rastlanmamıştı. Çok ilginçtir ki sonradan yapılan incelemede, elbiselerin üzerinde radyasyon kalıntılarına rastlandı.
51. BÖLGE’DE NELER OLUYOR?
"Başkan seçildiğiniz zaman insanların size sorduğu ilk soru, '51. Bölge'de ne olup bitiyor' oluyor"
Obama, aktris Shirley MacLaine ile konuşurken…
51. bölge her zaman kurgu ve gerçek arasında gidip gelmiştir. Ta ki Amerika başkanı Barrack Obama "51. bölge" sözünü ağzına alıp bölgeyi resmileştirene kadar.
51. Bölge, ABD Las Vegas'ın 153 km kuzeyinde, Groom Gölü yakınında olup Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelidir. En yakın yerleşim birimi, hemen kuzey sınırında bulunan Rachel kasabasıdır. 51. Bölgenin içinde bulunduğu arazi 76 kilometrekaredir. 51. Bölgeye yetkisiz hiç kimse alınmadığından, daha üst düzey askeri görevlilerin öldürme yetkisi bulunur. Ne karadan, ne de havadan, bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiç kimse yaklaştırılmaz.
51. Bölge, günümüzün en gizemli konularından birisidir. Bir bölgenin sır gibi saklanılması, hakkında açıklama yapılmaması, başkanların bile özel izinle girebiliyor olması, bölge hakkındaki merakları uyandırmakla birlikte, burada bir şeyler mi gizleniyor sorusunu da beraberinde getiriyor.
UFO'ların ve uzaylıların burada tutuldukları 51. Bölge teorilerinden birisidir. Fakat en büyük teori "Aya Çıkma Yalanı" adlı belgeselde geçer.
Soğuk Savaş döneminde aya ilk ayak basan ülkenin dünyanın süper gücü olacağına inanılıyordu. Bu nedenle uzay yolculuğu o dönemin iki süper güç adayı Amerika ve Rusya için çok önemli bir husustu. Belgeseldeki iddiaya göre aya hiç bir zaman ayak basılmamıştı ve bu video Amerika'nın Soğuk Savaş döneminde kendisini süper güç ilan etme oyunuydu.
Ne o zamanın teknolojisi Ay'a insan taşımak için yeterliydi, ne de video Ay'da çekilmişe benziyordu. İddialara göre Ay'a çıkma videosu, 51. Bölgede çekilmişti ve bölgenin sır gibi saklanmasının asıl sebebi de buydu.
LANETLİ OAK ADASININ GİZEMİ
Kanada'nın Yeni İskoçya bölgesinde bulunan Oak Adası, iddialara göre nadir sanat eserleriyle dolu bir hazinenin üzerinde yatıyor.
En büyük efsaneye göre, iri kayalardan oluşan bir yapı olan 'The Money Pit' henüz keşfedilmemiş bir hazine barındırıyor. Ancak birçok eleştirmen bu hikâyenin hiçbir dayanağı olmadığını düşünüyor.
1795 yılında Kanada'da Oak Adasında gömülü bir hazinenin bulunduğu söylentisi duyuldu. O günden beri define avcıları, hazineyi bulmak için yaşamlarını ve servetlerini harcadılar. Ancak, sarf edilen çabalar sonucunda define bir türlü bulunamadı.
Oak Adasının bu kadar gizemli kalması ve defineciler tarafından lanetli sayılmasının en büyük sebebi, yapılan çalışmaların bir aşamaya geldiğinde para çukuru diye adlandırılan bölgenin bir anda suyla dolması ve kazı işleminin yapıldığı bütün bölgeleri su basmasıydı. Cevabı bulmak zor değildi. Para çukurundan 500 fit uzaklıkta, en yakın kumsalda yapılan bir araştırma her şeyi açığa çıkardı. Sular çekilince, kumlar suyu sıkılan bir sünger gibi akıtıyor, bu nedenle defineciler kazdıkları çukurun içinde kalıyorlardı.
BİR ROCKSTAR EFSANESİ: PAUL ÖLDÜ
Ünlü klasik rock grubu The Beatles hayranları arasında oldukça yaygın olan iddiaya göre, grubun basçısı Paul McCartney, 1966 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Grubun popüleritesini kaybetmemesi için de McCartney'e tıpatıp benzeyen bir kişi, ünlü müzik adamının yerine geçti. İddiayı öne süren ve destekleyenler, şu gerekçeleri kanıt olarak gösteriyorlardı:
Paul Mccartney'in farklı dönemlerde çekilmiş fotoğraflarında görünen fiziksel farklılıklar.
The White Album ve St. Pepper's Lonely Heart Club Band albümlerinin kapaklarında, McCartney'in ölümünü temsil eden işaretler bulunması.
The Beatles'ın "I'm So Tired" adlı şarkısının sonundaki konuşma tersten çalındığında "Paul is a dead man, miss him, miss him " (Paul ölü bir adam, onu özlüyoruz) şeklinde bir mesaj duyulması.
HİROŞİMANIN İKİ BİN FAZLASI: TUNGUSKA PATLAMASI
Sibirya'nın Tunguska bölgesinde 1908 yılında meydana gelen büyük patlamanın sebebi hâlâ çözülemedi. Patlama o kadar şiddetliydi ki, uzmanlar bu gücü Hiroşima'ya atılan atom bombasından iki binden fazlasının ancak ortaya çıkarabileceğinde hemfikirler.
2 bin 150 kilometre karelik alanda 80 milyon ağacı dümdüz eden patlama 20'inci yüzyılın en gizemli olaylarından biri olarak görülüyor.
Aradan geçen bir asır sonra, Tunguska'daki patlamanın kuyruklu bir yıldız tarafından gerçekleştiği sonucuna varılsa da; bazı kafa karıştırıcı sorular bulunuyor. Araştırmacının numuneleri bulduğu yıl 1988 olmasına rağmen, analizlerin yapıldığı yıl 2008, sonuçların yayımlandığı yıl ise 2013. Tunguska Patlaması hâlen gizemini koruyor.