Tüm engellemelere rağmen istikbalini göklerde arayan adam; Nuri Demirağ
Bir çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ,aynı zamanda ülkemizin ilk Türk yolcu uçağını yapan kişidir. Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ, fabrikasında ürettiği yolcu uçağının uçuş tecrübesi 10 Ocak'ta Yeşilköy'de yaptı. Fakat çeşitli engellemeler nedeniyle Demirağ'ın çabalarıyla kurulan uçak fabrikasında üretilen uçakların satışı mümkün olmadı. Sizler için Türkiye'nin ilk Türk yolcu uçağını üreten Nuri Demirağ'ı ve yaşadıklarını derledik.
Giriş Tarihi: 25.05.2019
09:04
Güncelleme Tarihi: 30.10.2019
11:15
DEMİR YOLU YAPIMIYLA ÜN KAZANDI
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra İstiklal mücadelesi veren koca bir millet, yaşanan elim hadiseler tekrarlanmaması amacıyla büyük gayret sarf ettiler. Bu insanlardan biri de, pek çok girişiminin yanında demiryolu yapmakla ün kazanan daha sonra uçak fabrikası ve uçuş okulu açan Nuri Demirağ'dı. Müteahhit olarak TBMM binasını, 1930 senesinde Karabük Demir Çelik Tesislerini (1930), Sivas-Erzurum demiryolunu (1938–1939) yaptı.
SARP KAYALIKLARIN ARASINI DEMİR AĞLARLA ÖRDÜ
1930'lu yıllarda Türkiye demiryollarına ağırlık vermeye başlamıştı. Ülkedeki demiryolu ağı artırılacaktı aynı zamanda da yabancıların işletmesinde olan demiryolu hatları devletleştirilecekti. Bu devletleştirme hareketi sürecinde bir Fransız şirketine verilen Samsun-Sivas hattı demiryolu inşaatının ihalesi iptal edildi. Yapım hakkının iptal edilmesinin ardından bu hat için tekrar ihaleye çıkıldı. Erzurum-Sivas demiryolun yapımına, Alman Foks firması 65 milyon verirken, Nuri Demirağ 48 milyona talip oldu.
Sivas-Erzurum demir yolu ihalesindeki yol, Sivas, Zara, Hafik, Erzincan'dan geçecek şekilde planlanmışken, Demirağlar, artan parasını ödeyerek, Divriği'den geçirdiler. Sivas-Erzurum arasında 134 tünel bulunuyordu. Çok miktarda köprü mevcuttu. Her istasyona, çeşme yaptılar, ağaçlandırdılar. 48 adet hayrat çeşme yaptılar. Fevzipaşa- Diyarbakır, Afyon-Antalya, Sivas Samsun demir yollarını yaptılar. Türkiye'nin her tarafında çeşitli sebeplerle demiryolları bozulurken, Sivas- Erzurum demiryolu, sarp kayaların, dağların arasından geçmesine rağmen, bugüne kadar hiç arıza olmadı. Bu faaliyetlerin sonunda Demirağlar 500 bin lira zarar etseler de yaklaşık 1250 km'lik hattın inşasını tamamladılar.
"BU YAŞAMA VASITASINI BAŞKALARINDAN BEKLEMEMELİYİZ!"
1930'lu yıllarda, yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle ordunun uçak ihtiyacı, halktan ve zengin iş adamlarından toplanan bağışlarla karşılanıyordu. Bu amaçla da bağış kampanyaları düzenleniyordu. Türk Hava Kurumu yetkilileri iş adamlarından yardım topluyordu. Bu dönemde bir uçağın bedeli yaklaşık 35.000-40.000 lira civarındaydı.
Nuri Demirağ, Türk Hava Kuvvetlerini güçlendirmek için halkın bağış kampanyasına para vererek birkaç uçak almakla sorunun çözülemeyeceğini düşünüyordu. Nuri Demirağ'a bağış kampanyasına destek olup olmayacağı sorulduğunda da cevabı: "Siz ne diyorsunuz? Benden bu millet için bir şey istiyorsanız, en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz . Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim " oldu
Yine bir başka konuşmasında Demirağ, "Göklerine hâkim olamayan milletlerin akıbeti felaket olacağına katiyen kaniyim. Bunun içindir ki, göklerine hâkim olmayan milletler yerlerde sürünmeye, yerin dibinde çürümeye mahkûmdur" sözleriyle yeni faaliyet alanını belirledi.
Nuri Bey, yanına aldığı mühendis ve teknisyenlerle seyahatlere çıkarak incelemelerde bulunmaya başladı. Almanya, Çekoslovakya ve İngiltere'deki uçak fabrikalarını gezdi. 17 Eylül 1936'da teşebbüse geçerek Beşiktaş'ta Hayrettin İskelesinde, bugün Deniz Müzesi olarak kullanılan yerde bina yaptırdı. Programa göre burası etüt atölyesi oldu. Asıl büyük fabrika da memleketi olan Sivas Divriği'de olacaktı. Divriği'de "Büyük Gök Okulu"nun temelini attı.
Yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen "zafer uçakların kanatlarındadır" ilkesiyle yola çıkan Demirağ'ın yaşadığı zorlukların anlatıldığı videoyu izlemek için tıklayın...
İLK SİPARİŞLER TÜRK HAVA KURUMUNDAN
Bu arada Türk Hava Kurumu 10 tane eğitim uçağı ve 65 tane de planör siparişi vermişti. Nuri Demirağ ve ekibi, bir yandan bu siparişleri yapmak için tüm çabalarını sarf ederken, bir yandan da yeni bir model geliştirdiler. Bu model, Nu. D. 38 ismini taşıyacak olan altı kişilik, çift motorlu, gövdesi alüminyum kaplama bir yolcu uçağıydı. Bu uçak hem savaş uçağı hem de yolcu uçağı olarak kullanılabilecekti. Saatte 270 km hıza ve 5 bin 500 metre yükseğe çıkabilme kapasitesine sahipti.