10 maddede Osmanlı'nın kadim geleneği "helva sohbetleri"
Eskilerde helva, uzun kış gecelerinde toplantı ve sohbet vesilesiydi. Edebi kültürümüze İslam ile girdi, deyim ve atasözlerine konu oldu. Divan şiirinde, manilerde ve bilmecelerde sıkça rastlandı. Osmanlı'da sosyal yaşantının merkezinde önemli bir yer edinen helva kültürü, özellikle Ramazan gecelerinde ikramların vazgeçilmezlerinden biri haline geldi. Devrin konaklarında yapılan toplantılarda çeşitli helvalar yenilirdi. Her konağın kendisine mahsus bir helvası vardı. İşte 10 maddede helva sohbetleri…
Giriş Tarihi: 13.05.2020
16:20
Güncelleme Tarihi: 13.05.2020
16:58
Osmanlı'da keyif için helva kavrulurdu
Helva, Arapça bir kelimedir ve "tatlı yiyecek" anlamında kullanılır. Doğu'da eskiden beri pek namlı ve itibarlı bir tatlı olan helva, yağda kavrulmuş una, şeker şerbeti katılarak yapılırdı. Sonra, başka çeşitleri de yapıldı ve yaygınlaştı. Osmanlı'da daha çok keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda oldu. Bu nedenle helva sohbetleri düzenlendi.
Uzun kış gecelerinde sohbet vesilesiydi
Eskilerde helva, kışların uzun gecelerinde bir toplantı ve sohbet vesilesiydi. Devrin zarif kübera konaklarında toplanılır, ilimden, sanattan, edebiyattan uzun bahisler açılarak arada çeşitli nefis helvalar yenilirdi. Bu toplantılara "helva sohbeti" denilirdi. Her konağın kendisine mahsus bir helvası vardı. III. Ahmed zamanında ve Lâle Devri'nde , onun konağında çok kere padişahın da katıldığı helva sohbetleri özellikle nâm almıştı. Buraya gözde devlet ricali, meşhur âlimler, şairler, sanatkârlar da davet edilerek şereflendirilirlerdi.
Osmanlı'dan kalan Ramazan geleneği: Enderun usulü teravih
Bu sohbetlerde nice insanlar yetişti
İslamiyet öncesi Türklerde 'ölü aşı ' olarak isimlendirilen ölünün yanına atının gömülmesi geleneği, İslam'a geçişle ölünün ruhuna koku gönderilmesi olarak değişti. Ölünün ardından helva pişirilip kokusu ata ruhuna gönderiliyordu. Ata ruhlarıyla dünyada kalanlar arasında koku vasıtasıyla bağ kuruluyor, onların gönüllerini hoş tutmak veya onlardan gelecek kötü şeyleri kovmak maksadıyla helva kokusu yayılıyordu . Bugün de kullanılan 'helva kokutmak ' deyimi buradan gelmiştir.
Osmanlı'da ise helva etrafında zengin ve etkileyici bir kültür oluştu. Helva, Osmanlı'da daha çok keyfin, sevincin, kutlamanın, doğumun, zafer kazanmanın şerefine pişirilip yenen bir gıda oldu. Devrin zarif büyük konaklarında yapılan sohbetlerde çeşitli helvalar yenilirdi. Her konağın kendisine mahsus bir helvası vardı. Bu sohbetlerde nice insanlar yetişti.
Divan şiiri beyitlerinde yer aldı
600 yıldan fazla süren divan şiirinin tüm dönemlerindeki beyitlerinde helvadan bahsedildi. Özellikle benzetme şeklinde sıkça kullanıldı. Osmanlı'da helva sohbetlerinin saray gelenekleri olarak zirvede olduğu dönem Lale Devri yıllarıdır. 2. Ahmet'in düzenlediği, onun gibi devlet idaresinde üst seviyede olanların düzenledikleri helva sohbetleri oldukça şaşaalıdır. Bu dönem saraydaki helva sohbetlerinin baş şairlerinden Nedim'in dizelerinde bile bu geleneğin aktarımını görürüz:
"Bir iki gün anmayalım hele / Kamlar sohbeti-i helva ile olsun şirin."
Nedim, "laleyi bir iki gün anmayalım hele, helva sohbetiyle damağımız tatlansın" diyor.
---
Keçecizade İzzet Molla ise şu ilginç benzetmeyi yapmıştır:
"Bir şeker çiğnediler sohbet-i helvada bu şeb Yar lalin sunacakmış bana tenhada bu şab"
Ramazan'ın vazgeçilmez sahur eğlencesi: Karagöz ve Hacivat
En çok bilinen helva çeşitleri
En çok bilinen helva çeşitleri, başta un helvası olmak üzere Gaziler Helvası, Memnûniye, İrmik Helvası, Helvây-ı Hâkanî, Cem Sultan Helvası, Keten Helvası, Ayva Helvası, Hersûde, Acı Helva, Kabak Helvası ve Karsanbaç'dır. Bunlar, evlerde hazırlanan helvalardı. Bunun dışında, dükkânlarda veya kendi özel imalâthanelerinde hazırlanıp satılanlarsa tahin helvası, koz helvası, kâğıt helvası ve yaz helvası gibi çeşitlerdi.