Asırlık lezzet simitin tarihine dair bilgiler
Usta ellerde yoğrulup, önce üzüm pekmezine bulanan ardından susamlanıp fırına verilen simit, Oxford İngilizce Sözlüğü'nde de yerini aldı. Sözlüğe direkt Türkçe ismi ile alınan simit, "Pekmez ve susamla kaplı, Türkiye menşeli bir ekmek türü" olarak açıklandı. Türk yemek kültürünün önemli bir parçası olmasının yanı sıra, toplumun ortak duygularını ve paylaşımlarını da besleyen asırlık lezzetimiz simitin tarihine dair bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 23.10.2019
13:49
Güncelleme Tarihi: 23.10.2019
14:52
Simit, Oxford İngilizce Sözlüğü'ne girdi
1928 yılında ilk baskısı yapılan Oxford English Dictionary, küresel olarak en bilinen ve saygı duyulan sözlüklerden birisi olarak biliniyor. Sözlük güncellemelerine eklenen kelimelerin en az on yıldır kullanılıyor olması şartı var. Oxford İngilizce Sözlüğü Ekim güncellemesine de, pek çok yeni kelime dahil edildi. 'Yiyecek ve İçecek' kategorisi içerisinde yer alan yeniliklerden birisi ise 'Simit' oldu. Sözlükte direkt olarak Türkçe ismi ile verilen simit, "Pekmez ve susamla kaplı, Türkiye menşeli bir ekmek türü ." olarak açıklandı.
Simitin geçmişi 14'üncü yüzyıla kadar gider. Türk yemek kültürünün önemli bir parçası olan simidin, simid-i halkaya ve sonrasında bugünkü simide geçiş öyküsü, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi'nde de anlatılır. İlk simitler büyük olduğu için simid-i halka olarak adlandırılırdı. O dönemde saraydaki un depoları simithane , padişah fırını ise simit fırını olarak anılmaktaydı.
Osmanlı padişahları askerlere hediye ederdi
Tarihte bilinen gerçeklerden biri de, Osmanlı padişahlarının Ramazan döneminde verdikleri iftar yemeğinden sonra yolda saf tutan askerlere hediye ettikleri simitlerdir . Simit tarihimizde padişah hediyesi olacak kadar değerli bir besindi. Öyle ki 2. Süleyman döneminde bir mutfak defterine, çörek ve ekmeğin yanı sıra saraya günde 30 simit tahsis edildiği yazılmıştı.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde simit
Yeniçerilerin bir kolu olan Sekban (Osmanlı merkez ve taşra kuvvetlerinden bazılarını teşkil eden birlikler) sınıfındaki fırınlarda çalışan kişiler simitçi olarak adlandırılmakta, sarayda özel simitçi ustası olarak çalışan kişiler bulunmaktaydı. Evliya Çelebi bile Seyahatnamesi'nde İstanbul'da 70 simit fırınının olduğunu, buralarda 300 nefer çalıştığını belirtmiştir.
600 yıllık bir geçmişe sahip
Yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahip olan simit için, ülkemize has bir yiyecek denilebilir. Tarihimizde simit için verilen boşluk sadece 2. Dünya Savaşı'nda olmuştur. Çünkü bu dönemde un az olduğundan , simit yapımı yasaklanmıştır. Daha sonra yeniden simit normal yaşamdaki yerini almıştır.