Arama
Aile içi şiddet nedenleri ve çözümleri I Saliha Erdim 3. Bölüm
Saliha Erdim Hanımefendi ile "evlilikte huzur" kavramını konuştuğumuz sohbetimizin son bölümünde aile içi şiddete maruz kalan bireylerin sosyal yaşamda nasıl hayata tutunacaklarını, çocuklarımızı toplumdaki olumsuzluklardan nasıl koruyacağımızı ve huzuru yakalamanın önemli şartlarını konuştuk.
Saliha Erdim hocamızla ilk bölümde aileyi, pandemi döneminde eşlerin neden birbirine tahammül edemediğini, ailede huzurunu nasıl oluşturmak gerektiğini, imkansızlıklarla huzursuzluğun ilgisi olup olmadığını, iletişimsizliğin aile kurumuna nasıl etki ettiğini ve aile içi şiddete maruz kalan bireylerin sosyal yaşamda tekrar hayatlarını nasıl geri alabileceğini konuştuk.
İlk bölümü izlemek için tıklayın
Saliha Erdim ile "evlilikte huzur" kavramını konuştuğumuz sohbetimizin ikinci bölümünde; "Sağlam bir evlilik nasıl olur? Maddiyat evlilikte ne kadar önemli? Temelin sağlam olabilmesi için İmkanlara ne ölçüde odaklanmamız gerekiyor? Para istikbal olabilir mi? Evlilik paraya, konfora, lükse, indirgenecek kadar basit bir şey mi? Hayat birilerinden gördüğümüzle yönetilecek kadar ucuz mudur? konularını irdeledik.
İkinci bölümü izlemek için tıklayın
📌 Sosyal çevreden çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?
Saliha Erdim
◾ Aile ortamında zarar gören ve kendisini işe yaramaz biri gibi hisseden çocukların belli bir süre sonra kendilik algısı bozuluyor; değersizlik duygusu oluşturacak, benlik değerine zarar verecek davranışlar içerisinde oluyorlar.
◾ Çocuğun aileden zarar gördükten sonra toplumda zaten zarar kaynaklarına malzeme olmaktan başka seçeneği kalmayacaktır. Önce aile çovuğa zarar vermeyecek, koruyacak, çocuk ailede ben bu dünyanın şerefli bir üyesiyim, ben akıllıyım, bir sıkıntım olursa anne ve babamla paylaşabilirim. Ben aklımla, bilgimle yardımlaşarak iyi bir insan olarak bu hayatı yürütebilirim. Ben değerliyim, kendimi seviyorum, bu dünya için önemliyim. Allah (CC) beni bu dünya için önemli gördüğü için yarattı, bu dünyanın bana ihtiyacı var. Ben bu dünyaya yığınla şey katacağım diyerek eğitim alır, evden çıkarsa, başına bir sıkıntı gelmiş olsa bile ailesiyle paylaşır.
◾ Ailede çatlayan, toplumda kırılır. Ailede dengesi bozulan toplumda düşer. Dolayısıyla ailede almayan da dışarda veremez. Çocuğun duruşu, önce ailede sağlamlaştırılmalı, anne ve babadan değer görmeli, anne baba bu benim çocuğum diyerek değil, bu çocuk Allah'a (CC) ait ve biz onu bizden sonraki hayat için aklı başında, doğru ile yanlış arasında bir seçim yapması gerektiğinde, tereddüt etmeden doğruları seçebilecek bir akıl olgunluğuna onu ulaştırmamız gerekir diye düşünmeli.
◾ Önce ben ona iyi model olmalıyım. Hayatta neyin değerli, kıymetli olduğunu nelere yatırım yapmamız gerektiğini, bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu ve Allah'ın (CC) bizleri bu dünyaya göndermedeki muradının ne olduğunu ben; günlük işleyişimde, eşimle olan münasebetimde, aile sohbetlerimde, dinlediğim programlarda çocuğuma işlemek için varım.
◾ Çocuk, Allah'a (CC) yürekten bağlı olarak Peygamber Efendimizi (SAV) yürekten sevmiş olarak topluma açıldığında elbette yine sıkıntı yaşayabilir. Elbette, sosyal medyaya internete tablete, telefona, bilgisayara oyuna takılabilir. Ama içeride sağlam bir iletişim, güçlü bir bağlanma ve konuşarak çözüm üretmek gibi üstün aklın öngördüğü bir sistem oluşturulmuşsa; oturup konuşulabilir.
◾ Yıllar önce bir şey görmüştüm. Bir poşette; "Anne babanın ilgisinden oluşan boşlukları kötü arkadaşlıklar ve kötü alışkanlıklar doldurur" yazıyordu; çok doğru bir söz.
◾ Baba, çocuğuyla bisiklete binse, balık tutsa, maç yapsa, satranç oynasa; bir rol modeli olarak zamanlarını doğru, aktif ve çocuğu güçlendirecek, doğru alışkanlık kazandıracak ve bunu da kişiliğine şahsiyetine sağlam etkileri olabilecek bir işleyiş içerisinde olursa, çocuğun oynayacağı zamanlar da olur, oyun oynaması da mümkün olur. Çocuk bilgisayara da baksın telefona da baksın ama dozunda. Çocuğun ergenliğe girdiğini kabul etmeden, ben anneyim bunu yapacaksın, ben babayım bunu yapacaksın gibi emri vakilerle, çocuğun aklını devreye sokmadan, mecbur bırakarak, dayatarak bir şeyleri o zamana kadar yaptırmışlarsa ondan sonra çocuk ergenlik döneminin de etkisiyle ailesine rest çekecektir.
◾ Peygamber Efendimiz (SAV) "genç olup da taşkınlık yapmayana şaşarım" buyuruyor. Böyle bir kendini bulma, çocuklukla gençlik arasında gidip gelme, bir şeyi çok istiyor bir süre sonra vazgeçiyor, böyle bir yukarı aşağı durumu; çocuk o kadar çok yorulur ki ne yapacağını da bilemez, istikrarlı da davranamaz.
◾ İnsan hayatının en sıkıntılı dönemi, ergenlik. Evden kaçmalar, intiharlar, yanlış alışkanlıklar, yanlış ilişkiler... Anne babanın çocuğuna bunu yapmayacaksın diyerek, çocuğa emir vererek, duygularını anlamadan, onun durumunu göz önüne almadan söyledikleri sözler, çocuğu mecbur bırakan yaptırımlar, bir süre sonra çocuğun artık evden kaçmasına dahi sebep olabilir
◾ O kadar çok genç tanıdım ki, "az daha büyüyeyim bu evden kaçacağım, bu evden gideceğim, 18 yaşıma gelmeyi bekliyorum" diyen... Niye? Anne baba evi yaşanılır halde tutamıyorlar çünkü? Gerçekten bu dönemi çok aykırı yaşamış olabilir. Anne baba haklı olabilir. O zaman da bir uzmandan destek alacağız.
◾ Çocuğumuza nasıl yardımcı olabiliriz? Bize mi çocuğumuza mı bağlı bir sorun? Çocuğun attığı her adımda bizim davranışlarımız mı var?
◾ Çocuğun gelişen bir yapısı, olgunlaşan bir aklı var. Zamanla sen sensen, ben de benim diyecek bir psikolojosi olacak. Çocukların içine öfkeyi, nefreti dolduruyoruz. Ergenlik dönemine gelince çocuklar patlıyor. Bu çocuklar söz dinliyordu, şimdi dinlemiyor? Söz dinlediği zaman iletişiminiz nasıldı? Tamamen tek taraflı ve anne babanın istediğinin hayata geçmesine yönelik bir tarz vardı. Kaç kere dinledik, kaç kere onun istediklerini ciddiye aldık, kaç kere onu adam yerine koyduk.
İslami açıdan aile hayatının esasları: Ayet ve hadisler ışığında aile