Dünya tarihinin en önemli 6 aşısı
Aşılar, insanlığın verdiği büyük salgın mücadelelerinde en önemli destekçiler olmuştur. Tarih boyunca milyonlarca kişinin ölümüne neden olan salgın hastalıklar, bilim insanlarının bulduğu aşılar sayesinde kimi zaman yok olmuş kimi zaman ise etkisini yitirmiştir. Kitlesel ölümler durmuş ve bağışıklık sisteminin ilgili hastalığa karşı antikor üretmesi sağlanmıştır. İşte, dünya tarihinin en önemli 6 aşısı…
Giriş Tarihi: 26.01.2021
17:10
Güncelleme Tarihi: 26.01.2022
13:11
JENNER BULDUĞU AŞI İLE TIPTA BİR ÇIĞIR AÇTI
✅Çiçek hastalığına karşı aşı faaliyetleri
📌Edward Jenner, 1790'lı yıllarda çiçek aşısı üzerine çalışan isimlerden biriydi. Bu araştırmalar sonucu hayvancılıkla uğraşanların bu hastalıktan etkilenmediği gözlemlendi.
📌Jenner, inek çiçeğinden alınan hastalığın, insana aşılandığı takdirde hastalığa karşı bağışıklık kazanılacağını ortaya koydu. Jenner, geliştirdiği aşısını ilk olarak köyündeki çocuklar üzerinde denedi. Hemen çalışmalara başlayan Jenner, 1796'da Sarah Nelmes isimli sütçü kızın elindeki sığır çiçeği mikrobuyla James Phipps isimli sekiz yaşındaki çocuğu aşıladı.
📌Bu uygulama diğer yöntemlere nazaran daha çok kabul gördü. İnsandan alınan numunelere göre daha az riskli olması, yaygınlaşmasını hızlandırdı.
📌İlk günlerde dönemin bilim insanlarının tepkileriyle karşılaşan Jenner'in geliştirdiği aşı o kadar başarılı oldu ki bugün bile tüm dünyada aynı aşı kullanılıyor. Jenner, bu buluşuyla bilimsel olarak tıpta bir çığır açtı.
Jenner'ın geliştirdiği bu aşı tarihteki ilk aşı olma özelliğine sahipti. Bu aşı vaccine, 'vacca' kelimesinden gelir. Vacca, Latince'de inek anlamına gelmektedir. Bu aşı sayesinde günümüzde çiçek hastalığı tamamen yok olmuştur.
BİRİNCİ ABDÜLHAMİD 6 ÇOCUĞUNU SALGINDA KAYBETTİ
✅Osmanlı'da çiçek aşısı
📌Jenner'in geliştirdiği aşı, ilk defa Osmanlı topraklarına 1800'li yıllarda geldi.
📌Bu hastalık birçok can aldı. Birinci Abdülhamid döneminde 1700'li yıllarda İstanbul'da çiçek salgını yaşanmış ve padişah en az 6 çocuğunu salgında kaybetmişti.
📌Türk usulü çiçek aşısı, 18. yüzyılda Avrupa'da öğrenildikten sonra ilk olarak Londra'da Newgate Hapishanesi'nde 6 mahkûm üzerinde denenmiş ve olumlu netice alınmıştı. Aşı olumlu neticelerin alınmasına rağmen günümüzde olduğu gibi tartışmaların da odağı haline gelmişti.
📌Hastalığın kontrol altına alınabilmesi için aşı programına duyulan ihtiyacın farkında olan Osmanlı idaresi, 1885'te ilk aşı nizamnamesini çıkardı. Sonraki yıllarda da aralıklarla nizamnameler yayımlandı. Aşılar öncelikli olarak çocuklara ve sonrasında 1904 yılında fabrika çalışanlarına yapıldı.
AŞI İLE DÜNYA TARİHİNDEN SİLİNEN İLK HASTALIK
✅Dönem dönem nükseden salgın
📌Dünyanın genelinde yaygınlaşan aşı programları sayesinde virüs ölümcül olmaktan çıktı. Fakat 1958'e de bu virüs yeniden baş gösterdi. Hatta öyle ki 2 milyon kişinin bu hastalıktan ölmesi, Dünya Sağlık Örgütü'nün yeni bir aşı kampanyasını başlatmasına sebebiyet verdi.
1970'li yıllara kadar dönem dönem patlak veren çiçek hastalığı birçok can almaya devam etti. 1980'e gelindiğinde ise Dünya Sağlık Örgütü artık bu hastalığın dünyadan tamamen silindiğini ilan etti.
✅Hastalığın özellikleri
📌Sığır vebası sığır ve türlerinde gören öldürücü ve bulaşıcı hastalıklardandır. Sığırlara bulaşan bu virüs, sığır ve bufola türlerini de tehlike altına almıştır. Bu hastalık sığır ölümlerine yol açtı. Kıtlığa yol açan bu hastalığın çaresi de yine aşı ile oldu.
📌4. yüzyıldan itibaren insanlığın uğraştığı hastalıklardan biri olan sığır vebası 18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa'da yayılmış hatta öyle ki Avrupa'da ilk veteriner okullarının kurulmasına sebebiyet vermiştir. Avrupa'da belirli aralıklarla nükseden bu hastalık hayvan sağlığı açısından yapılan araştırmalara hız kazandırmıştı.
Lady Montagu, Osmanlı'daki aşıyı Batı'ya nasıl tanıttı?
ANADOLU'DA BİNLERCE HAYVAN TELEF OLDU
✅Osmanlı'da sığır vebası
📌Bu salgının Osmanlı topraklarına 93 Harbi'nden sonra muhacirler tarafından getirildiği düşünülmektedir. Osmanlı'da "Veba-i bakarî" olarak adlandırılan bu hastalık, halkı büyük bir gelir kaybına uğrattı.
📌Rusya'dan getirilen hayvanlardan bulaşan hastalık yüzünden Anadolu'da hayvan sayısı azalmış 1889'da bir günden binden fazla hayvanın telef olduğu kayıtlara geçmişti.