Geçmiş zaman rüzgarını günümüze taşıyan nostaljik aletler
Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir'in sonunda "Hayır muhakkak ki bu eski şeyleri kendileri için sevmiyoruz. Bizi onlara doğru çeken bıraktıkları boşluğun kendisidir. Ortada izi bulunsun veya bulunmasın, içimizdeki didişmeden kayıp olduğunu sandığımız bir tarafımızı onlarda arıyoruz." cümlelerini kurar. Bizi maziye götüren şeyleri neden sevdiğimizin cevabı hepimiz için farklıdır. Fakat eskiye ait birçok unsurun hepimizin hayatlarında bir karşılığı vardır. İlk alınan radyonun heyecanını veya gramofonunuzdan yayılan sesi huzurla dinlediğinizi hatırladığınızda bambaşka iklimlere doğru yolculuğa çıkabilirsiniz. Geçmiş zaman rüzgarını günümüze taşıyan nostaljik aletleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 24.09.2020
09:07
Güncelleme Tarihi: 29.03.2022
11:11
Daktilonun tarihçesi
📌Bir klavye aracılığıyla harekete getirilen harfleri mürekkepli bir sistem yardımıyla kağıda basarak yazı yazan makine anlamındaki daktilo, ilk kez 1829′da Teroitli William Austin Burt tarafından icat edildi ve patenti alındı.
📌Tipograf adı verilen Austin'in makinesi elden daha yavaş yazıyordu. 1801 yılında ise İtalya'da Pellegrino Turri tarafından bir daktilo yapıldı. Pellegrino, gözleri görmeyen sevgilisi Kontes Caroline Fantoni da Fivizzano için bu makineyi yaptı.
📌İlk pratik daktilo ise 1868'de ise Sholes tarafından yapıldı. 10 yıl sonra Remington, yaptığı daktiloyu bir dikiş makinesinin üzerine yerleştirdi. Şaryo, dikiş makinesinin pedalına benzeyen bir pedalla döndürülüyordu. Makine ise silik ve büyük harf yazabiliyordu. Bu mahsurlarının yanında büyük ve pahalı olması piyasaya sürülmesine engel oldu.
📌Sholes'in yaptığı pratik makineyi inceleyen Thomas Edison, elektrikle çalışabileceğini söyleyerek üzerinde çalışmaya başladı. Edison, çubuğun elektromıknatısla hareket ettiği elektrikli daktilo makinesi yaparak 1872'de patentini aldı.
📌Remington, Royal Smith gibi Amerikan firmaları yanında İtalyan Underwood-Olivetti, Alman Olympia, Adler ve Triumph ve İsveç Facit firmaları da daktiloların yapımında görülen çeşitli kusurları yavaş yavaş düzelterek bugün kullanılan daktilolara benzeyen makineler yaptılar.
📌Çeşitli deneme ve üzerinde yapılan çalışmalardan sonra 1930 yılında seri halde elektrikli makinelerin satışına başlandı. Piyasada tutulması, seri iş yapması bunun üzerinde firmaların çalışmasını sağladı.
📌Daktilo 1800'lü yılların başlarında icat edildi ve yüzyılın sonlarına doğru seri üretimine geçildi. Osmanlı topraklarına girişi ise 20. yüzyılın başlarına denk gelir. Girit mübadillerinden Tütüncüzade Fazıl Bey, 1900'lü yılların başında Girit'te yaşarken Amerika'daki firmaya mektup yazarak sipariş ettiği ilk Osmanlıca klavyeli daktilo, Mersin'deki evlerinde özenle muhafaza ediliyor.
Daktilo çeşitleri
🔸 Mekanik daktilo
Elektriksiz, mekanik olarak çalışan daktilo türüdür. Parmakla kuvvetle tuşa vurulunca, kaldıraç tertibatıyla tuşun bağlı olduğu harf kalkar ve şeride vurur. Şerit de sarılı olan kâğıt üzerinde o harfin izini bırakır. Harfler vuruldukça şaryo otomatik olarak ilerler. Yazının düzgün çıkması; şeride, vuruşun kuvvetine ve tuşlara iyi basılıp basılmamasına bağlıdır.
🔸 Elektrikli daktilo
İşleme prensibi mekanik ile aynıdır. Tuşa basıldığında harfin şeride, dolayısıyla kağıda vurma işlemi elektrikli olarak gerçekleştirilir. Ancak sdnr 1961'de Selectric ismini verdiği modelle harflerin çubukları yerine, harflerin bulunduğu yazı topunu getirdi. Seçilen harfe göre bu yazı topu dönerek, kâğıt tarafına ilgili harfi getirebilmektedir. Yazı topunun değiştirilmesiyle, değişik türde harfleri kullanmak mümkündür. Elektrikli daktiloların (yazıcıların); kaset şeritli ve silicili, çubuklu elektrikli daktilo, küreli elektrikli daktilo, papatya tipi elektrikli daktilo gibi çeşitleri de vardır.
🔸 Elektronik Daktilo
Sistem olarak mekanik ve elektrikli mekanik daktilolardan değişik olarak harfler kollar veya yazı topu üzerinde değil papatya şeklindeki disk üzerine dizilmiştir mekanik ve mekanik elektrikli makinelere nazaran çok sessiz ve daha fonksiyoneldir ve günümüzde kullanılan daktilo tipidir. Hafızalı modelleri de vardır.
🔍 Osmanlı'da yapılan ilk telgraf haberleşmesi
Daktilonun günümüzdeki kullanımı
📌Kullanırken elektriğe ihtiyaç duyulmadığı için günümüzde Latin Amerika, Hindistan ve Afrika'da yaygın olarak mekanik daktilolar hâlen kullanılmaktadır. Nisan 2011'de Hindistan Mumbai'de kurulu son daktilo üreticisi olan "Godrej and Boyce"un kapandığı, böylelikle dünyada son daktiloların da üretildiği yolundaki haberler derhal yalanlanmıştır. Dünyada hâlen daktilo üreten fabrikalar faaliyetlerini sürdürmektedirler.
📌Günümüzde çoğunlukla dekor olarak kullanılan ve mekanları süsleyen bir alete dönüşmüştür.
VIDEO
Gramofonun tarihçesi
🎵İnsanlığın tarihi ile birlikte var olan müzik, onunla birlikte gelişim göstermiştir. Fonograf kelimesi Yunanca ses anlamına gelen "phone" kelimesi ile yazmak manasına gelen "graphe" kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bir nevi ses-yazar diye basitçe de açıklamak mümkündür fonografı. Bu makine ile ses ve müzik kayıtı veya dinleme olanakları bulunmaktadır.
🎵Fonografı ilk olarak ünlü mucid Thomas Edison tam anlamıyla yanlışlıkla icad etmişti. 1877 yılında mors alfabesi ile telgraf mesajlarını tekrar eden bir cihaz yapmaya uğraşırken fonograf icad ettiğinin farkında değildi. Temel amacı bu aleti yapmak olmadığı için fonografa duyduğu ilgi ancak 1888 yılında canlanabildi. Bunda Chichister Bell ve Charles Summer Tainter'ın 1886 yılında fonografı geliştirerek gramofon adlı bir cihaz bulmaları önemli bir rol oynamıştı. Edison, ilk geliştrdiği fonograf üzerinde çalışıp daha gelişkin bir cihaz bulduğu yılda, Emile Berliner adlı Alman asıllı Amerikalı bir mucit de gramofonu icat etmişti.
🎵Gramofonun ilk patenti , 8 Kasım 1887 tarihinde Alman bilim adamı Emile Berliner tarafından alındı.
🔍 Posta güvercinleri yollarını nasıl buluyorlardı?
🎵Gramofon Osmanlı coğrafyasına 1800'li yılların sonunda girdi. İlk fonografın 1896 yılında Osmanlı'ya geldiğini öne süren Hacı Şeyhoğlu Ahmet Kemal, beş kişinin bir araya gelip de 100 para verdiğinde fonografçının aleti çalıştırdığı ve dinlettiğini söyler.
🎵Kısa sürede Osmanlı coğrafyasına yayılan ve daha da önemlisi sevilen gramofona bir de Osmanlıca isim bulunmuştu; sada-nüvis. Tıpkı Yunanca'da olduğu gibi Osmanlılar da tam anlamıyla ses-yazar adını kullanmayı tercih etmişlerdi.Yıllar içerisinde Anadolu coğrafyasında gramofon sadece müzik dinlemek için kullanılan bir alet olmaktan çıkıp, orta oyunları, komediler ve hatta 1970'li yıllarda spor plakları yapılmaya başlanmıştı.